Kendi hallerimde hayatımı yaşayıp canım sıkıldığında saçma saçma aktiviteler yaparken, nerden bilebilirdim ki bir insanla yaşadığım 10 dakikalık bir olayın hayatımı değiştirebileceğini? Hayatımda bolca boş vakit varken,ondan sonra nerden bilebirdim...
Sabah alarmımın sesiyle uyanmıştım.Yataktan kalkıp banyoya geçtim.Banyodaki rutin işlerimi halledip kolej kıyafetlerimi giymeye başladım.Siyah okul gömleği üstüne siyah kolej ceketini giyip altıma siyah diz kapaklarımda biten eteğimi giymiştim.
Kolej formalarının neden siyah olması konusunu hep merak etsem de bunla ilgili farklı söylentileride duymuştum.Çoğuda okul sahibinin talihsiz bir olay yaşaması ile sonucun buraya geldiğinden bahsediyordu.
Okul sahibinin bu söylentilerden bihaber olması ihtimaldi çünkü duymuş olsaydı büyük ihtimalle önlem almak isterdi.Kim sizin kendi mülkünüz de sizin aleyhinize söylentiler dönmesini isterdi ki ?
Aşağıya kahvaltıya inmiştim.Annem 'kendi evimde yemeğimi kendim hazırlarım' prensibini uygulayarak yine kahvaltıyı kendi hazırlıyordu.Babam ise Türkiye'nin ileri gelen iş adamlarından olmasından dolayı her zamanki gibi meşguldu.
Kedim Pamuk ise yuvasında uyumaya devam ediyordu.Bembeyaz ve ismi gibi pamuk tüylere sahipti.Dişi bir kedi olmasından dolayı çoğu olayda daha narindi.Yemek yada herhangi bir ihtiyaç için kalktığında benden daha terbiyeli gibi davranıp yürüyerek gidiyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Kedi Pamuk)
Oysa ben?Evde ailemden başka kimse olmadığı için gayet rahat davranıyordum.Ama farklı bir yere gidince gittiğimiz çoğu insan okuldaki arkadaş çevremin ailesi yada akrabaları olduğu için,zaten bana garezleri olan arkadaşlarımın beni ailelerine yada akrabalarına nasıl anlattıklarını bilmediğim için onların gözünden daha fazla düşmek istemediğimden daha farklı davranıyordum.
Bunun gururla alakası olup olmadığın bilmiyordum ama insanların duygularını önemsediğim için insanlara nazik davranırdım.Kim karşısında kendi yaptığın bir sonuçdan dolayı ağlayan biri ister ki?Şahsen ben istemezdim.Bu yüzden ilk tanıştığım insana daha çekingen davranırdım.
Kahvaltımı yapıp çantamı sırtıma takıp dışarı çıktım.Okulum yürüme mesafesinde olduğu için okuluma yürüyerek gidiyordum.10-15 dakikalık bir yürümeden sonra okuluma ulaşmıştım.Kapıdan girerken karşımda Büşra çıkmıştı.Her ne kadar kolejin etekleri diz kapağında bitse de sanırım Büşra eteğini göbeğine kadar çekmiş olmalı ki etek diz kapağının bir karış üstünde bitiyordu.Aslında aynı renk de bir etek giyebilirdi ama kolej eteklerin iç kısmında bir arma vardı.Bu armayı da hiçbir şekilde bulunamadığı için sadece kolej eteğini kullanıyorlardı.
''Ezgi naber kız napıyon kanki?''
Okul çevremdeki arkadaşlarımdan böyle iltifatlara pek alışık olmadığım için tek kaşımı kaldırarak Büşraya bakıyordum.
''İyi misin Büşra? Nedir bu iltifatlar?''
Büşra önce ciddi olup olmadığı anlamaya çalışırmış gibi bana bakmaya başlamıştı.Mavi gözleri ciddiliğimi ölçerken ben hala ona anlamayan gözlerle bakıyordum.
''Ezgi ne iltifatı kızım ne diyon,ödev sorcaktım sana.''
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Resim Büşra)
Duyduğum şeye her ne kadar duymaya alışık olsam da yinede kalbimde bir şeyler yer değiştirmişti.Evet çalışkan olabilirdim,her ne kadar buna kendini kullandırtmak denilse de insanlara yardım etmeyi severdim.Sonuçta yaptığım yardım sonucu belki biri benle arkadaş olurdu bir umut değil mi?İçimizde hiç sönmeyen o umut?
Ama artık yetmişti.Her ne kadar yardım etmeyi sevsem de bu yardım artık onlar için yardım kavramından çıkmıştı.Artık ciddi ciddi kullanılmaya başlandığımı hissetmiştim.Geçen gün yaşadığım bir olay ise bunu desteklemişti.
Okulda daha önce hiç görmediğim biri gelip benden yardım istemişti.Sınavlarının düşük olmasından bahsedip ailesinden korkmasından ve benden yardım istediğini söylemişti.Matematik dersinde verilen sınıflar arası ortak bir projede benle ortak olmak istediğinden bahsedip benle ortak olmak istemişti.
Hayır dersem bu işin kötü sonlara gidebileceğini düşündüğüm için kabul edip tam notluk bir proje hazırlamıştım.Projeyi teslim etmek için öğretmenin yanına gittiğimizde bana telefon geldiği için dışarı çıkmıştım.Geldiğimdeyse hoca bana adlandıramadığım bakışlar atıyordu. Nedenini sorduğumdaysa projemi yapmadığımdan bahsetmişti.
Şok olmuş bir vaziyette öğretmene bakarken projeyi koyduğum masayı göstermiştim.Hoca onaylamayan sesler çıkartıp kafasını sağa sola sallamıştı.Projenin tek bir kişi tarafından yapıldığından bahsedip benim hiçbir katkım olmadığı söylemişti.
Ortak olduğum kişiyi tanımadığım için sadece sima ile koca okulda onu arayamazdım.Kafamı eğip öğretmenin nutuklarını dinlemiştim.Odadan çıktığımdaysa çok farklı hissetmiştim.Hem kullanılmış hemde adlandıramadığım bir duygu vardı içimde.Sanki kalbimde bir şeyler yer değiştirmişti.Bazı parçalar yerinden çıkmış yeni parçalar onların boşluklarını doldurmuşlardı.
Derin bir nefes verip ifadesizce Büşraya baktım.Bu halimi görünce gözlerinden şaşkınlık geçmişti.Tabi haklıydı eskiden olsa şuan yerimde kıvranıyor olurdum.Böyle durumlarda hep iki seçenek arasında kalıp her seferinde bu seçenekler arasında seçim yaparken düşünüyordum.
''Hayır Büşra yardım etmicem''
Büşra kolunun tekini önünden beline sarıp diğer elinin dirseğinide koluna yaslamış baş parmağıyla çenesinin altından kavramıştı.Söylediklerimden sonra eline yasladığı diğer eli indirip bana anlamsızca bakmıştı.
''Ben yanlış duydum demi?Sen az önce öyle demedin?''
Sırıtarak ona bakmıştım.Bu halime şaşkınlıkla bakmıştı.Çünkü genelde okulda sırıtmazdım.
''Yoo gayet doğru duydun Büşra 'hayır' dedim.''
'hayır' kelimesine vurgu yapmıştım.Bana hala anlamsızca bakarken gözlerimi devirip yanından geçmiştim.Sınıfıma doğru adımlarken hala içimde adlandıramadığım bir duygu vardı.