Part 1

106 13 1
                                    

Selamlar sevgileeer!

Crystal gözlerini açtığında yanındaki koltukta en yakın arkadaşının uyuduğunu gördü, yarısı açık olan perdeden içeri giren ay ışığı saatin gece yarısını çoktan geçtiğini gösteriyordu. Neredeyse 1 haftadır sedyeyle taşınmak dışında hareket etmeyen vücudu uyuşmuş gibiydi. Kollarını biraz hareket ettirmek isteyince bileğine ve parmağına bağlı kablolar ses çıkarmış olmalı ki, Arelle irkilerek uyandı. Crystal'ı uyanık görünce heyecanla ayağa kalktı ve ne yapacağını bilemez halde saçını kulağının arkasına sıkıştırdı. Gözlerinin kıpkırmızı oluşu ve gözaltındaki morluklar kendisi ameliyata girdiği günden bu güne uyumak yerine ağlamayı tercih ettiğini gösteriyordu, dağılmış bir haldeydi.

+ Crystal! Nasılsın kendini nasıl hissediyorsun? Doktoru çağırmamı ister misin? Ağrı var mı vücudunda ne zamandan beri uyanıksın neden bana seslenmedin?

- Arelle, ben iyiyim biraz sakinleş. Kendimi iyi hissediyorum ve uyanalı birkaç dakikadan fazla olmadı.

Crystal sonra sanki bir şey hatırlamış gibi hafif doğruldu ve konuştu.

- Babam nerede?

Arelle üzgünce başını aşağı eğdi, cevap az çok belliydi sonuçta.

- Tabi ya. Telefonum sende mi? Hiç aramadı, değil mi? Hiç sanmıyorum ama...

Bunların hepsi boşa sorulardı, bunu ikisi de biliyordu. Crystal'ın babası onun ameliyata girdiğini bile bilmiyordu büyük ihtimalle. Barlarda kendinden 20 yaş küçük kızlarla eğlenmek öz kızından daha önemliydi onun için.

Crystal bebekliğinden beri kalp yetmezliği hastalığıyla savaşıyordu, ilaçlar alıp tedaviler görüyordu ama bunların hepsi bir hiçti aslında çünkü kalp yetmezliğinin tek tedavisi kalp nakliydi ve bu yüzden listedeydi ama sıra bir türlü ona gelmiyordu ve gittikçe ilerleyen hastalığı da ona yardımcı olmuyordu. Hele bir de 4 yıl önce annesini kaybettikten sonra babasını da göremez olmuştu ki bunlar da hayatını kolaylaştıran etkenler değildi. Her an yanında olan teyzesi ve en yakın arkadaşı dışında etrafında pek insan kalmamıştı bu acı kayıptan sonra, zaten olanlar da bir süre sonra canını yakarak çıkıyordu hayatından her seferinde, ama bu bir roman değildi tabi. Etrafında herkesi uzaklaştıran duvarlar yoktu, güveniyordu ve güveni boşa çıkıyordu o kadar.

Bu arada Arelle yanında sarışın, çok yüksek topuklular giyen ve yaşını hiç göstermeyen bir doktorla Crystal'ın yattığı lüks hastane odasına girdi, doktor bazı sorular sorarak elindeki kağıtlara bir şeyler yazdı, değerlerini kontrol etti, iyi olduğundan emin oldu ve nakledilebilecek bir kalp bulduğu için şanslı sayıldığını hatırlattı. Crystal bunların hepsini biliyordu aslında ama o 11-12 gün kadar önce kendini gelebilecek kötü haberlere hazırlamıştı, artık çok vakti kalmadığının ve nakledilecek bir kalp bulmaktan uzak olduklarının farkındaydı. Ama sonra bir akşam teyzesiyle evde oturup ruhsuzca talk show izlerken gelen telefon sayesinde 4 gün sonra ameliyata girdi ve şu an hayattaydı, kendindeydi ve yepyeni blr kalbe sahipti. Bir anda aklına geldi, bu kalbin gerçek sahibi şu an yaşamıyordu. Birinin ölümü Crystal'ın yaşamasını sağlamıştı.

- Arelle?

Yanındaki tek kişilik rahat koltukta oturarak onu süzen arkadaşı düşüncelerde boğuluyormuş gibiydi, gözlerini onun gözlerine çevirdi.

+ Efendim bebeğim?

Bu soruyu sormaktan biraz çekinse de bilmesi gerektiğini hissediyordu.

- Beni yaşama bağlayan bu kalp, kimin kalbi?

○●○●

Rafaella Beckran'ın ailesi Neymar'ın Barselona'daki evinin salonunda hiç konuşmadan bir odada oturuyorlardı, Davi Lucca birkaç saat önce uykuya kendini teslim etmişti yani sadece Nadine, Neymar ve oğulları Neymar Junior oradaydı. Üzerinden 2 hafta geçse de ailenin küçük kızı olan Rafaella'yı kaybetmek hepsini yıkmıştı, Nadine ağlama nöbetleri geçiriyordu arada, Neymar'sa ona göre biraz daha sakin bir tavır takınmaya çalışıyordu. Güçlü kalmak için kendini zorladığı belliydi. Neymar Junior ise ne yapacağını bilemez halde yaşıyordu son 2 haftadır, hayattaki ilk arkadaşı ölmüştü ve o da bunu kabullenmekte herkes kadar zorlanıyordu. Hele onunla ilgilenen doktor ölümünün üzerinden daha 3 gün geçmişken gelip organ bağışı yapmak isteyip istemediklerini sorduğunda sinirden kadına kötü bir laf etmemek için odayı terk etmek zorunda kalmıştı ama sorun etmiyordu. Sonuçta ailesinin kız kardeşinin organlarını bağışlayacakları sanmazdı işte bu yüzden odadan çıkıp teklifi kabul ettiklerini öğrendiğinde içinde tarif edilemez bir acı duymuştu. Ama sonradan açıkladıklarına göre Rafaella'nın böbreklerinden bir tanesi 18 yaşını bile doldurmamış bir kıza gidecekti ve kızı diyaliz makinelerinden kurtaracaktı. Kalbiyse tam Rafaella yaşındaki bir kızın hayatını kurtaracaktı. Neymar kalp nakli hakkında pek bir şey bilmiyordu, şimdi o kız Rafaella'nın hissettiklerini mi hissedecekti diye düşünürken buldu kendini, her ne kadar bunun çok saçma bir düşünce olduğunu bilse de... Her şekilde bunları öğrenmek biraz içini rahatlatsa da kardeşinin organlarının başkalarında hayat bulacak olması hala garip geliyordu.

İşte tam şu an olduğu gibi susup düşüncelere daldığında genelde bunları düşünüyor oluyordu Neymar Junior. Daha fazla düşünürse kafayı yiyeceğini tahmin ettiği için belki sıcak bir duş almak iyi gelir diye bir fikir yürüttü ve yerinden kalktı. Kocaman evinin kocaman salonundan çıkarken aklına bir şey gelmiş gibi arkasına döndü, ailesine baktı. Günlerdir birbirleriyle doğru dürüst konuşmuyorlardı.

+ Anne, baba?

İkisi birbirlerine 1 saniyeliğine baktıktan sonra hemen gözlerini oğullarına çevirdiler.

+ Rafaella'nın kalbini alan kızla tanışmak istiyorum.

İşte ilk bölümümüüz. Hikayedeki en büyük değişiklik sanırım 3. şahısın ağzından anlatılıyor olması ama böylesi çok daha iyi oldu bence neyse ne shsjdnsncm

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 16, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HeartbeatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin