Tamam. Bazı notlar alsam iyi olacak çünkü çok garip şeyler oluyor ve ben şunların hiçbirini bilmiyorum.
1-Adımı
2-Başka herhangi birinin adını
3-Nerede olduğumu
4-Buraya nasıl geldiğimi
5-Nerede yaşadığımı
6-Kaç yaşında olduğumu(çocuk muyum yoksa boyum mu kısa)
7-Doğduğumdan beri yaptığım herhangi bir şeyi
8-Kedi mi yoksa köpek mi sevdiğimi
9-İnsanların kedi mi yoksa köpek mi sevdiğine inandığımı
10-Hangi dersimin en iyi olduğunu
11-Bunun neden başıma geldiğini
12-Ne kadar süreceğini ya da
13-Bundan sonra ne yapacağımı
Bunlar da BİLDİKLERİM
1-İnsanım
2-Kızım
3-Siyah bir elbise giyiyorum
4-Siyah çoraplar giyiyorum
5-Siyah botlarım ve siyah ojelerim var
6-Siyah rengi seviyor gibiyim
7-Ayakkabıma sakız yapışmış
8-Cildim soluk bu yüzden kollarımdaki morluklar ve yaralar çok belirgin
9-Sağ elimle yazı yazıyorum
10-Lisswood'dayım (Karşımdaki tabelada yazıyor)
11-Dünya yuvarlaktır ve Güneş'in etrafında dönmektedir.
12-Canım çok yanıyor.
13-13 sayısını seviyor gibiyim.Son cümleyi de zorla yazdıktan sonra titreyen elimdeki kalemi yanımdaki siyah çantaya attım. Zorlukla aldığım nefeslerimi düzenlemeye çalışırken göğsümdeki acıyı geri plana itmeye çalıştım. Zorla defteri de çantaya koyduktan sonra zaten kapanmaya meyilli gözlerimi iki saniye dinlendirdim. Titreyen göz kapaklarımı açarak oturduğum yerden kalkmaya çalıştım.
Size başıma ne geldiğini söyleyebilmek isterdim ama bunu ben de bilmiyordum. Yaklaşık on beş dakika önce kafamın zonklaması ve vücudumun her yerindeki ağrılarla bir bankta uyanmıştım. Cehennemin en karanlık ve en gizli yerlerindeki bütün acı çeken ruhların ıstıraplarını şırıngayla çekip bana enjekte etmişler gibiydi. Kollarım morarmış, siyah çorabım yırtılmış ve kan akıyordu. Bana her ne olduysa hiç iyi şeyler olmadığı kesindi.
İlk kendime geldiğimde koluma kelepçelenmiş deri siyah çantayı görmemle başım dönmeye başlamıştı. İlk başta biraz panik olmuştum ve uzun bir süre çırpınmıştım ama bu bileğimi daha da mahvetmekten başka bir işe yaramamıştı. Daha sonra çantanın içine bakmayı akıl ederek içinde kelepçeyi açan bir anahtar buldum. Bu anahtarla kelepçeyi açmam yaklaşık üç dakikamı aldı çünkü ellerim kriz geçirirmişcesine titriyordu. Ayrıca çantanın içinden defter, kalem, bir miktar nakit para, fular, bir erkek fotoğrafı ve bir de not vardı. Olanlar başımı döndürmüyormuş gibi bir de notu okuyunca iyice delirdiğimi hissettim.
"Her şey için çok üzgünüm, sana bir miktar para bırakıyorum. Onunla karnını doyur ve kıyafet al, iyi görünmüyordun. Kelepçe için ayrıca üzgünüm ama çantanın çalınmasını istemezdim. Her şeyden sonra eve git. Belki bencillik ediyorum ama niyetim kötü değildi, lütfen kimseye bir şey söyleme. Polise gitme demiyorum bile, gidersen neler olacağını sen biliyorsundur. Hayatınızdan sonsuza kadar çıkıyorum.
- Lily
Notu düşünmemeye çalışırken göğsüme batan nefesimi verdim. Lily kim bilmiyordum. Hiçbir şey bilmiyordum.
Çantayı alıp ayağa kalkmaya çalıştım. İlk seferde başım döndü, düşer gibi oldum ama soğuk duvardan destek alarak düz durmaya çalıştım. Elim soğukla temas ettiği anda ürperdim, kusmak istedim. Hissettiğim acı beni öldürüyordu. Gözümdeki yaşları tutamıyordum. Sokakta gelip geçen insanları bulanık görmeye başladığımda kendime gelmem için gözlerimi tekrar açıp kapattım. Her yer bir beşik misali sallanıyordu. Midemdekileri çıkarmamak için üstün bir çaba sarf ediyordum. İlk adımımı attığımda başarılı olduğumu sanıyordum, ta ki ikinci adımda yeri boylayana kadar. Gözlerim yavaşça kapanırken son duyduğum şey genç bir kadının "Aman Tanrım, sen iyi misin?!" demesi oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AMNESIA || HS
Fanfiction"Hafıza kaybın senin başına gelen en kötü olayken benim başıma gelen en güzel şey oldu."