/\/

871 46 26
                                    

Elimdeki bira bardağını dudaklarıma götürdüğüm sırada onu izliyordum. Etrafa boş bakışlar atarken eline yakışan yarısı bitmiş sigarasını dudaklarına götürdü. Gözlerini yavaşça kapatırken tek ihtiyacı o sigaraymış gibi büyük bir nefes çekti içine.


Bardaktaki içkiden büyük bir yudum alıp içimde çıkan yangını bastırmaya çalıştım. Fakat sadece çalıştım. Kesinlikle kalbimi ve pantolonumun önünü zorluyordu.


"Hey Zayn. Bugün ne zaman sahne alacaksın?" Louis gülerek yanıma yaklaştığında masadaki yeni ilgi odağı ben olmuştum.


Onun bakışlarını üzerimde hissedince gerilsem bile bozuntuya vermemeye çalıştım. "Yeni bir grubu deneyecekler. Ondan sonra ben varım." dedim. Louis anladığını belirterek kafasını salladı ve sigarasından bir nefes çekti. "Biliyorsun dostum, sesin patron için bankamatik değerinde."


Liam hariç masadaki herkes Louis'in dediğine güldü. Hafifçe tebessüm edip ona göz ucuyla baktım. Etrafı izliyordu.


Onunla konuşmayı o kadar çok istiyordum ki. Yalnız bana özel bir şey değildi bu yaptığı. Konuşmak yerine izlemeyi ve değerlendirmeyi tercih ederdi.


Onu izlemeye devam ederken aniden kafasını bana çevirdi. Göz göze geldik. Ben ne yapacağımı şaşırmış bir şekilde ona bakarken temkinli hareketlerle beni süzdü. O güzel kahverengi gözlerini yüzümde gezdirirken elim ayağıma dolanmasın diye bardağı masaya bırakıp ellerimi birbirine kenetledim.


Birinin omzumu hararetle dürtmesi ile kendime geldim ve dürten kişiye baktım. Siyah tişörtlü çocuk kulağıma eğildi. "Grup geç gelecekmiş,

p

atron çok sinirli, hemen giyin sahneye çık Zayn."


Sinirle derin bir nefes aldım ve kafamı sallayıp ayağa kalktım. "Yaptıkları işi de sikeyim onları da sikeyim." Masadakiler bana baktı, Louis dudaklarını büzdü. "Zayn? Ne oldu? Nereye gidiyorsun, oturuyorduk ne güzel." gülümseyip saçlarını karıştırdım. "Yeni şeyler her zaman başa beladır bilirsin. Grup işinde bir sorun çıkmış. Patron beni istiyormuş." Louis kalktı ve beni kendine çekip yanağımı öptü. Geri çekilince göz kırptı ve bana güvendiğine dair bir şeyler mırıldandı.


Masadan birkaç tezahürat alarak soyunma odasına girdim. Beyaz tişörtümü giydim ve sahneye çıktım. Büyük bir alkış koptu, gülümsedim. Gözlerimle istemsizce onu aradım. Tanrım... Bana bakıyordu. Yutkunup mikrofonu elime aldım.


Şarkı söylediğim süre boyunca gözlerini bir an olsun benden ayırmamıştı. Kalbim o kadar hızlıydı ki her an mikrofondan sesi yankılanacak diye korkuyordum. Benim sıram bittiği zaman alkışlar ile sahneden indim. Masaya doğru ilerledim. Çocuklar beni tebrik ederken gülümsedim ve yerime oturmak için hamlede bulundum.


"Zayn. Benimle gel." Kalbim en üst seviye hızda atmaya başlarken bana bunu söyleyen Liam'a baktım. Masadaki herkes susmuş bizi izliyordu. Yutkundum ve korkak adımlarla masadan uzaklaşmaya başlayan Liam'ın peşine takıldım.

ziam one-shotHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin