"Merhaba Kitap Kurdu, ben Soo Min. Senden birini öldürmeni isteyeceğim, ismi Park Jinyoung." Kitap Kurdu ne dese bilemiyordu. Kendine bir söz vermişti, kimi öldürmesi gerekirse öldürecekti. Ama buna kendisi de dahil miydi?
Kitap Kurdu cevap vermedi. Soo Min seslendi, "Kitap Kurdu? Duyuyor musun?" Kitap Kurdu düşündü. Kendini öldürebilir miydi gerçekten? Kitap Kurdu telefonu kapattı. Yapamazdı, kendini öldüremezdi. Bunu daha önce hiç düşünmemişti. Belki de böylesi daha iyiydi. Kitap Kurdu bunu düşünmeyi kesip bu isteği görmezden geldi.
Saatler geçti, Kitap Kurdu çoktan o isteği aklından silmişti. Birden aklına geldi, neden ölmesini istiyordu o kız? Kitap Kurdu onun sesini ya da ismini daha önce hiç duymamıştı. Acaba başka bir Jinyoung muydu öldürülmesini istediği kişi. Kitap Kurdu'nun merakı onu öldürecekti. Telefonunu eline aldı ve arama geçmişinden Soo Min'i buldu. Telefonu kulağına dayadıktan sonra birkaç saniyelik sürecek olan bekleyiş başladı.
"Kitap Kurdu?"
"Beni neden öldürmek istiyorsun?"
Birkaç saniye sessizlik oldu. Kitap Kurdu ne dediğinin yeni farkına varmıştı. Telefonu kapattı ve kendini yatağa attı. Ne yaptığını düşündü ve utandı. Telefonu çaldı. Arayan aynı kızdı. Kitap Kurdu meşgule aldı. İki dakika sonra mesaj geldi. Kitap Kurdu telefonu eline alıp mesajı okudu.
"Beni neden öldürmek istiyorsun, derken neyden bahsediyordun? Sen gerçekten Park Jinyoung musun? Benimle bu gece buluşur musun? O olup olmadığını görmek istiyorum. Seni saat 11'de Minjin Cafe'de bekleyeceğim. Lütfen gel."
Kitap Kurdu derin bir nefes aldı. İçinden beşe kadar saydı ve aldığı nefesi verdi. Telefonu kapattı ve tekrar düşüncelere daldı. Ne yapacaktı? Gidecek miydi? Saate baktı. 08:08, dedi kendince. 11'e daha çok var.
Saat 10:20 olmuştu. Kitap Kurdu bunca zaman düşünmüştü. Bilmiyordu, ne yapmalıydı? Neden olduğunu merak ediyordu. Neden Park Jinyoung'un ölmesini istediğini çok merak ediyordu. Kızın ismini daha önce hiç duymamıştı. Sesi tanıdık değildi. Kimdi bu kız? Kitap Kurdu saate baktı. İki dakika geçmişti. Üzerine siyah birkaç şey geçirdi ve son olarak şapkasını taktı. Kitap Kurdu kendini siyah bir kitabın, siyah bır kurdu olarak düşünüyordu. Siyahı anlatan bir kitabın, en siyah karakteri.
Çatı katından aşağıya koşarak ilerledi. Kızın bahsettiği "Minjin Cafe" denilen yeri gözleri ile aramaya başladı. Buldu ve saate baktı. Saat 10:59 idi. Bir dakika durdu. Soluklandı. Kızın koştuğunu bilmesini istemedi. Terini sildi ve şapkasını eğdi. Kapıyı açtığında bir çan sesi belirdi. Kitap Kurdu umursamadan, sadece bir kişinin bulunduğu minik mekânda, dolu olan masaya ilerledi.
"Sen o musun?"
Kız başını salladı ve oturması için sandalyeyi gösterdi. Kitap Kurdu oturdu ve gözlerinin gözükmediğinden emin olmak için şapkasını düzeltti.
"Şimdi söyle, neden ölmemi istiyorsun?"
"Beklemelisin," dedi kız. Elini Kitap Kurdu'nun şapkasına doğru yöneltti. Kitap Kurdu hızlı bir şekilde çekildi ve kızın bileğini sıkarak tuttu. Kızın canı yanmıştı, sızlandı.
"O olup olmadığını anlamam için sana bakmalıyım. Ayrıca bırak beni! Canım yanıyor."
Kitap Kurdu ne yaptığını fark edince elini gevşetti. Kız hızlıca elini çekti ve korkak gözler ile karşısındaki siyah adama baktı. Kitap Kurdu'na izin veriyor musun, diye sormak istedi. Kız korkusuna yenilip sustu. Kitap Kurdu bunu fark edince birkaç saniye düşündü. Elini şapkasına yöneltti. Çıkarıp çıkarmamakta birkaç saniye tereddüt ettikten sonra şapkayı çıkardı. Şapkayı masaya koydu. Şapkasını çıkarsa da, hâlâ birinin yüzünü görmesini istemiyordu. Uzun yıllar ardından ilk defa birine yüzünü gösterecekti. Utandı ve tırstı. Elini boynuna götürüp biraz kaşıdı ve başını eğdi. Kısa saçları yüzünden alnı gözüküyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bookworm • jinyoung oneshot
Short Story"Merhaba Kitap Kurdu, ben Soo Min. Senden birini öldürmeni isteyeceğim, ismi Park Jinyoung." Kitap Kurdu ne dese bilemiyordu. Kendine bir söz vermişti, kimi öldürmesi gerekirse öldürecekti. Ama buna kendisi de dahil miydi? to michirunaz