Bugün erkenden alarm çalmadan kalkmıştım. Annem de her zaman ki gibi formundaydı. Eleştiriyi bir türlü bitiremiyordu. "Defne saçını topla Defne üstünü güzel giy" bende her zaman ki gibi burnumun dikine giderdim dediklerini yapmazdım. Tam kapıdan çıkacakken vicdan yüklemesi yapardı "analık hakkımı helal etmem" sözü beni her yerimden vuruyordu onun bu sözünü kesmek için saçımı toplardım üstümde bir şey yoktu zaten okula uygun giyiniyordum. Onun için tek sorun saçımdı saçımla alıp vermediği.
Her neyse okula gelmiştim ve saçımı açmıştım mutluydum arkadaşlarım yanımdaydı ve en sevdiğim sıra arkadaşım. WhatsApp'dan günaydın mesajları uçuşuyordu ve bende hangi birine yetişeceğimi şaşırıyordum. Okulda her zaman ki gibi dönem sonuydu kimileri hocanın peşinden koşuyordu kimileri hakkına düşen neyse onu bekliyordu kimileri en iyisi olsun diye çabalıyordu kimileri ise hiç bir şeyi umursamıyordu yatıyordu. Hoca sınıfa geldiğinde "hocam film izleyebilir miyiz?" soruları havada uçuşuyordu ve hocada izleyin bakalım diyip izin veriyordu. Film açılıyordu ama kimse izlemiyordu o da ayrı bir söz konusu...
Okulun çıkış zili çalmıştı herkes dağıldı ben her zaman ki gibi araba bekliyordum kulağımda kulaklık sevdiğim şarkıları dinliyordum. Araba nihayet gelmişti. 30 dakika sonra arabadan inmiştim. Bahçenin kapısına yaklaşmıştım ama 2 tane simsiyah bir araba etrafında 2 koruma ve bahçe kapısını bana açan bir koruma şaşırmıştım haliyle. Apartmanın girişinden tam gircekken kapı açıldı ve o kapıyı da tutan bir koruma daha ve yanında genç yakışıklı bir adam vardı büyük ihtimalle hizmet ettikleri adamdı çok zengindi. Bana öyle bir bakmıştı ki bir an korkmuştum kapıyı açtığı için teşekkür edip hemen içeri girmiştim. Asansöre bindim ve nihayet kapının zilini çalmıştım. Annemlere aşağıda olanları anlattım bir şey diyemediler ben de fazla üstünde durmadım. Odama geçip üstümü değiştirmiştim. İlk defa ailemi bu kadar üzgün neşesiz ve karamsar görmüştüm. En sonunda dayanamayıp "ne oluyor size?"sorusunu sormuştum. Babam ve annem" hiç birşey yok" deyip yalancıktan gülmüşlerdi ben de "peki o zaman"diyip odama tekrar gitmiştim.
Odam da Kitap okuyordum kitabın bir bölümü dikkatimi çekmişti diyordu ki" ne olursa olsun sana ihanet edenleri unutma eğer unutursan o ihanet edenler gene sana ihanet eder" diyordu. Zaten sonra uyuyup kalmışım. Sabah gene okula gitmek için hazırlanmıştım evden çıktım arabaya bindim arkadaşımla buluştum ordan okula gitmiştik. Yani her şey aynıydı sadece günlerin ismi ve dersler farklıydı. Bugün zaman çabuk geçmişti zaten dersler boş geçiyordu. Nihayet eve gelebilmiştim. Kafamı kaldırdığımda gene aynı adamar vardı apartmanın içerisine girmiştim yardımlar eşliğinde yukarı çıkarmışlardı. Kapımın önüne geldiğimde bir koruma vardı şaşırmıştım. Birden koruma içeri doğru " defne hanımlar geldi" diye bağırmıştı. Korkmuştum ayakkabılarımı çıkarıp içeri girmiştim. Salona doğru baktığımda ise dün gördüğüm yakışıklı zengin adam. Babama dönüp " ne oluyor baba bu beyefendi kim?" demiştim. Babam ise misafirimize "hoşgeldin de kızım" demişti. "hoşgeldiniz" demiştim ama o beyefendi o kadar candan sarıldı ki! Şaşırmıştım. Babam "gel otur kızım sana bir şey söylememiz gerek"demişti. Ben ise" tamam söyleyin bakalım"diyip gülmüştüm. Babam ilk önce beyefendi ile bizi tanıştırmıştı adı ömerdi. Ömer bey babama karşı bakıp" siz anlatamassınız sanırım dün size anlatmanızı söylemiştim zaman vermiştim ama anlatmadığınıza göre şimdi de anlatmassınız sanırım " demişti. Ben anlamsız anlamsız bakıyordum. Sonunda ömer bey anlatmaya başlamıştı. "kızım sana nasıl söylesem bilmiyorum ama artık zamanı geldi ve geçiyor"diyip derin bir nefes alıp söze tekrar başlamıştı"kızım ben ömer yıldıray istanbul'da oturuyorum yıldıray ve daha bir çok ünlü otellerin sahibiyim bundan 16 sene önce inci ve ben çocuk sahibi olamıyorduk ve son umudumuz vardı sabırsızlıkla onu bekliyorduk 9 ay öyle çabuk geçmişti ki inci ameliyathaneye girmişti doktor üzgündü ve bana karşı bakıp" çocuğunuzu kaybettik"dedi orada dünya başıma yıkılmıştı son umudumuzu da kaybetmiştik. Karım aylarca kendine gelemedi o kadar kötü olmuştuk ki! Bundan 2gün önce öz ve öz ablam bana çocuğumun ölmediğini sırf inci'ye yani karıma olan intikamını almak onu gözünün önünde çaresiz görmek için doktora para karşılığında çocuğun öldüğünü söylemesini istemiş ve ablam bana çocuğumun yaşadığını ankara'da 4 kişilik bir ailede olduğunu ve adının da defne olduğunu söyledi ve artık burdayım kızımın karşısında almaya geldim seni." demişti ve ben şoktaydım ne yapacağımı şaşırmıştım ağzımdan ilk çıkan cümle " siz şaka mısınız? Anne, baba siz biliyordunuz yani öyle mi? 16 senedir sizde bu günaha uydunuz yani "demiştim annem ve babam ağlıyordu ablam olanları şaşkınlıkla izliyordu sinir krizi geçirmiştim. Ne var ne yok her şeyi savurmuştum ağlamıştım ve öz ve öz babam beni yerden kaldırmıştı" hadi gidelim kızım annen seni heyecanla bekliyor" demişti. Ben ise arkamı dönüp " yazıklar olsun size bir de bana yalan söylememeyi ve insanlığı öğretmeye çalıştınız hem de sizin gibi yalancılardan öğrenmeye çalıştım ben "diyip hızlı bir şekilde ordan çıkmıştım. Arkamdan ablam koşmuştu" DEFNE!!!" diye bağırmıştı. Koştuk birbirimize sarılmıştık. İkimizde birbirimize "sakın beni unutma biz hala kardeşiz aramızda biyolojik bağın olması gerekmiyor"diyip koklaşıp sarılmıştık. Sonra babamla arabaya doğru gitmiştik. Etrafa bakıp arabaya binmiştim.
![](https://img.wattpad.com/cover/73089377-288-k500879.jpg)