Her insan başkasının hayatını bozma derdinde niyeyse.Bir ayırma peşinde.Malesef bu kişiler bana da denk geldi.Öncelikle ben Alara ve okuyorum.Hayalimdeki meslek olan çocuk doktoru olmama az kaldı.Ama nedense hayattaki tüm şanssızlıklar beni buluyor.Neden mi?Size bahsettiğim gibi okuyorum fakat dün okulda bazı sorunlar oldu.Çocukluk arkadaşımla tartıştık.Nedeni de bizi çekemeyen bir arkadaşımın ortaya attığı yalan.Benim,arkadaşımın arkasından ileri geri konuştuğumu söyledi.Size bahsettiğim çocukluk arkadaşımın adı Mira.O'nu çok seviyorum ama nasıl olduysa Mira bu yalana inandı.Ona çok darıldım ve küstük.Bir kaç gün sonra okula gittiğimde Mira'yı bir erkekle güle eğlene ve öyle çirkin bir görüntüyle görünce hayal kırıklığına uğradım.Oysa ki bugün barışacağımızı düşündüm.Bir şeylerden endişeleniyordum.Bir şeyler karıştırılıyordu.Ne yapmalıydım.Ne kadar küsmüş olsakta yinede o benim arkadaşım hem de çocukluk.Ne yapmalıydım diye düşünürken ''okulun serseri kızlarının'' yanında birkaç defa gördüğüm bir kız yanıma geldi.Bana anlattıkları şaka gibiydi.Önce bunun bu oyun için bir kandırma olduğunu düşündüm.Ama duruma bakılırsa hiç de kandırılma durumundayım gibi gözükmüyordu.Mira'nın yanına gittim ve aramızda şöyle bir diyalog geçti;
-Konuşa bilirmiyiz,sana söylemek istediklerim var.
-A malesef ,şimdi müsait değilim.
-Mira lütfen önemli...
-Sen hâlâ burda mısın?
diyince çok sinirlendim ve içimden ''o beni takmıyorsa banane,kendi bilir.''dedim ve eve gittim.Whatsapp'ta aile grubunda mesajlaşıyordum.Sonra uykum geldi ve yatağımı hazırladım.Sabah kalktığımda gördüğüm kâbus beni içten içe korkutuyordu.Kâbusta bir yerde bu sözcük yankılanıyordu "söylemem gerekenler".Bu rüyayı düşünürken okula geç kalıcaktım.Gerçi okul derken aklım Mira'daydı.Bu aralar okulu hiç umursamıyordum.Okula gittiğimde ikinci bir şokla karşılaştım.Bu Mira'nın yanındaki Sinan'dı.Dün onla güle eğlene konuşan bana bir ara çıkma isteğinde bulunandı.Artık gerçektende Mira'ya sinirleniyordum beni dinlemediği için.Cesaretimi topladım ve yanına gidip konuşmaya başladım;
-"Mira konuşmak istiyorum senle,bak beni bilirsin küstüğüm insana asla benle konuşmasını istemem."dedim
-"Olabilir Alara ama meşgulum."
Deyince sinirlerime hâkim olamadım ve bağırarak şunları söyledim;
-"Neden ben yokmuşum gibi davranıyorsun?Tehlikede olduğunu söylüyorum.Bi'beni dinlemeyi dene ve şu saçma arkadaşlarından vazgeç."dedim.Kantindeki herkes şaşkın bir ifadeyle bu iki dostun bir saçmalık yüzünden çıkan kavgalarını izliyordu.Beni bu kadar sinirli gören Mira şunları söyledi;
-Tamam.Biraz sakin olursan senle konuşabiliriz.
-Kaç gündür yapacağın tek şey buydu Mira ama arkadaşların sayesinde bu sana zor geldi.
-Tamam Alara abartmaya gerek yok konuşalım diyorum herkes bize bakıyor rezil oldum.
-Ya ben sana tehlikede olduğunu söylerken sen bana rezil olmaktan bahsediyorsun,sanki ergenliği yeni yaşıyormuş gibi davranıyorsun...
-Bak Alara şansını zorlama istersen!
-Tamam MÎRA!
-Peki sakin olduysan bir yerde oturalım.
Sonra okulun yakınındaki bir cafeye gittik.Bu benle Mira'nın sıksık geldiği bir cafeydi.
Ve siparişlerimizi verdikten sonra Mira'ya anlatmaya başladım;
-Bak tatlım.Senle küs olsak bile sen benim çocukluk arkadaşımsın.O gün senle küstükten bir hafta sonra falan okula geldiğimde seni Sinan'la gördüm.Birşeyler karışıyor gibi geliyordu bana.Ne yapmalıyım diye düşünürken yanıma şu okulun kız serserilerden olan şarışın geldi.
-Elçin mi,ne dedi?
-Aynen.Bana senin üzerine oyun oynadıklarını söyledi.Yani Sinan'da bu oyunun bir oyuncusu.Elçin ilk benim yanıma gelip bunları söylediğinde bana söylemesi sanki beni de bu oyuna alay konusu edecekler gibi düşündüm.
-Olabilir...
Bunları söylerken kendi içimde rüyamdaki ses yankılanıyordu"söylemem gerekenler" sonra karar verdim ve;
-Mira sana söylemem gereken birşey daha var.Sinan bana da çıkma teklifi etti...
-Bak Alara Sinan daha öncelerde böyle şeyler yapabilir.Seni de bir ara görüp beğenmiştir o kadar!
-Ya sen kendinde misin Mira?Neler söylüyorsun?
-Ben kendimdeyim Alara.Sana birşeyler olmuş...
Mira'ya çok şaşırmıştım.Ama konuşmanın sonunda telefonuna sürekli bakarak sanki bana inanmıştı.Belki de Sinan'ın sosyal medya hesaplarına bakıyordu.Ama yarın için endişeleniyordum.Mira'nın tersi pekte iyi değildi.Nihayet bu gece öncekilerden belki biraz daha rahat uyucam.Öyle umuyorum.
Öyle böyle derken kalkma vakti gelmişti.Okulda olacaklardan endişeliydim çünkü diğer taraf benle alay edip saçma sapan şeyler söyleyecekti.Okula girdiğimde tahmin ettiğim gibi karşı taraf alaycı ifadeyle;
-Okulun melek ve kurtarıcısı dün çok mu yorulmuş...
-Bak sesini kesmessen kötü olacak!
-Çocuklar duydunuz mu?Çok korktuk, hadi bizim koruyucu meleğimizi çağıralım.
O kadar sinirliydim ki o anın siniriyle çocuğa tokat attım.Bu yaptığımın ben bile şokundaydım.Çocuğun yüzüne baktığımda gerçekten de kötü vurmuştum.Zaten çocuk sarışın birde sert tokatla yüzündeki beş parmak izini siz düşünün...Mira 'nın yanına gittiğimde Sinan'la laf tartışması halindeydiler.Mira'yı uzaklaştırmayı başardım ve kantine gittik.Ona bir şeyler söylemeye çalıştım ama nafile.Oda benim gibi sinirlenirse deli oluyo.Ama olayların bu kadar büyümesine şaşırdım.Sanki Sinan eskiden bu kadar kaba ve kötü değildi.Bunun tuhaf sonucunu anlamaya çalışıyordum.Yanındaki çocuk mafyanın oğluydu.Demek bu Sinan'ı bu hale getirdi.Bu düşüncelerin arasına dalıp gitmeden kendime geldim.Mira'ya eve gitmemizi söyledim.O kadar yorgundum ki eve gidip hemen yatağıma uzanıp uykuya dalmıştım.Kalktığımda kötü bir görüntüyle karşı karşıyaydım.Mira'nın gözleri dolmuş,yüzü asıktı kötü bir şey olduğunu anladım.Ne olduğunu sordum bana;
-"Amcan..."dedi.
Ne oldu amcama diye bağırdım çünkü tek bir tane amcam vardı ve oda biricikti.Bana amcamın feci bir trafik kazası geçirdiğini söylediğinde tüm dünya başıma yıkıldı.Hemen feribot biletleri almasını söyledim Mira'ya.Amcam Bursa'da yaşıyordu.Mira da benle geldi.Yolculuğumuz iki saat sürdü.Gittiğimde her taraf çok kalabalıktı.Gider gitmez hemen annem ve babamı görmeden doktorun yanına koştum.Bana önümüzdeki 48 saatin çok önemli olduğunu söyledi.Hemen sonra babamın yanına gittim ve onun bu halini ilk defa gördüm.Daha önce babamı hiç ağlarken görmemiştim.Neyseki doktorun 48 saat sonra yanına gittiğimizde söylediği haber içimizi rahatlattı.24 saat sonra amcamı görebilirdik.Saat yaklaştı ve amcamı görmeye ilk ben girdim.Ona "amcacım seni çok seviyorum lütfen konuşup kendini yorma.Hayat aşılması güç engellerle doludur.Birini aştım derken bir diğerinin çıkması an meselesidir.Sende bu engeli aşabilirsin.Sadece biraz güçlü olmalısın.Seni seviyorum amcaların birtanesi."diyerek çıktım.Bu zor günlerde Mira'nın benle ilgilenmesi hoşuma gidiyordu çünkü biz buyduk.Öyle böyle derken nihayet bu zor günleri geride bıraktık.Artık annemlerle ve ailemle vedalaşıp İstanbul'a dönmem lazımdı.Hem mezuniyet hem de tatil planlarım yaklaşıyordu.Mezuniyet yaklaşıyordu derken son bir buçuk hafta kalmıştı ve hiçbir şeyim hazır değildi.Mira ile alış-verişe gittik.Çok güzel bir üst gördüm ve hemen aldım.Bu arada ben ve Mira'nın öğrenci evi var.Ailelerimizin yüksek miktarda verdikleri parayla güzel ve büyük bir ev almıştık.Baloya yakın ailelerimizi çağırdık.Ve balo günü geldi.Sabah erkenden Mira ile kalktık.Saç ve makyajımız için kuaföre gittik.Üstümüzü orada giyecektik.Ben saçımı örük taç yaptım ve arkasını açık bıraktım.Mira ise dağınık topuz yaptı.Kendimi övmek gibi olmasın ama gerçektende güzel olmuştum.Artık hazırdık ve okula gittik.Düşündüğümde beni heyecanlandıran şey çocuk doktoru olacağımdı.Mira'da benle aynı mesleği seçmişti.En sevdiğim şey baloda "kep" atmaktı.Eminim bu herkesin en sevdiği şeydir.Ben kep atarken annemin ağladığını gördüm.Duygulanmıştı.Mezuniyet eğlenceli,mutlu ve daha nice güzel şeylerle son buldu.Annemlerle eve gittik.Annem bana babamın işi çıktığı için Bursa'ya erken gitmeleri gerektiğini söyledi.Bende öylece üzüntümü içimde yaşadım.Zaten Mira' nın ailesi geldikleri zaman çok kalmayacaklarını söyledi.İkimizin ailesi aynı gün yola çıktı.Ee artık bu sitresi üstümüzden atmak için güzel bir tatili hak ediyorduk.Mira "Yunan Adalarına" gitmemizi söyledi.Bu fikdi ben de beğendim.Birkaç gün sonra yola çıkmaya karar verdik.İlk defa göreceğim için çok heyecanlıydım.Acaba neler olacaktı.Belki de hiç düşünmediğim iyi veya kötü şeyler.Sonra odama çıkıp tatile gitmeden önceki en sevdiğim bölüm olan valiz hazırlamaya başladım.Valizime en şık şeyler koymaya önem gösterdim.Mesela akşamları gezmek için şık ve sade bir beyaz bustiyer ile pembe bir şort takımı.Ayakkabı olarak ise beyaz bir sandalet.Saçımı da sade bir dalgalı yapıp çiçekli bir taçda takarsak oldu bu iş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
*TATİLDE DOĞAN AŞK*
RomanceBazı aşklar nefretle başlar diyenlere hak veriyorum.Çünkü sonu mutlulukla bağlanıyor.Peki ya bu nefret size hayatınızın aşk oyununu oynuyorsa.Yinede bu büyük aşk oyununa duygusallıkla evet dersiniz.Çünkü size bu oyunu oynayan önceden size aşk teklif...