SÜRTÜK

2.5K 15 4
                                    

Bir yanı masmavi denize, ıssız bir plaja, diğer tarafı masmavi çiçeklere doğru geniş ve rengarenk odamdan bakarken içeriye babam girdi. Babam orta boylu, ciddi görünüşlü ama içinde yeni doğmuş bir bebeğin masumluğu ve günahsızlığı olan bir adamdı. Onu çok severdim. Zaten işi yüzünden de çok az görüyordum. Annem onu terk ettiğinden beri kendini işine vermiş, benim geleceğim için çırpınıyordu. O, aşkını artık işlerinde arayan, umudunu yitirmiş bir adam ve benim tek varlığımdı. Ne kuzenim, ne halam ne de teyzem. Hiçbir akrabam yoktu. Bu yüzden ben de okuldaki arkadaşlarımı akrabalarım bildim. Onlarla iyi geçindim. Hep iyi davrandım. Beni sevsinler istedim. 

Bu düşüncelerle kafamı bulandırırken babam: 

- Hazır mısın? diye sordu. 

O anki kafamın karışıklığıyla 

- Neye? dedim.

Hafifçe başını masmavi çiçeklere doğrulttu, o da etkilendi. 

- Bu kadar güzel bir odan olduğunu hiç fark etmemiştim, dedi. 

Bu güzel manzaraya yapılan övgüyü kendime yapılmış bir övgü gibi gördüm. 

- Evet, dedim. Çoğu kişi bu güzelliği fark etmez. Çoğu kişi dünyada olup bitenleri görmez. Sadece yaşadığı koşulları görür. Dünya sadece bir sokak ve bir şehirden ibaret değildir. 

- Doğrusu, dedi. Haklısın. Bazı insanlar elinde olan fırsatları kaçırıyor.

Uzun süre manzaranın eşsiz güzelliğini ve denizden gelen ılık meltem rüzgarlarının cildimizde bıraktığı o eşsiz duyguya kendimizi kaptırdık. Kimse konuşmadı. Güneş, yavaş yavaş batarken biz, hala o duygudan kendimizi alamamıştık. Hipnotize olmuş gibiydik. Bir süre sonra babam bu hipnoz etkisine karşı koymuş olacak ki;

- Kararını verdin mi? diye sordu. 

- Evet, dedim. Hazırım.

Şaşkınmış gibi görünüyordu fakat bu cevabı bekliyordu. Yavaş ve sessiz adımlarla odamdan dışarı çıktı. O anın sessizliği ve sadeliğini hiç unutmayacağım...

Bir süre sonra etrafı karanlık bürüdü. Bu benim için pencerenin kapanıp yatağa yatmanın bir habercisiydi. O gün canım hiç uyumak istemedi. Bu kararımı düşündüm, düşündüm ve tekrar düşündüm. Çünkü bu benim için bir dönüm noktası niteliğindeydi. Yepyeni bir hayat, yeni arkadaşlar, yeni komşular ve yeni bir düzen. Bütün parçaları yerindeyken bozulup tekrar yapılması istenen bir puzzle gibi. Bu çok zor bir işti. Benim yaşımdaki bir kız için taşınmak en büyük değişiklikti. 

En kötü yanı artık o rengarenk odam, arkadaşlarım ve evim olmayacak, en önemlisi de o güzel manzaranın tadını hayatım boyunca hiçbir şeyden alamayacak olmamdı. 

Zaman bu düşüncelerle akıyor, bir an durur gibi oluyor ve tekrar akmaya başlıyordu. Bu bana bir anlık umut veriyor, tekrar o saat tıkırtılarını duymaya başlayınca ise umudumu -çaresiz bir bebeğin şekerini aldığı gibi- benden alıyordu. 

En azından evle vedalaşmak, -mesela bizi ziyarete gelen Bayan Verb'ün çocuğu Mich'i merdivenlerden aşağı itip kafasına 5 dikiş attırmak gibi- anılarımı son kez harırlamak için daha 12 gün vardı. 

Zaman hızla geçiyordu. Bizim okuldaki hoşlandığım çocuk Sam de her geçen gün bana daha çok yaklaşıyordu. Benimle ilgileniyor gibiydi. Bilmiyorum, ya da ben öyle düşünüyorum.

Zaman doluyor, karmaşık duygular o eski anıların yerini alıyordu. Düşünebiliyor musunuz? Şimdi sadece 4 gün kalmıştı. Sam, bana o kadar yakınlaştı ki, sanki kardeş gibiyiz. Onun bu tavırları ve bana aniden yakınlaşması bana çok tuhaf geliyordu, ama kim sevdiği insanın kendine yakınlaşmasını istemez ki?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 29, 2013 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SÜRTÜKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin