5

146 19 1
                                    




Trish günlerdir Harry'nin eve gidip dinlenmesini söylüyordu. Tatilden döner dönmez buraya gelmişti ve günlerdir evine uğramıyordu. Kulağa berbat geliyordu.

Fakat tabiki Harry bunu kabul etmemişti. Sevgilisinin yanından bir an bile olsa ayrılmak istemiyordu.

Harry kendisine kahve aldıktan sonra Elsa'nın odasında duran dağınık kitaplardan birini seçerek okumaya başladı. Geç saatlerde bu etkinliği yapmak ona huzur veriyordu.

---

Ertesi gün,Harry'nin ailesi ellerinde kocaman bir papatya buketi ile hastaneye giriş yaptı. Onları ilk önce Edmond karşıladı. Trish ise Elsa'nın odasında uyuyordu.

Aileler görüşmeyeli bir ay kadar oluyordu. Konuşacak konuları birikmişti.

Koyu bir sohbete daldılar.

---

Harry,annesi ve babasının hasta ziyaretine gelmelerini günlerdir bekliyordu. Hatta geç kaldıklarını bile düşünmüştü.

Papatya buketi almayı annesi akıl etmiş olmalıydı çünkü bu konularda babası pek düşünceli sayılmazdı.

Şimdi Harry,kız arkadaşı ile birlikte hastane koridorunda yürüyüş yapıyordu. 3. turlarını tamamlamak üzereydiler.

"Harry gerçekten beni seviyorsun değil mi?" Elsa,Harry'nin bu sözü üzerine kızacağından emindi ama sormasına engel olamamıştı.

"Elsa..." Harry sakin kalmaya çalışıyordu.

"Sevmiyorsan her şeyi yaşanmamış gibi sayabiliriz."

"Ne?"

Harry kulaklarına inanamıyordu. Yaşadıkları şeyler sevgilisine göre "unutulabilecek" cinsten şeyler miydi?

Kırıldığını hissetti. Kendisi aynı fikirde değildi.

"Gerçekten bunca şeyi unutabilir misin Elsa?"

"En son ben sana soru sormuştum Harry."

İsimleri ile hitap ediyorlardı ve bu gerildikleri anlamına geliyordu.

Birbirilerine en ihtiyaç duydukları zamanda bile trip atabiliyor olmaları dışarıdan gülünç duruyordu.

"Unutabilir misin diye sordum!" Harry sinirini ve ağzından çıkan cümleleri kontrol edemiyordu. Aynı zamanda sesinin yükselmesine de.

"Bana sesini yükseltme Harry!" Elsa kendini savunma konumuna geçmişti.

"Her neyse,neden konuşuyoruz ki? Boş ver gitsin." Harry umursamaz gibi davranmaya çalışıyordu.

Yürüyüş yapmayı sonlandırdılar ve uzun koridorun sonundaki Elsa'nın kaldığı odaya girdiler. Genç kız yorulduğu için hemen hastane yatağına uzanıp,gözlerini kapattı. Harry ise pencereyi açmış,donuk bir biçimde arabalarını park eden,ağlayan,elinde bebekle evlerine dönen kişilere bakıyordu.

"Her şeyi yaşanmamış gibi sayabiliriz."

"Yaşanmamış gibi sayabiliriz..."

Kafasında sürekli aynı cümle yankılanıyordu.

Derin bir nefes alıp pencereyi kapattı ve arkası dönük halde yatan sevgilisine göz ucuyla baktı. Uyumadığını farkındaydı. Sadece uyuyormuş gibi yapıyordu.

Şu an sevgilisinin yanına uzanmak istese de bir his bunu yapmamasını söylüyordu.

Telefonunun titrediğini hissedince,arka cebinden alarak kimin aradığına baktı. Yakın arkadaşı Brando'nun ismini görünce telefon görüşmesi yapmak için odadan çıktı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 16, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Since You're Gone // h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin