05.04.2013
Bu haldeyken bile çok güzelsin sevgilim.Biliyorsun,seni her daim seveceğime dair söz verdim.Evde sürekli sinir krizleri geçiriyorsun,doktorlar durumunun gittikçe kötüleştiğini söylüyor.Yüzün ve vücudun çökmüş durumda.Ama buna beraber can vereceğiz,merak etme.Seni kurtaracağım sevgilim.Her zaman yanında olacağım.Yeter ki sen ondan kurtul,eski günlerimize geri dönelim.
Beraber uçurtma uçurduğumuz,film izlediğimiz,dondurma yediğimiz mutlu günleri özledim.Kısacası...Ben eski bizi özledim Jungkook.Lütfen eski halimize geri dönelim.Biz dönemesek bile,sen dön eski haline sevgilim.Sen iyi ol o bana yeter.Biz olmasak da olur.Yeter ki sen ol.
17.05.2013
Yataktan kalkmamak istemiyorsun sevgilim.Sana yemek getirdiğimde kabul etmiyorsun.Yalnızca benimle uyumak istediğini söylüyorsun.Yanına uzanınca,uykunun geldiğini fark ediyorum ve saçlarınla oynamaya başlıyorum.Çünkü ne zaman oynasam uykun gelirdi ve eskiden bana kızardın uykunu getirttiğim için.Şimdi ise tepki bile vermiyorsun ve benden yemek dışında yalnızca uyuşturucu istiyorsun.Sana vermeyince de etrafındaki şeyleri yıkıp,kırıp,döküp bağırıyorsun.
Gözlerim doluyor ve karşında ağlamamak için hıçkırıklarımı yutuyorum.O güçsüz bedeninin sakinleşmesi için kollarımın arasına alıyorum.Kaçmaman için sıkıca kavrıyorum,bırakmıyorum.Bırakmayacağım da.Sen başını omzuma yaslayıp daha da fazla ağlıyorsun o illet için.
Dayanamıyorum,Jungkook.Daha fazla yapamıyorum.Seni her o halde görüşümde canım acıyor,kalbim burkuluyor.Eski günlerimize dönmek istiyorum.Mutlu olduğumuz günlere...
03.06.2013
Üç ay oldu sevgilim.Üç ay...Uzun,değil mi?Ama sen hala atlatamadın.Elimden geleni yapıyorum Jungkook.Yemin ederim.Fakat...Sen beni bile görmemeye başladın.Bana eskiden davrandığın gibi davranmıyorsun artık.Daha çok bağırıyorsun,hatta bu gün vurmaya bile kalktın.Sırf o illet için.Hani ben senin canından daha kıymetliydim?Hani ben senin güneşinden daha göz kamaştırıcıydım?Peki neden böyle yapıyorsun sevgilim?Neden ikimizin de acı çekmesine izin veriyorsun?Neden tedavi olurken yanında olmama izin vermiyorsun?Değişiyorsun Jungkook...Çok değiştin sevgilim.Artık eski gözlerinle bakmıyorsun bana.O göz bebeklerinin her bir noktasından aşk taşan gözlerini göremiyorum.Çünkü artık onlar yok...Gittiler.
Söylesene,sen de bir gün onlar gibi gider misin sevgilim?Beni bırakıp gider misin?Yapmazsın,değil mi?Sen...Beni bırakmayacağına dair söz verdin ve sen verdiğin her sözü yerine getirirsin.Lütfen Jungkook,eski haline geri dön..Bana yine o eski gözlerinle bak sevgilim.Lütfen...
26.09.2013
Bu gün hiç acımadığı kadar canım acıdı.Sana tepside yemek getiriyordum,odana.Benden hep bunu isterdin unuttun mu?Bana her zaman yatakta kahvaltı istediğini söylerdin.Ben ise üşengeçliğimden yapmazdım.Affet sevgilim.
Odana geldiğimde seni yatakta bulmayı umuyordum.O sırada banyodan bir hıçkırık sesi geldi.Korkuyla elimdeki tepsiyi yere düşürdüm ve banyoya koştum.Kapı kilitliydi,ne kadar zorlasam da içeriden gitmem için yalvarıyordun.Evde hiçbir yerde uyuşturucu yoktu,alamazdın.Fakat kendine zarar vereceğim fikri...Gerçekten beni çok yaralıyordu.Derinden.
En son kapıyı kırdım.Sen küvette suyun içinde uzanmıştın,kıyafetlerin yerdeydi.Ağlıyordun.Ama farklı bir şey vardı.Su.Su normalde renksiz olması gerekmiyor muydu?Bu su kırmızıydı.Elinde tuttuğun ufak metal parçası yavaşça yere düştü.Ağlayarak yanına geldim. Suyun gitmesini önleyen tıpayı çıkarttım ve kırmızı suyun akmasına izin verdim.Küvette seni kaldırarak bayılmanın eşiğinde olan bedenini kollarımın arasına aldım.Suyu tekrar açtım ve temiz su bizim başımızdan aşa doğru dökülüyordu.Tıpkı eskiden yağmurda ıslandığımız gibi.Ama orada gülüyorduk sevgilim,burada neden ağlıyoruz?
Temiz su akmaya devam ederken senin bayılmaman için yalvarıyordum sana.Gözlerini yorgunlukla açıp bana baktın.Sağ elin omuzumdan destek alırken sol elini yanağıma yerleştirdin.Gözlerime bakarak fısıldadın.
"Özür Dilerim..."
Yanağımın üzerinde olan sol elini kavrayıp dudaklarıma bastırdım.Ama...Sol kolun temiz su akmasına rağmen neden hâlâ kırmızıydı sevgilim?Gözlerimden hâlâ yaşlar akıyordu ve sen yavaş yavaş bilincini yitiriyordun.Akan suyu kapattım ve seni kucağıma alıp banyodan çıkarttım.Yatağına yatırdığımda kolun az da olsa hâlâ kırmızıydı.Sen de bilirsin sevgilim,en sevdiğim renk kırmızıdır.Ama ilk defa kırmızıdan nefret ettim...Artık kırmızıdan nefret ediyorum sevgilim.Sana zarar veren her şeyden zerresine kadar nefret ediyorum.
Dolabından kuru bir tişört aldım ve yatakta hemen yanına gelerek koluna bastırdım.Yatakta üzerinde bir parça bile kıyafet yoktu,tıpkı ruhun gibi çırılçıplaktın.Giyinmek istemedin.Ben ne kadar zorlasam da giyinmemekte ısrar ettin.Ben de örtüyü omuzlarına kadar çektim.Üzerim ıslak olmasına rağmen aldırmadın,başını göğsüme yaslayıp uyumak istedin.Saçlarınla oynadım,şarkı mırıldandım ve masal anlattım.İçinde sadece ikimizin olduğu bir masal.Ta ki sen uyuyana kadar sevgilim...
17.10.2013
Ağlamıyorsun sevgilim.Artık hiçbir tepki vermiyorsun.Doktor geldi ve bana en fazla seninle bir ay vaktim kaldığını söyledi.Ona inanmıyorum sevgilim.Ne de olsa sen bırakmazsın beni,değil mi?Söz vermiştin bana sen.'Sen' veya 'Ben' ölene kadar değil,'biz' ölene kadar bırakmayacaktık birbirimizi,hatırlıyor musun?Unutamazsın zaten, sen benimle olan bütün anılarını saklarsın.
Çok korkuyorum Jungkook.Bana 'aşığım sana hyung' diye kahkaha atarken bağırarak koşan birini kaybetmekten korkuyorum.Bana sürekli sarılan,kokusuyla sarhoş olduğum birini kaybetmekten korkuyorum.Ben kurabiyemi kaybetmekten korkuyorum.
Sana sürekli kurabiyem diye seslendiğim için kızardın.Her ne kadar kızsan da,bunun hoşuna gittiğini biliyordum.Bana yalandan vuruyormuş gibi yapıp 'git burdan Yoongi' diye kızardın ve hemen ardından öperdin beni.Dudaklarını özledim Jungkook.Bana aşkla bakan gözlerini ve her bir kelimenden neşe saçan cümlelerini özledim.Konuşmayı özledim seninle sevgilim,ben eski seni özledim.
01.12.2013
Gittin sevgilim.
Beni bırakıp gittin.
Nasıl?Güzel mi oralar?
Umarım beni bıraktığında değmiştir kurabiyem.
Söz verdiğimiz gibi, biz ölene kadar seni bırakmayacağım.
Her daim yanında olacağım.
Yarın cenazen var sevgilim.O kokusunu çok sevdiğin toprağı yatak yaptım senin için.Umarım rahat edersin.Geceleri sen duy diye yatağımdan şarkı söyleyeceğim sana.Duyarsın,değil mi?Ben seni her ne kadar göremesem de,sen beni görürsün oradan,değil mi?Ölsem de bırakmam seni derdin,peki şimdi de gelebilir misin yanıma?Rüyalarımda?...19.05.2016(y.a.)
Yoongi,yavaş adımarla mezarlıkta ilerliyordu.Jungkook'un mezarının önüne gelince elindeki bir demet papatyayı mezar taşının önüne koydu.Hava kapalıydı,tıpkı Yoongi'nin ruhu gibi. Üstünü düzeltti,mezarın kenarındaki mermere oturup konuşmaya başladı.
"Üç yıl oldu sevgilim.Sen gideli üç yıl.Çok uzun,değil mi?Bana üç asır gibi geliyor kurabiyem.Seni ne kadar özledim bilemezsin.En sevdiğim şiirdin sen,okudukça her zaman farklı anlamlar çıkardığım.Mesela en güzel renktin sen,her bir tonunda farklı bir duygu taşıdığım..."
Atıştıran yağmurun kaynağı olan gökyüzüne doğru baktı Yoongi.Dudaklarını birbirine bastırdı ve derin bir nefes aldı.Elinin altında kalan toprağın suyla karışmasını umursamayarak avuçlarının arasında yok etmek istercesine sıktı.Ağzından kaçan hıçkırık ağlayacağının habercisiydi.Yağmur artık atıştırmıyordu,yağıyordu.Tıpkı Yoongi'nin göz yaşları gibi.Ağzından özgürlüğe kavuşan bütün hıçkırıkları yerini daha büyük hıçkırıklara bırakıyordu.En sevdiği renk gitmişti,nasıl mutlu olabilirdi ki?İnsan gökkuşağı görünce mutlu olurdu,peki ya bir daha hayatında hiç görmeyeceğini öğrenince napardı?Yoongi öğrenmiş oldu ama.
Oturduğu mermerden kalkarak mezarın yanına,yere oturdu.Başını soğuk mezar taşına yasladı,gözlerini kapattı ve hıçkırıkların yerini alan iç çekişlerinin arasından konuştu.
"Rüyalarımda buluşalım,hadi gel sevgilim.Bekliyorum..."