fısılda 10.05.2016 -1BÖLÜM

62 5 1
                                    

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Başlayalım

Artık yenildim. Ölüm kulağıma fısıldarken nasıl vazgeçebilirimki. Tüm ihtişamı ile istanbul ölmemi bekler gibi kendini sergiliyordu.

Yanağımdan süzülen gözyaşı eteğime düştüğünde başımı eğdim.
Boğaz köprüsünü bulanık görürken siren sesleri duyuyordum ama rüzgarında eşlik ettiği uğuldama ile sanki kulaklarımı tırmalıyordu bu ses. Nasıl nefret etmiştim yaşamaktan, nasıl yenilmiştim bu dünyaya.

"Defne hanım lütfen fazla hareket etmeden bize doğru yaklaşın"
Bana yabancı gelen sese dönüp bakamadım bile. Bu insanların gözünde daha ne kadar küçük görünebilirdimki. Herşeyi geçtim ben kendimden vazgeçmiştim.

Kollarımdan tutulup çekildiğimde kendimi beni tutanın ellerine bıraktım. Havaya yükseldiğimde kucağa alındığımı anladım.
Etrafımda koşturmaca vardı ama gözlerimi açamayacak kadar cesaretsizdim.

Gözlerimi açmak istedim fakat mert'in sesi ile bu isteğimi bastırıp yerimden kıpırdamadım.
"Nasıl olur bu, benim neden haberim yok. Defne aç gözlerini birtanem. Acele edin!"

Duyduğunuz kelimeler müstakbel nişanlımın ağzından çıkıyor. Şirketler ortak olduğundan gerçi hisse payı bizde daha fazla ama babamın benim mürvetimi görmek istemesi sonucunda mert ile nişanlanmıştık ve akel şirket ile ortak gibi birşey olmuştuk.

Arabaya bindirilmem ile düşüncelerimden ayrıldım. Mert'in bağırmalarından rahatsız olup gözlerimi açtım.
"Mert kapa çeneni ve arabayı kenara çekin" yattığım yerden daha doğrusu mert'in kucağından doğrulup delici bakışlarımı şoföre diktim.
"Ama defne han-"
"Sana kenara çek dedim"

Şoförün kenara çekmesi ile direk arabadan indim. Sahil yolunda idik. Mert'in de inmesi ile arkamı döndüm.
"Hayırdır mert"
"Defne iyi değilsin ve seni yalnız bıra-"
"Sana gelmeni söylemedim "
"Defne iyi değilsi-"
"Beni rahat bırak"
Sesimin yükselmesinden cesaret alıp arkamı döndüm ve yürümeye başladım.

Arkamdan gelmediklerine emin olunca biraz daha ilerleyip boğaz manzaralı bankıma oturdum. Hafif esen rüzgardan dolayı bacaklarım üşümüştü. Kendimi akışına bırakıp denize odakladım. Eşsiz ışıkların süzülüp karıştığı bu deniz bana herşeyi unutturuyordu ,hatta yarım saat önce intihara kalkışmamı bile.

Birisi elimden tutsa çekse bu karanlık kuyudan beni, belki o zaman kendime gelebilirdim. Kim bilir belkide tamamen soyutlanmışımdır bu hayattan.

Ben düşüncelerimle savaşırken yanıma birisinin oturması ile başımı sola çevirdim. Görüşümde ayırt edebildiğim tek şey parlayan gözyaşları oldu. Daha net baktığımda benden 2-3 yaş küçük kızın yanımda hıçkırarak ağladığını farkettim. Yalnız değilmişim.

15-20 dakika kızın iç çekişlerini dinledim. Dokunsam patlayacak gibi hali vardı ama bende denize bakıyordum.
"Serra özür dilerim. Valla benim suçum yok serra. O kız geldi öptü be-"
Çocuk daha cümlesini bitirmeden başka bir ses karıştı ortama
"Serra abim iyi misin "
Başımı tekrar sola çevirmem ile Simsiyah gözler serildi önüme.

"Serra yürü gidiyoruz " yanımda hareketlilik olduğunda bu sefer başımı çevirmedim.
"Serra arabaya bin" anlamadığım tartışmanın ortasında esen rüzgar yeninden kendini belli etti.

Bacaklarımı banka koyup kendime çektim. Eteğim umrumda değildi şu an. Kollarımı bacaklarıma dolayıp kafamı bacaklarıma yasladım.

"Sakın bir daha kardeşime yaklaşmaya kalkma" soğuk ses esen rüzgarı unutmama yardımcı olmuştu. Ayak sesleri ardından gecenin sessizliği.

FISILDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin