1

722 25 7
                                    

"Sikeyim seni Jeon Jungkook!" Diyerek telefonu kapatıp koltuğa fırlatıyorsun ve olduğun yerde sinirden tepinmeye başlıyorsun.
ÇÜNKÜ BUGÜN JUNGKOOK'UN 21. DOĞUM GÜNÜ VE İKİNİZ ROMANTİK BİR KUTLAMA YAPACAKTINIZ AMA O GELMEDİ VE SENDE SABAH İKİYE KADAR ONU BEKLEDİN VE EN SONUNDA MERAK EDİP ARADIĞINDA TELEFONU TAEHYUNG AÇTI VE NAMJOON'UN ONLARI BİR KLÜBE GÖTÜRDÜĞÜNÜ SÖYLEDİ. STRİPTİZCİLERİN OLDUĞU BİR KLÜBE.
Sinirin yatışana kadar etrafta tepindikten sonra makyajını silip üzerine Jungkook'un büyük beden üstlerinden birini geçirip saçlarını topuz yapıyorsun. Büyük beden tshirt nerdeyse dizlerine geldi için altına bir şey giymeden mutfağa geçiyorsun ve Jungkook için aldığın pastayı dolap çıkartıp çekmeceden çatal alarak masanın üzerine oturup yemeye başlıyorsun. Kocaman pastanın yarısına geldiğinde anahtar sesini duyuyorsun ve pastayı orada bırakıp yatak odasına geçip yorganın altına girip gözlerini kapatıyorsun çünkü Jungkook ile bir diyaloğa girersen kavga edeceksiniz ve büyük ihtimalle sinirden bir şeyleri kıracaksın.
Jungkook'un içeriden adını seslendiğini duyuyorsun ve sesindeki kaymadan sarhoş olduğunu anlıyorsun. Yorganın içinde bacaklarını kendine çekiyorsun ve Jungkook'un odaya girmeden direk duşa girmesini dilemeye başlıyorsun ama Jungkook odanıza giriyor.
"Ha İn?" Diyerek yatağın senin yattığım kısmın ucuna oturuyor.
"Uyudun mu?" Diye soruyor sarhoş olduğu için bozuk bir şekilde. Cevap vermeyince elini ayağına koyuyor.
"Uyumadığını biliyorum. Pastayı bitirmeden yatmazsın ya da orayı toplamadan. Özür dilerim bebeğim. Cidden. Namjoon hyung'a söyledim. Beni beklediğini söyledim ama o birazda onlarla vakit geçirmemi istedi. Sadece bir saat kalıp gelmeyi planlamıştım ama ne ara o kadar içtim bilmiyorum. Bebeğim cevap ver lütfen." Diye yalvarmaya başladığında yorganı üstünden atıp yatakta oturuyorsun ve dolu gözlerle sana bakan Jungkook'a bakıyorsun.
"Telefonu kapatmadan önce Taehyung telefonu bana vermişti ve kızgın sesini duyduğum an çoktan geciktiğimi fark edip oradan çıktım.
Cidden çok özür dilerim." Diyerek yanına geldi ve kollarını sana sardı ama onu ittirdin.
"Hayır Jungkook iğrenç kokuyorsun. Ucuz kadın parfümü ve alkol kokuyorsun sana sarılmamı bekleme."
Zaten düşmüş omuzları dahada düşüyor ve yataktan kalkıyor.
"Duşa gireceğim ve çıktığımda daha düzgün konuşalım." Diyip odadan çıkıyor. O gittiği anda ağlamaya, küfretmeye ve yatağa vurmaya başlıyorsun.
Hala ağlarken ne ara duş aldığını fark etmediğin sevgilin içeri belinde havluyla giriyor ve gözlerini ondan alamıyorsun. Dans ve spordan gelişen kaslarına bakarken gözyaşlarını silmeye çalışıyorsun. Eğer biraz daha onu izlersen üzerine atlayacağını hissedip yataktan kalıyorsun ve mutfaktaki balkona çıkıp sandalyelerden birinine oturup bacaklarını kendine çekiyorsun.
"Hala kızgın mısın?" Diye yanına oturan Jungkook'a yan gözle baktığında altında sadece siyah bir eşofman aştı olduğunu ve saçlarında da sadece bir havlu olduğunu görüyorsun.
"Striptizciler nasıldı?" Diye soruyorsun soğuk bir sesle ve Jungkook'un Taehyung'a küfrettiğini duyuyorsun.
"Cidden düşündüğün gibi bir şey olmadı. Ben oradan çıkarken onlar daha yeni gelmişti ve soyunmamışlardı bile. Ciddiyim." Dedi ve bir elini tuttu.
"Bebeğim lütfen." Dediğinde ona döndün ve gördüğün şeyle nefesim bir kez daha kesildi. Elini Jungkook'tan kurtarıp bacaklarını balkon demirlerine uzattın. Jungkook'a bu gece gelmediği için kaçırdığı şeyleri gösteriyordun.
Çaktırmadan ona baktığında uzattığın için tshirtün kapatamadığı bacaklarına baktığını fark edip gülümsedin.
"Bebeğim?" Dediğinde ona baktın.
"Efendim Kookie." Dediğinde inledi ve içinde bir şeylerin yanmaya başladığını hissettin.
"Bana seni burada becermemem için bana bir neden söyle."Dediğinde kalbin hızla atmaya başlıyor. Aslında bir neden söylemek istemesende kızgınsın ve bu kadar çabuk pes etmemelisin.
"Çünkü sana kızgınım Kookie." Dediğinde derin inleme Kookie'nin boğazından kopuyor ve içinde yanan şeyi körüklüyor. Bir anda seni bileğinden tutup kucağına oturtuyor ve kafasını boynuna gönüp öpmeye başlıyor.
"Jungkook." Diye inlediğinde o da inliyor ve bir elini bacağına koyup okşamaya başlıyor. Elini tutup dahada yukarı çıkarıyorsun.
Uzun parmakları iç çamaşırının üzerinde ıslak bölgede gezdirip inliyor.
"Nasıl bu kadar çabuk?" Diye kendi kendine konuştuğunda kucağında hareket ediyorsun ve altındaki sertliği hissediyorsun.
"Seni burada becermememi istemiyorsan içeri girmeliyiz." Dediğinde yüzünü ona dönüp oturuyorsun ve Kookie ayağa kalkıp içeri geçiyor. Dayanamayıp dudaklarınızı birleştirdiğinde hiç beklemeden karşılık vermeye başlıyor ve sırtını duvara yaslıyor. Nefessiz kalana dek öpüşüyorsunuz ve kollarını Jungkook'un boynuna sarıp onu kendine daha çok çekiyorsun.
Sırtın duvardan ayrıldığında yatakla buluşması uzun sürmüyor. Üzerinde yatan Jungkook'a sürtünüyorsun ve bacaklarını daha çok açıyorsun.
"İlk başta ne istersin prenses? Parmaklarımı mı yoksa dilimi mi?" Diye soruyor.
Sana seçim yaptırdığı için kaşlarını çatıyorsun çünkü Jungkook ikisinde de harikalar yaratıyor.
"P- parmakların."
"Parmaklarım ne?"
"Parmaklarını istiyorum." Diyorsun ama hala istediğini alamıyorsun ve bağırıyorsun.
"Parmaklarını istiyorum babacığım." Ve saniyesinde Jungkook iç çamaşırını çıkartıyor ve uzun parmaklarını içine sokmadan önce oynamaya başladı.
Diye yalvardıpında daha fazla beklemeyip orta parmağını içinde soktu ve yavaş yavaş hareket ettirmeye başladı. Sen parmağı sayesinde kendinden geçerken adını bağırmayı ve tırnaklarını çıplak sırtına geçirmeyide ihmal etmedin.
"İkinciyi istiyor musun prenses?" Diye sorduğunda kafanı sallıyorsun. "İstiyorum. İkinciyi istiyorum babacığım." Diyorsun ve Jungkook'un ikinci parmağıda içine girdiğinde daha önce çıkarmadığın bir ses çıkartıyorsun.
"Babacık artık bekleyemeyecek." Diyen Jungkook parmaklarını çıkartıp yaşıyor ve altındaki eşofmanı çıkartıp geri üzerine yatıyor ve tshirtünü çıkarıyor ve içinde sütyen olmadığını görüyor.
"Siktir. Babacık bunu sevdi." Diyor ve bir eliyle göğüslerinle oynarken tekrar seni öpmeye başlıyor.
Bacağına değen Jungkook'un arkadaşıyla inliyorsun ve kendini biraz yukarı kaldırıp yeniden sürtünüyorsun.
"Şş sakin ol prenses." Diyerek seni aşağı itiyor.
"Babacığım lütfen artık dayanamam." Dediğinde yine seni işkenceden kurtarıp üzerinde yükseliyor ve arkadaşanı içine itiyor.
İkinizde inlerken Jungkook yavaşça hareket etmeye başlıyor. Dansçı olmanın verdiği kıvraklıkla doruğa ulaşırken hızlanmasını söylüyor ve bacaklarını beline sarıyorsun. O hızlanırken ikinizin çıkardığı sesler birbirine karışıyor. Uzanıp Jungkook'u öpmeye başlıyorsun ve her hareketinde dudaklarınız birleşikken inliyorsun.
"Babacığım geliyorum." Dediğinde daha çok hızlanıyor.
"Sadece biraz daha bekle prenses."
"A-ama." Dediğinde dudaklarınızı birleştiriyor. Nefessiz kalana dek öpüştüştükten sonra Jungkook ayrılıyor ve kulağına eğiliyor.
"Babacık için gel prenses." Dediğinde hırlar gibi bir ses çıkarıyorsunuz ve birbirinize karışıyorsunuz.
"Sanırım yine duş almak zorundayım. Bana katılır mısın?" Diye soruyor içinden çıkıyo yanın yattıktan bikaç dakika sonra.
"Hayır çok uykum var seni beklerim." Diyorsun ve yorgana sarılıyorsun. On dakika sonra ıslak Jungkook yanına yatıyor ve beline sarılıp seni kendine çekiyor ve saçlarını öpüyor.
"Seni seviyorum bebeğim."
"Bende seni seviyorum bebeğim."

Daddy Like ItHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin