Sabah yüzüme damlayan sularla uyandım. Yatağımdaydım ama klübemde değildim. Ne olduğunu anlamaya çalışırken yağmur bastırdı. Ben içimden bunu yapanlara söverken ve işkence düşünürken havayı kontrol edebildiģim aklıma geldi ve fırtınayı hemen durdurdum. Gerisi Apollona kalmış. Kamp yolu olduğunu umduğum yoldan geri giderken kıyafetlerimde saçlarımda kurudu. Bu kadar uzağa getirmeye üşenmemişler miydi ! Kampa girdiğimde bir takım kız şakaa diye bağırdı. Tabi benimde tepemin tası attı. O şakanızı bir tarafınıza sokucam ha. Siz Zeus a bunları yapabiliyor musunuz ? Bir tanrıçaya yapılan bu saygısızlık asla cezasız kalmicak ! Bunları söylerken kızdığım için yine fırtına başladı ve yıldırımlar çakmaya başladı. Siz kendinizi ne sanıyorsunuz minik melezler ! Siz tanrıları tanrıçaları görme iznine bile sahip değilsiniz burada olduğuma şükredin saygısızlar. Şimdi kim taşıdı benim yatağımı oraya. Hemen hepsi arkadaşlarını satıp işaret ettiler parmaklarıyla.
Kızın saçından tuttum dizime geçirdim. Çat diye ses çıktı. Daha sonra bir ayağında bastım diğer bacağınıda indurerek ve yukardanda bastırarak bacak açtîrdım. Çığlık atıyordu. Tokat atmaya başladım. Yanakları kıpkırmızı olduğunda onu bıraktım. Diğerlerinide sıra dayağından geçirdikten sonra klübeme gittum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tanrıça
FantasyBiliyordum . Başından beri birgün gitmek zorunda olduğumu biliyordum. Onlardan farklı yetiştirilmiştim. Onlardan daha iyi olmalıydım gerçi onlar gibi olmadığım daha doğduğumda öğretilmişti bana
