ALLAH 'ın Rahmeti Sizin Üzerinize olsun Müslüman kardeşlerim ,bildiğimiz gibi İslamın büyükleri , İnançlarının temelini sağlam "Tevhid Anlayışı" üzerine kurdular .İnançlarını Kur'an ve Sünnete uymayan her türlü inançtan korudular .Önceki büyüklerin yani Ehli sünnetin yoluna uyarak , Yüce Allahı varlıklara benzetme ve Yaratıcının sıfatlarını inkar etme yoluna Uymadılar ve ezeli olan Yüce Allah 'ı sıfatlarına layık tanıdılar.
Kendilerinin ise yoktan var edildiğini bilerek yüce Allaha karşı boyun büküp teslim oldular .
Tasavvuf yolunun üstadı ve pîri ünvanıyla anılan Cüneyd'i Bağdadi (rah) bu konuda şöyle der ; " Tevhid , daim olan Yüce Allahı sonradan yaratılan varlıklardan ayrı tutmak ve onun herşeyiyle tek olduğunu bilmektir "
Sûfiler ,inanç esaslarını en çok deliller ve sahitlerle sağlamışlardır.
Ebu Muhammed Cerîrî bu konuda şöyle der : "Kim hep taklid üzerine kalır ve tevhidin delilleri üzerinde hiç düşünmezse ,kurtuluş yolundan çıkar helak olma yoluna gider."
Sufilerin sözlerini düşünülüp ve söyledikleri iyice araştırırsa onların bütün sözlerinde ve bu sözlerin farklı yorumlarında şunu tesbit eder : Sûfiler ,inanç ve amelde kendilerini hedefe ulaştıracak hiçbir konuyu araştırmakta geri durmamışlardır .
Ebu Bekir-i Şibli (rah) şöyle demiştir "Ezeli olan Yüce Allah'ın zââtını çevreleyecek hiçbir sınır yoktur."
Ebû Nasri Tûsî ye Allah-u Tealanın ilk farz kıldığı şeyin ne olduğu sorulunca Ebû Nasri ; " O mağfirettir. " Yani yüce Allahı Tanımaktır . Bunu Allahın şu ayetinde geçen "Ben insanları ve cinleri ancak Bana Kulluk etsinler diye yarattım. " (zâriyât 51/56)
Sufilerin çoğu "Bana kulluk etsinler" ifadesini beni tanısınlar diye açıklamıştır.
Cüneydi Bağdadi ye göre Hikmet ve hakikat ilmi , Yüce Allah'ı tanımak, ve sonradan yaratılmıştır şeylerin nasıl yaratıldığını bilmektir .
Sonuç olarak insan kendisini Yaratanı dosdoğru şekilde tanırsa o kişi kendi karakterini ve benliğini Yaratıcısına uygun olarak programlar . Ve hidayete erer. :) ...
