Karanlık bir akşam.Elektrikler yine kesik olduğu için yıldızlar bir başka parlıyor.Aylardan Temmuz Sarah ve ben tam film keyfi yaparken ne yazıkki hüsrana uğradık.Ben de yıldızları izlemeye koyuldum.Hep merak ederim oralarda biri var mı diye.Küçükken yıldızlar arkadaşım olurdu onlara isim koyardım.En yakın arkadaşımın ismi Jack ti.Kendime gerçek bir oyun arkadaşı bulamadığımda saatlerce onunla konuşurdum.Anılarımı, hayallerimi anlatırdım ona.En büyük hayalimse çok yüksek bir tepeye çıkıp oradan yıldızları izlemektir.Hatta bunun için dağcılık yapmayı bile düşündüm ya da uçaktan atlamayı.
Elektrikler nihayetinde gelmişti film keyfine devam edebilirdik.Tabikide Sarah uyumasaydı.
Her zamanki gibi yapabileceğim tek şeyi yapmak için hırkamı aldım hava biraz serindi.Üniversite bitiminde benim ve Sarah'ın hayali olan bir dağ evine yerleştik.Sarah da benim gibi doğa meraklısıydı.Burası sakindi fazla tepede olduğu için çeşitli hayvanlarla muhattap da olmuyorduk.Arada ziyarete gelen birkaç çakal ve çok çoook sevdiğim kuzenim çakal Marry dışında.
Çok geçmeden yıldızları izlemeye koyuldum.Elimde bir fener ve bir kitap eşliğinde.Bu akşam gökyüzünün pembeye çalmış bir rengi vardı.Bir saat içinde sarıya döndü ve çok fazla yıldız kayıyordu.Annem hep böyle zamanlarda dileğinin gerçekleşmesine az vakit kaldı der umarım bir gün annem haklı çıkar ve o gün bugündür.Aslında dileğimin tam olarak ne olduğunu da bilmiyorum ama burda uzun bir süre daha kalmak olabilir.
Ben düşüncelerimle boğuşurken olağanüstü sayılabilecek birşey gerçekleşti.Gökyüzünde bir yıldız mı parçalandı yoksa hayal mi görüyordum.Sanki gökyüzünde bir havayifişek atılmış gibiydi.Bembeyaz parçalar yeryüzüne doğru süzülüyordu.İşin en acı tarafı da bu olay tam olarak üstümüzde gerçekleşiyordu.