KELEBEK

2- Yukarda Allah var!

Medya:Ekin
Okulun ilk günü hiçte fena sayılmazdı en azından arkadaş edinmiştim. Ama aklıma takılan bişey vardı. Bu okulda basketbol sahası yok muydu yoksa daha yerini mi öğrenememiştim . Basketbol oynamayı çok seviyorum.Övünmek gibi olmasın ama Iyide oynuyorum. Küçükken annem beni hep jimnastik kursuna gönderirdi. Aslına fiziğimin iyi olmasının bir sebebi buydu. Yine sevmiyordum işte. Anneme yalvarıp en sonunda basketbol kursuna yazılmıştım. ilerleyen yaşlarımda maçlara Bile katılmıştım. Hatta okul takımının lideriydim. Kazandığımız bir sürü maç vardı. Ama şimdi okul değiştirdim ve okul takımından ayrıldım.
Koridorun sonundaki odaya bakmaya karar verdim şu an bi basketbol Sahası arıyordum BİNGO!!!
Sonuna buldum. Bu arada burası baya bi genişti eski okulumdakinden bile. Bir dakika tamam ben sahayı buldum da ya kızlar benimle oynamak istemezse ya da bi takım yoksa. Offff! o kadar heveslenmiştim.
Omzumaki elle bir an korksamda bu elin sahibinin Bahar olduğunu gördüğümde rahatladım.

"Nerdesin sen her yerde seni arıyordum, çantanı sınıfta gördüm ama sen yoksun, hadi gel Melis geldi sizi bir an once tanıştırayım."

"Tamam sakin ol burdayım, sadece basketbol sahasını arıyordum ve buldum da."

"Basketbol u sever misin?"

Lütfen takım var de, lütfen takım var de

"Bu sene kızlar takımı yapılacaktı ama fazla katılan olmadığı için vazgeçtiler."

Sonuç:Hayal kırıklığı

"Ama sen yine de bi hocayla konuş."

Bir umut :)

"Ama şimdi koş hemen melisle tanış ,emin ol çok iyi anlaşacaksınız."

Inşallah.
Bahar beni sürüklemeye devam ederken. Köşeyi dönünce birilerine çarptı. Aslında ikiside yakusukluydu. Bi tanesi bahar tam düşerken onu belinden yakaladı. OHA! ama tam bi hikaye gibi, gelecekte sevgili olurlarsa hiç şaşırmam.

"Dikkatli ol prenses bu etekle yere düşseydin olacakları düşünemiyorum."

Bir dakika 'prenses?'

"Ben... Afedersin bizim acelemiz var daha sonra görüşürüz."

Sonra görüşürüz?
Bahara baktığımda kıpkırmızı olmuştu ve nedense sırıtıyordu.
Ondan etkilenmiş olabilir miydi?

"Onlarda bizim sınıfa yeni geldi."

Evet kesin.
Sınıfa girdiğimizde bahar beni kahverengi saçlı, mavi gözlü tatlı ama sert bi kızın yanına çekti.
Bunları hep dış görünüşten çıkarıyorum.
Bahar hemen devreye girdi.

"Melis bu sana bahsettiğim kız Azra, Azra bu da Melis"

Melis e benden mi bahsetmişti.
Melis elini uzatınca bende tutum ve gülümsedim o da gülümsedi. Bu bana iyi hissettirdi. Sonuçta çok arkadaşım yoktu.
Kapı açıldı. Kemikleri sayılan, kurumuş, ölmüş bi kadın içeri girdi. Kesin çok cırtlak bi öğretmendir. Ama ilk dersten bu olur mu. Biz yerimize geçtik meliste arkamıza Rüzgarın yanına oturdu, bu okulda herkez yakusuklu olmak zorundamıydı.
Hoca yoklama almaya başladı.
...
Kapı açıldı ve içeri Baharın bugün çarpıştı çocuk ve yanındaki yakusuklu girdi.

"Yoklamayı aldım ve siz yok yazıldınız."

"Hocam o zaman biz dışarı çıkalım nede olsa yok yazılmışız."

"Hayır çıkamazsınız."

"Kimse kendi kafasına göre oturamaz yer düzeni yapıcam."

Ahanda sıçtım bu sınıfta sadece üç kişiyi tanıyordum. Sınıf 33 kişilik. Evet sıçtım, en azından ni kızla otursaydım. Amin inşallah.

"Kızlı Erkekli oturulacak."

Aha! Bari Yankı yla otursaydım amin.

"Aslı Yankı yla"

Bendeki de şans olsa

"Melis rüzgar"

"Bahar Ekin"

"Azra Mert"

Bu mert kimdi şimdi?

"Azra sen ekinle otursanda bende mertle okusam olurmu? "

"Mert? Ekin?"

"Mert bugün çarpıştığım çocuk Ekin yanındaki."

Kesin ondan etkilendi yoksa şimdi benden böyle bişey istemezdi.

"Tamam "

Yani sonuçta ikisinide tanımıyorum ha o ha bu.
Hoca nın gösterdiği yere oturduk. Bi göz gezdirdimde
'Şimdi yukarda Allah var çok yakusuklu'

"Yakusuklu?"