Herkes Sever

11 1 0
                                    

Her zaman ki gibi bacağımın ağrısıyla uyandım.Ayağımı yere değdirememek...O gün akımdan çıkmıyor.
Üniversiteyi kazandığımda çok sevinmiştim.O olay sonrasında hayatım mağfoldu. 4 ay önce üniversiteye kayıt yapmak için evden çıktım yolda giderken yaya geçitinden geçmek üzereyken arkasına dönük birisi telefonla yolun ortasında konuşuyordu ve birden bir araba o kişiye doğru hızla gelmeye başladı bende yolun ortasına gelmiştim yoldan çekildim fakat o kişi hala telefonla hararetli bir şekilde konuşuyordu araba kornoya bassa da o kişi olayın şokuyla olduğu yerde durdu ve bende onu ani bir şekilde çekip kenara attım ve o günden sonra bacağım diz kapağında itibaren kesildi.

Üniversiteye yarıdan başlamak zorunda kaldım ve ilk günümün güzel geçmesini ve arkadaşlarımın olmasını diliyordum.
Üniversite harika gözüküyordu, aslında hep beni dışlarlar düşüncesi aklımdaydı görünüşte protez taktığım için bir şey fark edilmiyordu ama yürüdüğümde belli oluyordu ben artık alışmıştım sadece karşımdaki kişilerin alışmasını beklemek zorundaydım .
Sınıfa girdiğimde yeni bir yüz olduğum için bana baktılar sonra işlerine döndüler birisi hariç .. İsmi Shinjou'du gerçekten yakışıklı birisiydi güzler yüzlü ve kibar gitgide ondan hoşlanmaya başladım ama çevresindeki kızlardan bana bakabilmesi bile mucizeydi.Yaklaşık 1 ay geçti ben hale sadece onu düşünüyordum. Arada bir konuşuyorduk ama samimi değildik benim duygularımı anlamasını beklemiyordum zaten.
Aslında biraz tuhaftı baştan beri veya bana öyle geliyordu . Dersten çıkışta bana hafta sonu buluşalım dedi ben tabii ki çok şaşırdım yüzüm kızardı ve hiçbir şey demedim alışveriş merkezinin önünde saat 1 de beni bekle dedi. Bütün kızlar onun peşinde koşuyordu ve sanırım birisiyle de çıkmıyordu onca kızın arasında bana dedi gerçekten çok heyecanlıydım . Yarın cumartesiydi ben daha ne giyeceğime bile karar vermemiştim saçımı nasıl yapsam toplasam mı? salsan mı ?kafam bayağı karışmıştı. Neyse ki küçük kardeşimin yardımıyla pudra rengi bir elbise giydim saçımı saldım ve artık hazırdım işte aylardır beklediğim bu buluşma gerçekleşecekti. Oraya ulaştığımda daha gelmemişti aslıda tam saatinde gelmiştim 1 saat geçti ben hala onu bekliyordum ve 1 saat daha geçti beklide işi çıkmıştır diye düşündüm ve birden karşımda onu gördüm bana öylece bakıyordu kyaaa gerçekten çok tatlı ve umarım kalbimin atışını duymuyordur . Geç kaldığı için özür diledi aslında bayağı geç kalmıştı ama ben onu üzmemek için bende yeni geldim dedim ve gülümsedim. Yürümeye başladık ama tek kelime bile etmiyordu benimde heyecandan ağzımdan şu kelimeler çıktı 'beni neden çağırdın' o ise bir an durdu ve dedi ki:'sadece seni görmek istedim' . Evin önüne geldik bende veda konuşması bekledim ama tık yoktu iş yine bana düştü -evin nerde? dedim. Oda tarif etti neden sormuşsam artık umarım yanlış anlamamıştır.
Bana neden öyle dedi ki zaten okulda birbirimizi hep görüyorduk.
Annem bana sesleniyordu 'Kurai buraya gel polis seni çağırıyor o olay hakkında''hızla yerimden kalktım ve kapıya doğru koştum polis bana uzun bir aradan sonra çok merak ettiğim bir şeyi söylemeye gelmişti ben kimi kurtarmıştım? Ve o kişi neden kaçtı? bana yardım etmeden gitmesi gerçekten sinir bozucuydu o kişi yüzünden bu haldeydim ve o kaçmıştı beni kanlar içinde bırakıp ama onun hakkında hiçbir şey düşünmedin iyi veya kötü ve şimdi o merak etiği kişiyi öğrenecektim polis bana bir zarf verdi içinde o kişinin resmi vardı odama gittim ve açıp açmamak konusunda çok karasız kaldım belki beklemeliydim belki o bana gelirdi, beklide hiç gelmezdi .
Sabah olmuştu ben hala zarfı açmamıştım hazırlanıp okula gittim Shinjou bana baktı ve tabi ki bende ona ama bana sanki özür diliyormuş gibi bakıyordu belki o gün hiç konuşmadığı için kendini kötü hissediyordur. Yerime oturdum ve pencereden dışarı seyrettim cam açıktı Shinjou bana bakıyordu aynada yansımasını görüyordum öğretmen geldi ve camı kapattım. Aklım hep o zarftaydı ve gerçekten berbat görünüyordum çünkü gece hem Shinjou hemde zarfı düşünmekten uyuyamadım. Eve giderken de çok düşündüm ve artık bir karara vardım o zarfı açmıyacaktım zaten açsam ne yapacaktım ki hiçbir şey.
Shinjou neden böyle davranıyordu ki yoksa hayır hayır böyle düşnmemeliydim Shinjou çok fazla düşünmekten saçmalamaya başladım ama ya beni acıdığı için randevuya çıkarmışsa aslında düşünüce mantıklı kimse benle konuşmuyordu sadece o benle konuştu çünkü o çok merhametli birisi bana acıdı ve benimle konuştu şimdide benden kurtulmak istiyor o yüzden kendisini rahatsız hissediyor ve böyle davranıyor 'büyük hayal kırıklığı' . yarın okula gidemiyeceğim sanırım belki de hiç gitmem .' Kurai Kurai sabah oldu hadi kalk annemin sesi bütün evde yankılanıyordu ama benim kalkacak halim yok of ne yapmalıyım kalksam iyi olur aslında eğer gitmezsem daha çok belli ederim .
Herkes kime bakıyor öyle 'duydun mu üst sınıflardan birisi vardı araba çarpmıştı okula geri dönmüş ve sanırım o bayacağını kazada kaybetmiş gerçekten çok üzücü ' onlar ne diyordu böyle... benim yaşadığım olaya çok benziyor o kişiyi merak etmeye başladım ve onu görmek için kantine indim Kyaaa çok tatlı şimdi anlıyorum herkesin neden burada olduğunu ...
Ahh sanırım bir kulübe katılmam lazım ve ben daha karar vermedim. Kendime uygun bir kulüp olmalı aslında resim kulübü bana göre resim çizmeyi seviyorum ve yorucuda değil sanırım burası resim kulübü kapıyı açtım ve karşımda o çocuğu gördüm sadece o mı vardı? bana utanma gel daha gelecek var dedi bende içeri girdim bir süre konuşmadık bende laf olsun diye kaderlerimiz benziyor sanırım dedim bana şaşkın bir yüz ifadesiyle baktı ve seninde mi bacağın yok dedi. Azıcık kaba birisi galiba. Bende evet araba çarptı dedim oda bana da gerçektende kaderlerimiz aynı sanırım bir hafta geçti ve kulüp çok eğlenceli geçti ama benim aklımda hep Shinjou var hafta boyunca hiç konuşmadık zaten okula gelmedi. Artık onu merak etmeye başladım ve kendimi onun evinin önünde buldum ama galiba geri dönmeliydim zaten ona ne diyecektim ki ama onu çok merak ediyorum ve işte o yine karşımda dikilmiş bana bakıyor çöpleri atmaya çıkmış şansa bak rezil oldum ne diyeceğim ki şimdi .
-Hey sen neden buradasın ?
-ahh şey seni merak ettim .Neden okula gelmedin?
- Canım istemedi sadece.
-Bu yüzden mi?
-Sanırım seni eve bırakmam gerekecek karanlık oldu.
-Yarın okula gelecekmisin ?
- Sanırım evet.
Eve geldik işte yine yol boyunca sadece yürüdük.
Okula gittiğimde herkes de bir telaş vardı kitaplar havada uçuşuyordu ahhh sanırım sınav haftası geldi .Gözüm Shinjou arıyordu yine gelmedi mi okula yoksa.
-Ahh o kim
-Korktun mu?
- Shinjou? şaşırdım sadece ve korktum da.
Shinjou'dan beklenmedik hareket: beni arkadan dürttü .Bu bile benim için sevindirici bir olay onun bana dokunması beni biraz tuhaf hissettirdi .
Sanki bugün bana yakın davrandı kantinde de konuştu.
-Kurai benimle çık lütfen.
-Ne . (Sanırım hayallerim gerçek oldu Shinjou bana çıkalım mı dedi)
-Ani oldu biliyorum ama ...
-Birbirimize iyi bakalım Shinjou.
Sanırım rüyadayım kyaaa bugün en mutlu günüm Shinjou ve ben çıkıyoruz artık sadece ben onu değil o da beni düşünecek .
Tam iki hafta geçti ve Shinjou bayağı yakınlaştık.Artık onun hakkında her şeyi biliyorum.Hangi yemekleri sevdiğini ne tür müzik dinlediği .Artık beni eve bırakırken konuşuyor . Ahh hayır ben sormasam hiç konuşmayacak kendimi kandırıyorum.
Kütüphanede ders çalışmak için evden çıktım ve bir el beni kendisine çekti alnım onun çenesinde duruyordu ve kalbim hiç olmadığı kadar hızlı atıyordu bana sarıldı ve kulağıma 'özür dilerim' dedi. Ben ona sımsıkı sarıldım oda bana ,sanırım ilk kez birisine bu kadar sıkı sarılıştım.
O anı unutmam imkansızdı . Her ne olursa olsun o anı unutmayacağım.Yarın okulda nasıl davranmam lazım acaba o nasıl davranacak? .
Sabah zil çaldı ve kapıya koştum karşımdaki Shinjou.
-Seni dışarıda bekliyorum çabuk hazırlan.
Hiç olmadığım kadar hızlı hazırlandım ve dışarı çıktım. İlk kez bana gülüyordu ve kyaaaa o çok tatlı oluyor gülünce ister istemez yüzümde bir tebessüm oluştu.Birbirimize bakıp güldük ve beni kendine çekip sarıldı. Sanırım ilişkimiz ilerlemeye başladı.
Ve sonunda sevgililer günü geldi.Benim hediyem aslında biraz farklı olacaktı ona çok güvendiğim için o hediyeyi ona verecektim.Onun bana ne alacağına dair bir fikrim yoktu . Telefonuma mesaj geldi
-Akşam saat 20.00'da ilk buluştuğumuz yerde.
Artık buluşacağımız yerde belliydi geriye sadece bugünün tadını çıkarmak kalıyordu.
-Shinjou bu sefer tam vaktinde gelmişsin.
-Ahh sanırım öyle oldu.Bana hediyemi vericekmisin?
-Acele etme vericem .Biryere oturalım.
-Al işte hediyen.
-Bir zarf mı?
Aslında bu sana çok güvendiğimin kanıdı.Neden sakat kaldım biliyormusun?başkası yüzünden bu hale geldim ama o kişiyi kurtardığım için pişman değil sadece beni orda öylece bırakması ...
-Kurai sen çok iyi birisisin.Üzgünüm.
-Benim için üzülme artık seninle çok mutluyum.
-Bende ama.. sana söylemem gereken bir şey var o zarfın içindeki kişi... benim.
O andan sonra yıllardır nerdeyse hiç bir şeyden mutlu olmadım hayatımı sadece işime adadım.Tam 2 sene geçti acaba şimdi nerde ...keşke o anda çekip gitmeseydi ve bana her şeyi anlatsaydı onun yüzünü en son orda gördüm ve gerçekten çok üzülmüş gözüküyordu o kelimeler ağzından çıktıktan sonra çekip gitti ve ben ona hiçbir şey demedim. Böyle olmak zorunda değildi.
Staj için işyerime giderken azcık zorlanıyorum çünkü bacağım eskisinden daha fazla ağırmaya başladı doktor bana stresten olduğunu söyledi.
Sizi yeni arkadaşımız Shinjouyla tanıştırayım.Kendisi Amerika'dan yeni geldi .
Ahh hayır olamaz bu o gerçekten dizilerdeki gibi oldu çok saçma bu olmak zorunda değildi o burada ve ben ne yapacağım bilmiyorum.
-Merhaba ben ta Shinjou tanıştığımıza memnum oldum.
-Kyaaa çok tatlı acaba sevgilisi var mı?
-Ah evet kızlar üzücü bir haberim var benim kalbim sadece bir kişi için atıyor.
-Çok tatlııı .
Sanırım sevgilisi var aslında çok şaşırmadım 2 sene boyunca sadece beni düşünmesini beklemiyorum herkes ben değil.Ahh sanırım beni gördü.
-Uzun zaman oldu Kurai.
-A evet en son beni masada öylece bırakmıştın hiçbir şey demeden gittin (ah olamaz ben ne diyorum böyle)
-Hadi biraz konuşalım.
Aradan 2 sene geçti ve beni görünce hiç şaşırmadı.
-Heyy buraya bilerek geldim burada çalıştığını biliyordum ve eminim her gün beni düşündün .Merak etme bende seni düşündüm.O olay hakkında hep düşündüm sınıfa ilk girdiğinde ne yapacağımı şaşırdım ama sen beni bilmiyordun o yüzden azcık rahatlamıştım.Daha sonra sana her şeyi açıklamak için seni randevuya çıkardım ve oraya gelirken çok düşündüm nasıl tepki vereceğini bilmiyordum seni tanımıyordum bile o yüzden geç kaldım ama gitgide senden hoşlanmaya başladım ilk başta vicdan azabı çektiğim için sana öyle hissettiğimi düşündüm.Hatırlıyor musun seni kütüphaneye giderken çekip sarılmıştım işte o gün bir karar aldım seni hiç bırakmayacaktım ve zamanı geldiğinde her şeyi sana anlatacaktım.O gün o masadan kalkıp gitmeseydim her şey farklı olabilirdi ama iyi ki kalkmışım çünkü ikimize de zaman vermek istedim özellikle senin bu konu hakkında sakince düşünmeni istedim o yüzden Amerikaya gittim.Haha biliyorum biraz zaman aldı gelmem ama hep seni düşündüm şimdi lütfena hiçbir şey deme sadece benimle gel .
Ve işte geldik Kurai .
-Burası ....
-Benimle evlenirmisin Kurai .Seni çok seviyorum.Senden ayrı kaldığım günler boyunca hep bunları yazdım.

Elinde bir kutu vardı kutuyu bana verdi ve içinden binlerce mektup çıktı ve bir tanede kitap kitabın içinde çıktığımız günden beri olan yazışmalar vardı. Bütün mesajları bu kitaba sığdırmıştı.Her gün için bana mektup yazmış kyaaa .
-O gün neden kaçtın .
-Çünkü çok çaresizdim korkup kaçtım ve o olaydan sonra kendime zor geldim ama artık her şey bitti şimdi beraber buradan el ele çıkacaz ve her şey eskisi gibi olacak.

Her şey basitleşmişti. Uzun bir aradan sonra onu tekrar görmek ve bana evlenme teklifi etmesi biraz garibime gitti ama sanırım ben her şeyi unutmaya hazırdım ve iyi ki kurtardığım kişi dünyada en sevdiğim kişiydi iyi ki onu kurtarmışım. İnsan engelleriyle de sevebiliyor sevilebiliyor bende beni olduğum gibi sevebilen birisini buldum .



Herkes SeverHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin