Gözlerim dikkatle onu aradı.Beni kim karşılamaya gelmiş olabilirdi ki?Chris?Tekrar etrafıma bakındım.Evet,kimse yok.En azından Chris yok.Otobüsten inen diğer insanlara yol vermek için kenara çekildim ve gözüme iliştirdiğim mavi koltuklara ilerledim.Birine yayıldığımda telefonumu çıkarıp mesaj çekmeye başladım.
Kime:Chris
Beni hem tanımadığım bir şehre çağırıyorsun hemde karşılamaya gelmiyorsun.Durumu değerlendirme gerekirse bir otobüse atlayıp Belfast'a geri dönmeliyim.Ne dersin ha? ;)
Yüzümden geçen belli belirsiz bir tebessümle telefonu çantama bırakıverdim.Çevremdeki insanları incelemeye başladım.Gözüme bir kız takıldı.Sarı saçlarına karşın simsiyah gözleri vardı.Hafif şaşkın ona bakmayı sürdürdüm.''Ne kadar güzel.'' diye düşünmekten kendimi alamadım.Beyaz fularına bakarken mesaj sesimi duydum.Gözlerimi kızdan ayırmadan elimi çantama atıp telefonu kavradım.Ezberlediğim tuşlara basarken mesajı açmış olduğmu biliyordum.Ekrana baktım.
Kimden:Chris
Ahahahah gelmez olur muyum Mir?Hırçın kedim benim :D Arka taraftayım.Binanın yanından dolaş.
Mesajı kapatırken bir gariplik içimi sarıverdi.İçgüdülerimi ikinci plana attım ki asla yapmayacağım birşeyi neden şimdi yapıyorum bilmiyorum.Valizimi çekiştire çekiştire pekte büyük olmayan binanın yanından dolaşmaya başladım.Kendimi bomboş ve loş bir köşede bulduğumda hızla arkamı döndüm fakat burnuma tutulan bez içgüdülerimi ikinci plana atmanın cezasını çekeceğimi belirtircesine burnuma sertçe yapıştırıldı.Hiç bayılmamıştım.Açıkcası merak ederdim fakat bu şekilde öğrenmek....Pekte hayalllerimde yoktu.