1

18 1 0
                                    


ARYA KOÇER

Hiç kimsesiz hissettiniz mi? Aslında aileniz varken yokmuş gibi. Sizi sevenler varken sevmiyorlarmış gibi.Ben hep öyle hissettim.Sanki hayat beni yalnızlıkla sınıyormuş gibi.Hiç kimseyi her şeyimi paylaşacak kadar yakın göremedim.Herkes tuhaf gelirdi.Tuhaf ve yapmacık.Tabi insan gibi görünen yaratıklarda var.Geceleri kafamı yastığa koyunca yalnız öleceğimi düşünürdüm hep.''Ne tam olarak bir ailem ne de dostum olmayacak.'' Her gece bunu söylerdim kendime.Ailem beni seviyor aslında,bende onları ama biyolojik değiller.Bu da beni tam anlamıyla anlamadıklarını düşündürüyor.Yalnızlık üzerime yapışmıştı sanki ben çıkarmaya çalıştıkça ruhumla birleşiyordu.Yalnızlık bir ben olmuştu sanki.Keremle tanışana kadar.Kerem benim en yakın arkadaşım,ailem,her şeyim.Tanıştığımızda 6 yaşındaydık.Onunla tanışınca yalnızlığım sonlanmıştı.Benim kimsesiz çölümde susuzken suyum olmuştu,sıcaktan yanarken gölgem olmuştu.Daha bacak kadar çocukken ben böyle hissediyordum işte.Oysa ne komik değil mi? Çocuğum sonuçta,arkadaşlarımla oynamam, gülmem,eğlenmem lazımken ben böyle hissediyordum.Ama ben hiç normal bir kız olmadım ki.Yaşıtlarımdan her zaman fazla olgundum.

Gözlerimi açıp yanımda bana sarılı bir şekilde uyuyan Kerem'e baktım.Gözleri hafif aralıktı.Uyanmaya yakın olduğunda hep böyle olurdu.Upuzun olan kirpikleri ela gözlerini kusursuzlaştırıyordu.Oval yüzü,sivri çenesi,belirgin yüz hatları,hafif çıkan elmacık kemikleri,uyuduğu için daha da dolgun olan geniş dudaklarıyla her kızın aşık olacağı mükemmel bir yüze sahipti.Bu da onu daha çok kıskanmama sebep oluyordu.Siyah dağılmış saçları gözüme çarptı.Her zaman yumuşak olur ve elma kokarlardı.Uyandırmamaya özen göstererek elimi saçına daldırdım.Bunu onunla uyandığımda yapmayı çok seviyorum.Beni huzurlu,güvende hissettiriyor.Saçlarıyla oynamamla elma kokusunun burnuma yayılması bir oldu.

''Günaydın güzelim.''

Kerem'in sesini duymamla gülümseyip gözlerimi saçlarından gözlerine çevirdim.

''Günaydın yakışıklı şempanzem.''

''Hafta sonları gözlerimi seninle açmayı seviyorum.''

Gülümsemem yüzüme iyice yayıldı.

''Biliyorum.Ama her hafta sonu seninle olmamıza rağmen hala saçlarınla seni uyandırmadan oynayamıyorum.''

Güldü ve gamzeleri kısılan gözlerinin yanında beliren çizgilerle ortaya çıktı.

''Bebeğim kaç senedir öğrenemedin sen yanımdayken ben ne zaman derin uykuya daldım.''

''Niye dalmıyorsun ? Bende rahat rahat saçlarınla oynarım.''

Yatakta dikleşti ve beni belimden tutup kendine çekti.Omzumu öpüp kafasını boynuma gömdü ve kafasını kaldırmadan konuşmaya başladı.

''Hıhı tabi sonra seni kapsınlar.''

Kıkırdayıp yanağını öptüm.Keremle 7 yaşından beri hafta sonları beraber kalırdık.Ya o bize gelirdi ya da ben onlara giderdim.Hatta ikimizde de birbirimizin evlerinin anahtarı bile vardır.İstediğimiz zaman anahtarla gireriz.Ben onların kızlarıymışım o da bizim evin oğluymuş gibi.

''Hadi kalk bakalım küçük hanım daha kahvaltı edip stüdyoya gidicez.''

Kendimi yatağa atıp yastığa sarıldım.

''Yaa ben gelmesem yataktan çıkmak istemiyorum.''

Ve yine Kerem Keremliğini yapıp ayağımdan tuttuğu gibi çekmeye başladı.

''Arya sinir etme de kalk hafta sonları yanımda olmamandan nefret ettiğimi biliyorsun.''

Bacaklarım yatak dışına çıkınca pes ettim.

''Tamam kalkıyorum.''

''Kahvaltıyı hazırlamaya gidiyorum sende 2 dakikaya aşağıda ol.''

Kafamı salladım ve Kerem'in aşağı inişini izledim.Ailelerimiz genellikle kahvaltıya evde olmazlar çoktan şirkete gitmiş olurlar.İkimizin ailesi de köklü ailelerden geliyor ve yakın arkadaşlar.Hatta ortaklar da ikisi biz daha Kerem'le yani tanıştığımız zamanlarda Koçoğlu diye şirket kurmuşlar.Bizim soyadımız Koçer onların ki Sarrafoğlu ve böyle bir isim bulmuşlar.Kerem'le bu kadar yakın ve rahat olmamızın sebeplerinden bir tanesi de bu zaten.

Yataktan kalkıp banyoya gittim ve salık olan siyah saçlarımı topuz yapıp yüzümü yıkadım.Gidip telefonumu elime aldım açıp baktığımda her zaman ki gibi mesaj yoktu.Telefonu yatağa fırlatıp aşağı Kerem'in yanına indim.Çok ciddi bir şekilde domates kestiğini görünce gülmekten kendimi alamadım.

''Komik olan nedir acaba.''

''Domatesleri ameliyat edermişcesine kesmen olabilir mi? ''

''O kadar iyi biliyorsanız siz yapın hanım efendi.''

Ağzımı kilitlermiş gibi yapıp ellerimi yukarı kaldırdım.Gülüp tekrardan önüne döndü.
Masaya oturup salatalıktan bir tane ağzıma attım.

''Bugün napıyoruz?''

''Stüdyoya gidicez prova var 2 saat falan sürer büyük ihtimalle sonra da sen nereye istersen oraya gideriz bebeğim.''

''O 2 saatte bende dans çalışsam biliyorsun üniversite seçmeleri yaklaşıyor.''

''Stüdyo da çalışırsın enstrümanların olduğu bir salon var büyük de.''

''Tamam o zaman...Gece kötü oldun yine yani sayıkladın kabus mu gördün.''

''...''

''Kerem yapma bunu yaptığında nasıl hissettiğimi biliyorsun.''

Elinde ki bıçağı bırakıp yüzünü bana döndü.Kollarını birbirine geçirip yaslandı ve gözlerini gözlerime dikti.Benimle ciddi bir şey konuşmadan önce hep bunu yapardı.

''Onu gördüm.Öldüğü günü.Öldüğü anı.''

''Sayıklamandan anlamıştım.''

''...''

''Üstünden 5 ay geçti ama hala acı veriyor değil mi?''

Kafasını sallayıp başını öne eğdi ve gözlerini yukarı kaldırarak o mükemmel gülümsemesini yaptı.

''Eskisi kadar değil...Neyse hadi yardım et bana yumurtaları al dolaptan.''

***

Keremle kahvaltı ettikten sonra stüdyoya geldik.O konuşmamızdan sonra bir daha o konuyu açmayı düşünmüyorum.Canının hala yandığını görebiliyordum.

Onlar provaya başladıklarında ben de Kerem'in söylediği odaya gittim.Bilgisayarımı çıkartıp hoparlöre taktım ve sevdiğim şarkılardan bir liste yapıp dansa başladım.

Yarım saat dans ettikten sonra kapının açılma sesiyle oraya döndüm.Kocaman kahverengi gözleriyle bana bakan bir çocuk gördüm.Onu daha önce burada gördüğümü hatırlamıyorum acaba yeni gelen biri mi?

''Şey affedersin rahatsız ettim galiba gitarımı almaya gelmiştim.''

''Sorun değil.''

''Dansçı mısın?''

''Yani öyle de denebilir.''

''Ben de dans etmeyi severim.''

''Gerçekten mi en çok neyi seversin?''

''Vals.''

''Üstüme tanımam.''

Dişlerini gösterircesine gülümsedi.Kerem'den sonra gördüğüm en mükemmel gülümsemeydi.

''Diyosun.İstersen dans edelim de görelim. Yani tabi sorun olmazsa.''

İstemsizce güldüm.

''Tamam edelim bakalım.''


Gidip bilgisayardan vals açıp çocuğun yanına gittim.Pozusyonumuzu aldıktan sonra beklenen ritimle dansa başladık.

''Bu arada ben Ayaz.Ayaz Atan.''

''Memnun oldum Ayaz Atan bende Arya Koçer.''

Beni döndürüp yatırdı.Yüzünü biraz yaklaştırıp gözlerime dikkatlice baktı.

''Gözlerin çok güzelmiş Arya.''

Dediğini anlamak içinkaşlarımı çattığım sırada birden popo üstü düştüm.Ne olduğunu anlamak içinkafamı kaldırdığımda Kerem'i Ayaz'ın üstünde gördüm.İkisini ayırmak içinhızlıca ayağa kalktım.Üstlerine yürürken etraf bulanıklaşmaya başladı ve biranda hiçbir şey göremez oldum. /

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 12, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sevda MezarlığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin