シ 1 シ

41 2 11
                                    

"Nerede o aşçı? Aradınız mı?"
Salon sahibi mekana yeni gelmiş durumdan yeni haberi olmuştu. Çalışanlardan biri konuştu.

"E..evet açmıyor. 1 saat önce burada olmalıydı."
İşe yeni alınan aşçı bir türlü salona gelmemiş, yetmezmiş gibi öğle servisi hazır değildi. Salon sahibi Mert Bey Müdüre çıkıştı.

"Şimdi ne halt yiyeceksiniz ha!? Ben tüm sorumluluğu kime verdim?! Ya bu günü kurtar ki bende seni kurtarayım, ya da kendini buradan gitmeye hazırla

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Şimdi ne halt yiyeceksiniz ha!? Ben tüm sorumluluğu kime verdim?! Ya bu günü kurtar ki bende seni kurtarayım, ya da kendini buradan gitmeye hazırla."
Sinirle arkasını dönüp verdiği yanlış kararın sorumluluğu için hazırlandı. Yemekler hazır değil, servisin açılmasına 20 dk vardı. Müdüre ilk defa bu kadar güvenmişti. Şimdi zarara uğrayacak gibiydi. Müdür de sinirleri bozulmuş, Mert Bey'e saldırmak istiyordu. Arkasından sinirli olduğunu belirten hareketler yapıyordu. Mert Bey dışarı çıktı ve merdivenlere yöneldi. Takım elbisesinin tozlanması umurunda bile değildi. Sadece ceketinin düğmesini açtı ve merdivenlere oturdu. Gözlerini kapatarak sesleri dinledi. Biraz huzura ihtiyacı vardı. Bir ayak sesi duyuluyordu az öteden. Sanki gittikçe yaklaşıyordu. Yaklaşan sesi, arkadan gelen hafif rüzgar sesini, uzaktaki araba kornasını dinledi. Bir an için unutmuştu biraz önce olanları. Ayak sesleri iyice yaklaştı. Mert Bey gözlerini açtı ve gelen kadına baktı. Merdivenlerin ilk basamağında kadın durdu ve salonu inceledi. Kadının kafasında siyah bir Cap, boynunda ince siyah ucunda küçük bir hilal şeklinde ay olan bir kolye, ayağında beyaz bir spor ayakkabı, gri bir t-shirt'ün üstüne asker yeşili kolları kıvrılmış önü açık bir gömlek, altına dizlerinde yırtıkları olan koyu gri bir kot pantolon vardı. Mert Bey tarzından etkilenmiş bir şekilde kadına baktı. Kadın ise Mert Bey'i yeni fark etmişti. Gözü kadının ellerine gitti, boştu. Elinde bir çantası bile yoktu. Sonra bileğindeki tümüyle siyah saati ve diğer bileğindeki ince siyah bilekliği gördü. Sonra ise ellerine baktı tekrar, yüzük yoktu fakat ellerinin güzelliği herşeye yeter dedirtecek kadar güzeldi. Kadın bu sırada merdivenleri çıkıyordu. Mert Bey ayağa kalktı. Kadın kapıya doğru ilerledi. Kapılardan sadece biri açıktı. Mert Bey'e döndü ve konuştu.

"Öğle servisi açılmadı mı?" Mert Bey kadının sesinin etkisinde kalmıştı. Çok ince değil, fakat biraz sertti. Kadın garip bir şekilde bakınca Mert Bey konuştu.

"Saate bakın daha 18 dakika var" Aslında tahmin yürütmüştü. Tam olarak saati bilmiyordu. Kadın cevap vermedi. Mert Bey'in telefonu çaldı. Arayan en yakın arkadaşı Bulut idi.

"Alo.... kötüyüm abi sen?... Yeni aşçı gelmemiş ama servis açılmak üzere, üstelik yemekler hazır değil. Ne yapacağım bilmiyorum.." Kadın konuşmayı dinledi. Telefon kapatıldıktan sonra Mert Bey'e seslendi.

"Hey! Yardım edebilirim. Eğer isterseniz?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 13, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BULUT TADINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin