1.Bölüm ~ Pişman olacağım

27.2K 233 8
                                    

Londra'nın bu soğuk havasında, gecenin bir saatinde, tir tir titriyordum ve hıçkırıklarımla ikisi büyük bir ahenk oluşturuyordu. Hayatım tamamiyle mahvolmuştu ve ben yaşamak dahi istemiyordum.Yıkanmamaktan yağlanmış saçlarım yüzümün önüne gelince onları sinirle bir topuz haline getirdim, zaten görünüşüm umrumda bile değildi. Ne hale gelmiştim böyle? Hayatımda hep sahte arkadaşlıklar edindiğimi şimdi fark ediyorum. En iyi arkadaşım dışında bütün arkadaşlarım ben bunları yaşarken bana sırtını dönmüş, Jackson,eski sevgilim, üniversitemizin harika,popüler ve birtanecik futbol takım kaptanı, ailemin ölmesi sonucu itibarimin düşmesi yüzünden beni terketmişti ve bir kaç saat önce, acınası bir şekilde kiralarimi ödeyemez hale geldiğim için evimden atılmıştım. Etrafımdaki herkesin beni sevdiğini sanıyordum .Ama sadece sahip olduklarım içinmiş .
Ailem... Onları çok özlüyorum. Onlar hala burada olsaydı herşey daha farklı olabilirdi. Onlar hakkında hatırlayabildiğim şeyler benim için altın değerinde. Ya unutursam diye öyle korkuyorum ki...Evet bu benim hikayem olabilir ama onlar benim büyük bir parçam bu yüzden size de kısaca ailemin hikâyesini anlatayım.Babam bir Ingiliz'di,kendi hayatını sıfırdan kurmuş, oldukça yoğun ve çalışkan bir insandı,ben lisedeyken işi yüzünden çok yolculuk yaptığını hatırlıyorum, kendisi psikoloji bölümünü bitirmişti ve ofis saatleri dışında önemli kişilere yaşam koçluğu yaparak zamanını geçirirdi, annem ise Fransız'dı,babamla tanışma hikayeleri oldukca komik ama bunu başka bir güne saklayacağım ,kendisi ana dilini öğreten bir öğretmen ve bunun yanısıra dünyadaki en nazik ve fedakar ruhtu.Ailem ben küçükken Fransa'dan buraya taşındığı için akrabalarımı pek tanıyamadım,kendi ailemden başka tanıdığım yoktu. Tamamen yalnız ve kimsesizlikten ne yapacağımı veya kime güvenebileceğimi bilmiyor, öyle ki kendimde bunları atlatacak güç bile bulamıyordum . Oturduğum bankta gördüğüm loş ışıktan ve dolmuş gözlerimden anlayabildiğim kadarıyla önümden bir grup sarhoş insan fazlalığı kahkaha atarak geçiyordu.Titredim.Beni fark etmemişlerdi bile. Derin bir nefes almaya çalıştım ama tıkanık burnum buna izin vermiyordu aynı zamanda başıma çivi gibi çakılmış baş ağrım neredeyse bayılmama sebep olacaktı. Belki günlerdir uyuyamamam ve aç olmam da buna katkı sağlıyordu.Bu gece uyumadan dışarıda dolanmayı plânlamıştım,belki tüm gün açık olan bir kafe bulur ve orada kendimi kitaplarda kaybedebilirdim.Ve kitaplar tüm bunları bir süreliğine de olsa sanki yaşanmamış gibi hissettirebilirdi.
Peki ya yarın ne yapacaktım? Bu kadar aç nereye kadar dayanabilecektim ? Geleceğim ne olacaktı? Kısacası nasıl yaşayacaktım bilmiyordum.Tek bildiğim ailemden geriye kalan tek evi ipotekten kurtarmam gerektiğiydi,fakat bu işler öyle hızlı olmuyordu. Toparlanmalıyım. Toparlanmak? Ha Ha. Çok mümkün Diana, aferin sana, güzel fikir. Hayatım üstüme yıkılmıştı bunu düşünmek bile bir hıçkırık daha atmama sebep olmaya yeterdi. Düşüncelerime o kadar dalmıştım ki gelen kişi herkimse sorusunu yenilemek zorunda kaldı.

"Oturabilir miyim ?"

Ağlamaktan acıyan gözlerimi sesin sahibine diktim.Hadi ama ağlamayi kes Diana . Derin nefes almaya çalıştım ama ağzımı açarsam hıçkırıklarıma yenik düşeceğimi biliyordum. Sadece kafamı onaylayarak salladım. O ise bir süre bekledikten sonra cevabımı beklemeden yanıma oturdu ve derin bir nefes verdi. Burnundan çıkan karbindioksit, bir duman şeklinde havaya yayıldı. Beyaz loş ışıkta tek görebildiğim şey rüzgârla siyah beresinin kenarından uçuşan kıvırcık bukleleriydi.Beni süzdüğünü fark ettigimde ağlamıyormuş gibi görünmeye çalışmak için nefesimi tuttum ne kadar gözyaşlarım buna izin vermese de iyi gidiyordum. Neden önemsesin ki ?

Ellerini siyah paltosundan çıkarmadan beni işaret etti.

"Sen...iyi misin ?"

Tebrikler ya(!), bunu beklemiyordum. Evet harikayım, bu bana şu an sorulabilecek en absürt soruydu.Bunu düşünmek başta yüzüme alaycı bir gülüş takındırtsa da ardından bir hıçkırık getirdi.

Sahte EvlilikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin