Yaşamak istersin hayatı dolu dizgince. Dur durak bilmeden, engel tanımadan koşarsın geleceğe. Çünkü sen gençsin. Her şey güzel görünür gözüne. Ufacık olayları, kocaman mutluluklarla karşılarsın. Hayat ne güzel diyerek daldan dala atlar, bütünleşirsin yaşamla. Önünde uzun yıllar vardır. Yaşlılık yıldızlar kafar uzaktır sana. Bir gün bir yerlerde kalbin kuş gibi çırpınır, kanatlanır. Toz pembe yaşarsın. Dolu dizgin yaşamalı herşeyi; aşkı, sevgiyi.
Çiçeklerle kelebeklerle, seni görmeyen insanlarla konuşursun gülümsersin. Mutluluk bu mu? Aşkın bir kat daha renkli dünyalara götürür. Sevdiğin yanında, yaşam ayakların altındadır. Mutluluk. Mutluyum dersin. Olmadık tersliklere bile gülüp geçersin. Sanki kelebeğin kanadına tutunup daldan dala uçup konarsın.
Zaman bir su gibi geçer, saçların kırlaşmaya başlar. Gerçekler daha bir başka görünür, daha çıplak daha farklı. Her olaydan etkilenirsin. Bir koşuşturma başlamış. Yaşamak telaşı, yıllara ayak uydurma yetişme telaşı. Ama faydasız. Sen değil zaman seni değiştirecektir. Eskiden herşey çok farklıydı dersin. Yaşanan yıllar ağırlaştıkça omuzlarına çökmeye başlar. Dimdik ve ses çıkaran adımlarla yürüyüşün kalmaz. Çok mu değişiyorum, yoksa aynalar mı beni böyle kötü gösteriyor dersin. Yaşamak, acıları tatlı güzellikleri ve umutsuzlukları zaman içerisind birlikte yaşamaktır.
Hayat her zaman bize istediğimizi vermeyebilir. Yaşam bize gülümsemeyebilir. Biz bunlara hazır olmalıyız. Gençlikten yaşlılığa bu basamakları sağlam adımlarla inmeliyiz. Bu bir süreçtir. Yaşam bizlere mutluluğu verirken mutsuzluğu yanında verebilir. Herşey tekdüze devam edemez. Çaresizliklere, yalnızlıklara göğüs germesini bilmeliyiz. Tatlı anılar zaman ilerledikçe, yaşama renk katar. Andıkça yeniden yaşar gibi oluruz, tekrar tekrar mutluluğun kıymetini biliriz. Ne demişler hayat her yaşta güzeldir, biz de bu güzelliği karartıp çirkinleştirmeyelim. Emek verip daha da güzelleştirelim.
