Sallantı

Bar

Multideki Britney'in bir çizimi. İyi okumalar...
"Bayan Sharma!hemen buraya gelin."
"Evet efendim ?"
"Senden daha gerçekçi bir performans bekliyorum küçük hanım.Daha gerçekçi!Baştan alıyoruz."

Bugün bayan schneider'den yediğim beşinci azardan sonra kendimi silkeledim."Yeşil Çilek" adlı oyunu hazırlamamız için sadece üç haftamız var.İğrenç oynuyorum.Ben değilmişim gibi sanki.Üstelik başroldeyim.kendimi oyuna veremiyorum.Neden mi?Çünkü 40 dakikalık oyunun 30 dakikasını eski sevgilimle geçiriyorum.Ne kadar güzel(!)

Eski sevgilim diyorum çünkü bir haftadır kavga ediyoruz.Okulun fahişesi Chloe ile öpüştüğünü inkar ediyor.Ah tanrım benim gözüm var değil mi ?

Şu an bana bakarak pis pis sırıtıyor.Ondan nefret ediyorum.Neden her oyunda biriyle öpüşmek zorundayım ki ? Ve bu biride Chase oluyor.Uyarı sesi ile kendimi sahneye fırlattım...

"sevgilim neredesin bul beni , lütfen..."

/ /////////////////////////////////////////////////////// /

Prova o gün için bittiğinde bayan Schneider beni odasına çağırdı. "Gel." Sesini duymamla içeri girdim.

"Otur lütfen." Dediğini ikiletmeden hemen karşısına oturdum.
"Evet Britney...Chase ile aranızdaki ilişkiyi biliyorum." Bilmesine şaşmamalı 2,5 yıldır sevgiliyiz.Sevgiliydik.

"Evet bayan Schneider."
"Peki neden provalarda dikkatsizsin.Daha önce seninle çok oyun hazırladık ama seni hiç bu şekilde görmedim."
Cevap vermek yerine sustum. Aldatıldığımı söyleyemezdim.Benimde bir gururum var.
"Bak Brtne en başından bu işin zor olduğunu ikimizde biliyorduk.İlk günler ailenle sorun yaşadığını düşünüp bir şey demedim ama sonradan Chase olan nefret dolu bakışlarından anladım ki aranız iyi değil." Gözlerim doldu. Burnumu çektim. Ağlamamam gerekiyordu. Bu karşımdaki kadın gerçekten bayan Schneider mi ?
"Bayan Schneider biz Chase ile ayrıldık.Onu görmek beni üzüyor.
Gerçekten bayan Schneider'i tanıyamıyordum. O sert bakışlı patavatsız kadın şuan karşımda bir melek gibi konuşuyordu.Normalde olduğu gibi bağırıp çağırarak değil yani.Bunu Jessicaya söylesem onunla dalga grçtiğimi düşünür...

"Ah tatlım çok üzgünüm.Ben siz sevgilisiniz daha rahat davranırsınız diye özellikle ikinizi koymuştum.Oysa ben Dael'ı yapmayı planlıyordum"

Dael mi? Şu okula yeni gelen ve geldiği gün kavga ettiğim ayrıca yan rolde olup bana sataşan çocuktan mı bahsediyoruz? Dael Brechten?

+++++++ 1 AY ÖNCE +++++++

DAEL'İN GÖZÜNDEN :

Birkaç gün önce Los Angeles'a geldim. Kuzenim Stephan'ın yanına.Eğitimimi tamamlamak için.Daha doğrusu okuldan atıldığım için.Ne var yani gıcık müdür yardımcını hastanelik ettiysem?Şu an bardayız.Stephan bir arkadaşını getirdi.Sünepeye benziyor.Çok gıcık bir tip.Adı Chaseymiş.Yok neymiş bir sevgilisi varmışta ço k güzelmiş...Bla bla bla. Ben tek kişiyle ilişkiyi sevmiyorum.One öyle hergün aynı yemeği yemek gibi. Ben çok çeşit seviyorum. Stephan ve aptal arkadaşı içki almaya gittiklerinde bende dans etmek için daha kalabalık yere doğru gittim. İki tane güzel kız vardı.Yanlarına gittim.Siyah saçlı olanı gözüme koymuştum.

"Selam kızlar , nasıl gidiyor?"

BRİTNEY'İN GÖZÜNDEN:

Jessica ile biraz kafa dağıtmak için hep gittiğimiz (tek gittiğimiz) bara geldik.Yanımıza bir çocuk geldi. Yakışıklı ama ukala tavırlı bir çocuktu.

"Selam kızlar , nasıl gidiyor?" cevap vermesi için Jessicaya kaş göz işareti yaptım. Ama aptal yanlış anladı.

"Şeey ben içki almaya gidiyorum , görüşürüz.Bana göz kırptı ve hızlıca gitti.

" Selam."
"Ben Dael."
"Bende Britney."

Birkaç dakika boyunca konuştuk. Saçmaydı.Yanımıza Jessica geldiğinde üzerimden büyük bir yükün kalktığını hissettim.

"Oturalım mı?" Bunu söyleyen Jessicaydı.Ona cevap verdim.
"Evet."

Köşedeki büyük deri koltuğa oturduk.Dael benim yanıma oturdu.Bir an Chase'i bir kızla gördüğümü sandım. Gözümü kapatıp açtığımda orada yoktu.Hayal görmüştüm sanırım.

"Britney?"

"Efendim?"

"Bana çok tanıdık geliyorsun seni daha önce görmüş olabilir miyim?

"Sanmıyorum seni görmüş olsam hatırlardım."

"Bende seni görsem asla unutmazdım." Benim gülümsememe karşılık verdi ve bana yakınlaştı.Kendimi biraz geri çektim.

"Çekinmene gerek yok."

"Ov yokk... hayır.. Yani..."

"Dans edelim mi?"

"Peki." O da neydi öyle? Biz ayağa kalktığımızda Jessicada tuvalete gitti. Sanırım başıma bela alacağım. Chase beni burada böyle bir durumda görse ne düşünür kim bilir.
Bu danstan sonra hemen gitmeliyim. Dael beni belimden kavradı. Böyle bir müzikte çok saçma bir hareketti. Umursamadım. Eliyle beni kendine dahada yakınlaştırdı. Kasıldım. Aramızda milimlik mesafe vardı. Çikolatalı parfüm ve sigara kokusu burnuma geldi. Elleri yavaşça kalçama kaydı ve ben daha ne olduğunu anlayamadan kalçamı sıktı. Başım döndü ve kendimi geri çektim. Sarhoş olmuş olabilirim belki, birazcık. Hemen yüzüne sert bir tokat geçirdim.

"NE YAPTIĞINI SANIYORSUN BE SEN!"

"Ne var bunda?"

" YA BİRDE NE VAR BUNDA DİYOR! SAPIK!"

Hemen onu kendimden uzaklaştırdım ve çıkışa doğru koştum. Tam dışarı çıkacakken kolumdan tuttu ve beni kendine çekti. Yine aynı yakın mesafedeydik. Sigara ve çikolatalı parfüm kokusunu duydum. Başım döndü. Belli belirsiz ağzımdan ufak bir "bırak" sesi çıktı sadece. Yanımıza iki tane koruma geldi ve biri konuşmaya başladı:
" Bir sorunmu var hanımefendi?" Dael'in gözünün içine baktım.
"Evet bir sorun var. Beni rahatsız ediyor." Dael kolumu bıraktı ve sessizce sadece "peki" dedi. Hemen koşarak dışarı çıktım. Kapının önünde bekleyen taksilerden birine binip evime gittim.

DAEL'İN GÖZÜNDEN:

Yanımıza korumalar gelince Britney'in kolunu bıraktım.

"Peki."

Britney koşarak dışarı çıkarken onu takip ettim. Bir taksiye bindi. Hemen arabama binip taksiyi takip etmeye başladım.15 dakika sonra taksi bahçeli bir evin önünde durduğunda bende durdum ve taksiden Britney'in inmesini bekledim. Taksiden indiğinde bende indim. Telefonuma gelen mesaj sesiyle irkildim.

GÖNDEREN= ÖZEL NUMARA

İÇERİK= İKİ ADET FOTOĞRAF

İLETİ= BELKİ İHTİYACIN OLUR ?

Kimdi bu şimdi? Fotoğrafları açtım. Britney ve benim dans ederkenki ve çıkıştaki yakınlaşmalarımız vardı. Britney'in dikkatini çekmem gerekiyor. İyide kimdi bu fotoğrafları çeken? Telefonumu cebime koyup arabadan çıktım. Britney'in eve değilde bahçedeki salıncağa oturduğunu gördüm. Yavaşça yanına gittim. Kafasını arkaya yaslamış gözlerini kapatmıştı. Sessizce yanına oturdum.

"Sonunda gelebildin Jess..."