YARKIN

4 0 0
                                    

Sadece iki tanesi yanan sokak lambaları sokağı aydınlatmaya çalışıyordu. Karanlığın hükmettiği sokakta adımlarım hızlı sayılabilecek derecedeydi. İlerideki marketin  kepenklerinin kapalı olduğunu görünce şansıma lanet ettim, sigarasızlık başıma vurmuştu, yakında başka market olmadığı için mecbur kalarak büyük alışveriş merkezine doğru ilerledim. Sokağı dolduran mesaj sesiyle beraber telefonumu cebimden çıkardım, kilit ekranını açıp mesajlara girdim.
Gönderen: Gizli numara
"Evett. Yarkın her şeyden habersiz karanlık sokakta yürümektedir. Peki ya sevgilisi? Acaba nerede? Bence çok fazla merak etme, seni aldatan birine de bu kadar güvenme derim. Sevgilini ara."
Buda neydi şimdi ? Rehberden Melisanın numarasını buldum, ara tuşuna parmağımın ucu ile dokundum ve telefonu kulağıma götürdüm.
"Sakin ol, bir şey bilmiyorsun nasılsın ve neredesin diye soracaksın. Gayet sıradan bir konuşma." İç sesimin emirlerini dikkate alarak konuşmaya çalıştım.
"Alo"
-"Melisa, nasılsın?"
"İyiyim sen nasılsın aşkım?"
-"Gayet iyiyim ben de, evde misin?"
"Evet, kızlar var. Bir sorun mu var?"
-"Size geliyorum da haber vereyim dedim bitanem."
"Ne-ned-neden?"
Sesi ürkek çıkmıştı. Gerçekten evde olmadığına eminim.
"Bir sebebi yok 10 dakikaya orada olurum. Şimdi kapatıyorum" telefonu suratına kapatıp, Melisaların evine doğru yürümeye başladım.
Ara sokağın başında içinde bulunduğum durumu anlamaya çalıştım bunu her ne kadar başaramasam da.
Melisa'nın evinin önüne durdum, işte gerçekleri öğrenme zamanıydı.
Kapı ziline doğru uzandığımda nefesimi tuttum, yavaşça zile bastım ve beklemeye koyuldum. Kapıyı açan Melisa'nın annesiydi, "Melisa evde mi?" soruma karşı yüzüme Aval Aval bakarak;
"Seninle olacağını söylemişti." Sözcüklerini sıraladı ardarda.
"Melisa ile hiç buluşmadık, planımız da yoktu." dedim sessizce
"Nasıl yani? Melisa nerede o zaman ?"
"Bilmiyorum" dedim "bilmiyorum"..
Sözlerimin ardından bahçedeki masaya oturup beklemeye başladım, biricik yalancı sevgilimi.
Çok geçmeden caddenin başında siyah bir arabadan indi, arabanın camı açıldı ve içindeki adamın "kendine iyi bak güzelim" cümlesi duyuldu. Ahsen teyze ile göz göze geldik, gözlerindeki hayal kırıklığını görebiliyordum. Hissettiği duyguları da tahmin edebiliyordum, az önce kızı hiç tanımadığı bir yabancının arabasından inmişti, üstüne üstlük arabanın sahibi kızına hiç hoş olmayan sözler söylemiş ve bunları biz duymuştuk.
Melisa kendi kendine gülüyor, bir o tarafa bir o tarafa sendeliyordu, sarhoş gibiydi. Onunla en son konuşmamda sesi gayet normal geliyordu. Ona ne olmuştu böyle?
Evin önüne geldiğinde annesinin kırgın ve bir o kadarda sinirli bakışlarını aldırmadan kapıya yöneldi.
Evet çok sinirliydim, ona güvenmiştim. Düzgün bir kız olduğunu düşünmüştüm, hakkını vermeliyim ki çok iyi bir oyuncu. Gözlerimin dolmasını umursamayarak, Melisanın yanına ilerledim kolundan tutup kendime çevirdim.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen?" Sesim normal  tonunun üzerinde çıkmıştı, bağırır gibi.
"Ne yapmışım ki ya, biraz eğlendik altı üstü" dedi fısıldayarak.
Hayır, asla bu benim sevgilim olan Melisa değildi. Gerçekten duyduklarım, gördüklerim ve yaşadıklarım birer rüya gibi geliyordu, korkunç ve bir o kadar dehşet verici. Düşüncelerimden sıyrılarak, tekrar konuşmaya başladım.
"Ne diyorsun sen? Dalga mı geçiyorsun? Sen bu değilsin Melisa. Ne oldu sana?" Bağırmaya başlamıştım.
"Gayet iyiyim. Biraz eğlenmek benim de hakkım. Hem Orhan baya eğlendirdi beni..."
"Yeterrr" sesimin seviyesini kontrol edemiyordum, çok fazla bağırmıştım. Bunu Melisanın yerinden sıçraması ile kesinleştirdim. Korktuğu çok belliydi. Titriyordu. Benim sinirim ise kat kat  artmıştı. Annesi ise çoktan içeri girip kapıyı çarpmıştı. Melisanın kolunu sıkıca kavradım, katlanan sinirimle onun da korkusu ve titremesi artıyordu. Yaklaşık 30 saniye sonra Melisa normalden 100 kat daha fazla titremeye başlamıştı. Bir şeyler anlatmak ister gibi bir hali vardı. Zorlanarak "kolum" diyebildi sadece.
O an kolunu ne kadar sıktığımı fark ettim,kolunu tutan elimi gevşeterek kolunu serbest bıraktığımda titremesi tamamen durmuştu. Birkaç saniye boyunca gözlerimin içine masumca baktıktan sonra yere yığıldı.
Yerde öylece yatan kıza baktım, az önceki kavga gözümün önünde canlandı. Az önceki sinirim yavaşça dinerek korkuya dönüşmüştü. Gözlerim kolundaki ize iliştiğinde korku tüm vücudumu ele geçirdi. Yanık iziydi bu. Tam olarak benim tuttuğum yerde.
Elime baktığımda ise tam anlamlı bir şok geçirmiştim.
2 sokak ileride oturan Emir'in evine doğru koşarak ilerledim, kapıyı çaldım. Emir kapıyı açınca sormadan içeriye daldım, nefes alışverişlerimi kontrol edemiyordum.
Elimi Emir'e doğru çevirdim. Gözleri dehşetle açıldı, elimdeki elektrik akımına gözlerini ayırmadan bakıyordu. Cebimdeki telefondan gelen mesaj sesi ile normal elimle telefonu çıkardım.
Tekrar mesaj bölümüne girdim, evet bir gizli numara vakası daha.
Gönderen: Gizli numara
"Beklediğimden daha iyi bir performans, bay elektrik."
Sesli bir küfür çıktı ağzımdan, neler olduğu hakkında bir fikrim yoktu.
Ardından tekrar mesaj geldi.
Gönderen:Gizli numara
"Birinci kural: Bana karşı küfür etmek seni yanlış yerlere çeker.
İkinci kural: Sorgulama, sorgulamak seni delirtir.
Evet kurallarımın şuan sadece bir kısmını bilmen yeterli olur. Kim olduğumu tahmin edebiliyor musun? Edemezsin, interneti kullanmayı dene."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 15, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KURTULUŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin