"Aşk...Belkide doyasıya yaşayamadığım tek şey... Sevgi...sıcaklığını hiçbir zaman hissedemediğim tek gerçek.Sanırım..fazlasıyla...sevgiye açım..."
Gözlerim boşluğu tararken bana döndüğünü hissettim.Bana baktığını hissediyordum.Göz ucuyla bakmaya çalıştım fakat göremedim.Ne yapsam diye düşünürken bir anda kafamı çevirdim.Sessizlik...Nefes alıp veriyordu fakat birşey söyleyemiyordu.Anlatamadığım bir duygu gizliyordu içinde.Hüzünlü bir ifadesi vardı.Mumun ışığında zar zor görebildiğim şey kahverengi gözleriydi.Bana fazlasıyla üzgün bakıyordu.Gözlerimiz uzun bir süre kitlendikten sonra usulca ellerini dizlerimin üzerinde duran ellerime kenetledi.Gözlerim bir an ellerine kaydı.İlk defa şefkatle tutuyordu.Sıcaklığı içime yayılmıştı.
"Belki...Belki bir gün...Birisi sana bunları yaşatır..."
Sözleriyle kafamı tekrar ona çevirdim.
"Böyle bir şey olmayacak." dedim sözlerini keserek.Kafamı çevirdim.Ne kadar saklamak istesem de gözlerim çoktan dolmuştu bile.Çok büyük bir boşluk hissediyordum.Çok...çok...çok büyük...Acı hiç bu kadar sancılı olmamıştı...
"Babam bile beni sevmiyorken,bir erkeğin beni sevmesini bekleyemem.Kollamasını zaten hiç beklemedim.Çünkü..." Gözlerine baktım "Bugüne kadar girdiğim her savaştan kendim çıktım." Kafamı tekrar çevirdim."Sevgiyi hak etmiyorum ben.Hiçbir zaman..."
Baş parmağını dudağımda hissedince sustum.
"Şşş...Böyle söyleme...Sen sevilmeyi çok hakediyorsun Deren.Hatta dünyada en çok hakeden sensin..."
Söylediklerine mi şaşırsam yoksa kendimi mi sustursam diye düşünürken boğazımın yandığını hissettim.Saklamaya çalıştığım gözyaşlarım artık pes etmiş olmalılar ki yanaklarıma doğru iki damla yaş süzüldü.Konuşamıyordum.Cevap veremiyordum.Ağzımı açtığım her an kapatmam bir oluyordu.Sürekli yutkunuyordum.Her yutkunuşumda boğazım yanıyordu.Kalbim sızlıyordu...Hiç olmadığı kadar.Acı insanı bu denli güçsüzleştiriyordu.Ve açıkçası...Ben de güçsüzdüm.Yetemiyordum.Kimseye yetemiyordum.Kimseyi bırak kendime bile yetemiyordum.Çok güzel severdim,evet.Hiç doruklarda bir aşk yaşamamıştım fakat hayallerim vardı.Yanımda olan tek gerçek...Gözlerimi kırpıştırdım.Ağlamak istemiyordum.Şuanda güçlü olmam gerekirdi.Her zaman güçlü göründüğüm adam karşısında içimi fazlasıyla açmıştım.Güçsüzlüğümü sergilemeyi hiç sevmezdim fakat bu his başkaydı.Anlamı olan,fakat benim içimde anlamlandıramadığım bir his...Onu bana çeken bir his...Yanımda olmasını istiyordum.O uzaklaşınca eksiliyordum sanki...Evet...Ona değer veriyordum.'Ama bu nasıl bir değer?' diye tekrar sordum kendime.Onun uzaklaşmasını istemediğim günden beri soruyordum kendime.'Giderse ne yaparsın?' Kalbim tekrar sızlayınca yüzümü buruşturdum.Düşünmemem gerekiyordu.Düşündükçe yerin dibine daha da batıyordum.Kimi düşünsem gidiyordu...
Kalbim tekrar sızlayınca gözyaşlarımla beraber bir de hıçkırık çıktı.Ah!Bir bu eksikti.Odanın karanlık olması işime yaramıştı fakat hıçkırık..Umarım duymamıştır diyerek gözlerimi bastırdım.Ağzımı sıkıca kapatıp bir daha açmamam gerektiğini kendime hatırlattım.Her ne kadar acılarımı görmüş olsa da şu anı hiç bozmak istemiyordum.Acizliğimi gözler önüne sermek de...
Ellerime kenetlenmiş olan ellerini sıkınca duyduğunu hissettim.
"Ağlama...O güzel gözlere kıyma..."
Bu kez daha fazla dayanamadım ve kendimi tamamen bıraktım.Hıçkırıklar arasında deli gibi akan gözyaşlarımı durdurmak istesem de vazgeçmiştim.İlk defa bir erkeğin yanında bu denli savunmasız kalmıştım fakat gücüm tükenmişti artık.Ellerini ellerimden çekti ve yanaklarımı kavrayarak başparmağıyla gözyaşlarımı sildi."Hey! Gel buraya..."
Ani sarılmasıyla olduğum yerde dondum.Bana sıkıca sarılmıştı fakat ben şaşkınlıktan sarılamıyordum.İlk defa bu kadar heyecanlandığımı hissettim.Kalp atışlarım hızlanmış,göğsümden çıkacakmış gibi küt küt atıyordu.Bana yaslanan bedeninden onun da kalbinin hızlı attığını hissettim.Sıcaklığı bedenime yayılırken kendime engel olamadım ve kollarımı kaldırıp sarılışına karşılık verdim.Kasılmalarım yavaş yavaş gevşerken kafasını omzuma yaslayıp derince iç çekti.Sanki o da sevgiye,sıcaklığa açtı. Aç mıydı gerçekten?Belki de evet,açtı.İlk defa bu kadar yakındı bana,ilk defa bu kadar sıcak...Bir eli belimdeyken bir eli saçlarımı karıştırıyordu.Hala birbirimize sarılı vaziyette dururken kokusu burnuma buram buram geldi.Çok güzeldi...Bir iç çektim bende.Bir iç daha...Sonra bir iç daha...Kendimden geçiyordum.Hiç olmadığı kadar...Sevgi ancak bu kadar güzel olabilirdi.Kalpler ancak bu kadar güzel atabilirdi.İlgi de sadece bu kadar anlamlı...
Uzun bir süre daha sarılı kaldık.Kendimden iyice geçmişken kulağıma eğildi.Sıcak nefesini kulağımda hissettiğim an bedenim sarsıldı.Kısa bir süre sonra kendimi topladım ve bütün dikkatimi ona verdim.Hissetmiş olacak ki fısıldamaya başladı kulağıma...Onu dinlerken yüzümde oluşan tebessüm yaşadığım anın gerçekliğiydi.Her bir kelimesinde kalbime sıcak sular akıyordu.Bir şarkı gibi dinledim onu.Söylediği sözlerde kendimi kaybettim...
"Senin sevgini hissetmek hiç anlamlandıramayacağım kadar güzel.Sana sarılmak hiç anlamlandıramayacağım kadar içten.Saçların öyle yumuşak ki hiç bırakmak istemiyorum.Kokun o kadar güzel ki,cennetin bahar bahçesi sanki...Ve...Gözlerindeki esaret...Sana sonsuza kadar bakmak isteyeceğimin kanıtı..."
Ve ekledi...
"İçimde çok başka bir his var deren.Çok farklı ama çok güzel.Bugüne kadar hiç böyle bir şey yaşamadım...Hayatım işte bu noktada anlam kazandı.Bundan sonra herşey farklı olacak..."
'Evet' dedim içimden.Bundan sonra...Herşey faklı olacak.
![](https://img.wattpad.com/cover/71904766-288-k189300.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözlerindeki Esaret
Teen FictionBelkide aşk için sadece iki seçenek vardı önümüzde: Esaret mi? Cesaret mi?