ÖK-2

0 0 0
                                    

Yeni bir güne uyanmak istememiştim çünki 1 sene önce hayatımın en iğrenç günlerini yaşamaya başlamıştım.
   Yani şöyle ki 1 sene önce o kadar güzel bir hayatım vardı ki cennetteymişim gibi hissediyordum.

Yeni bir gün sevdiğim çocuk hergün aynı parkta beni simitle bekler yiyerek okula giderdik okulun kapısına geldiğimizde son kez sarılacakmışız gibi "seni seviyorum kelebek"derdi. Çıkış zili çalınca koşarak kapıya giderdim ama hep o beni beklerdi" yine kaybetti kelebek"diyip yanağını uzatır"öpücük"derdi nedense hep ben öpüyordum. Hiç erken gelemezdim üşengeçliktendir. Beni eve bırakıp oda giderdi.

1 sene önce bugün yine koşturarak okula sevdiğim çocukla gitmek için saçımı at kuyruğu yapıp okul kıyafetlerimi giyinip evden çıktım.           Parkın oraya geldiğimde yoktu 'uyuya kalmıştır' diye içimden geçirip 5 dakika bekledim kalkıp gidecekken bir çocuk geldi elinde bir kutu "bu senin abla" diyerek gitti. Kutuyu açtım içinde kavanoz, kavanozun içinde kağıttan yapılmış kelebek kanadında not, notu okumadan anladım gözlerim doldu akmaya başladılar sonra kağıdı açtım ama okumaya ne gözüm vardı nede görebiliyorum ama zorda olsa okudum kavanoz elimden düştü tuzla buz oldu bizim gibi. Notta "Bir çocuğun salıncağı sevdiği kadar sonsuca gidecekmiş gibi kollarını açıp gökyüzüne yükselmesi gibi seviyorum seni ama şimdi hoşçakal" yazıyordu. Ne ağlaya biliyorum ne elimin titremesine geçirebiliyorum. Hiçbir yapamıyorum sevdiğim çocuğu kaybetmiştim ne yapaydım 'work' şarkısıyla halaymı çekeydim. Teyze yanıma oturdu. Belliydi yorulmuş nefesi bile zor alıyordu benim gibi. Teyze "yine bir kalp kırılmış çok severken bile hayat bu güzel kız sıkma o tatlı canını. O sana geri dönecek merak etme. Beklemekten başka çaren yok bekle" diyip yanağımdaki yaşı silip gülümsedi o gülümsemesi o kadar içten geldiki kafamı omzuna koyduktan hemen sonra ağlamaya başladım. Sanki tanıyorum öyle bir rahatlık.

___

Eve geldim herşeyi parkta bıraktım bakmayın öyle bana aldığı hediyelerin içine koyacak değildim ya
   Diğer gün okula gitmek istemesemde Ceydanın beni en az 155576589638934 demiycem binbeşyüz defa aramasıyla okula gitmek için kalktım hazırlanıp çıktım.  
Okula hep aynı yerden giderdim şimdi başka yol yabancıymışım gibi başka yerler keşfedermiş gibi. Okulun kapısı bazen burayı hiç sevmiyorum bazen demeyelim hiç sevmiyorum onu en son bu kapıda gördüm. Ve sonuç hiç sarılış olmayacak. Hey okul kapısı " Bir çocuğun salıncağı sevdiği kadar sonsuca gidecekmiş gibi kollarını açıp gökyüzüne yükselmesi gibi seviyorum seni ama şimdi hoşçakal"
  Ceydanın beni dürtmesiyle kendime geldim bana baktı yüzünü üzgünmüş gibi yapıp" oy kıyamam" diyip bana  sarıldı. Beni hep anlardı 'canım bestim' ben Ceyda yı hiç anlayamazdım çok değişik duyguları var çünkü ama biz birbirimizi çok severiz. Bana daha sıkı sarıldı "hey 10 yılım ölüyorum galiba" evet on 10 yılım derdim çünkü öyleydi.

Ve başka gün değişik yol aynı kapı aynı söz ama mutsuz sonsuz.

Bir sabah hayata değişik uyandım. Aynı yol, aynı kapı ama söz yok, sevmek yok sade boş bomboş.

Yani uzun lafın kısası artık mert yok bir ara çok sevdiğim mert yok ölü.
   Bugünde boş öyle olacak ama içimde korku, heyecan, hüzün hepsi karmaşık bu duygu beni üşütüyor. Aldırış etmeden aşağı kahvaltı etmek için indim tek başıma kahvaltı edicem. Ailem hergün olmasada haftada 3 defa şehir dışına iş için giderler. Abim eve hiç gelmeyecek kadar az gelir. Bizi sevmediğini söyler ama çok sever ben biliyorum. Bugün geleceğini söylediği için okula gitmek istemedim zaten kapanmasına 1-2 ay kaldı.
Kahvaltımı yaparken telefondan mesaj geldiği gibi baktım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 07, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ÖLÜMSÜZ KELEBEKLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin