Bölüm 1: Tren & Kayık & Hogwarts

552 28 7
                                    

Kırmızı, buharlı tren King's Cross İstasyonundan bütün öğrenci ve ailelere göz kırpıyordu. Bugün birçok aile çocuklarını uzun bir süre görmemeyi göze alıp Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu'na yolluyordu. Hogwarts'ta öğrenciler büyü yapmayı, güçlerini kontrol altına almayı, direnmeyi, dostluğu ve sevgiyi öğreneceklerdi. 11 yaşında girip 17 yaşında mezun olarak çıkacakları bu okul onların gençlik hayatının geçtiği yer olacaktı.

Hogwarts'a gitmek güzeldi, arkadaşlarınızla yatakhanede eğlenmek, ilgi çekici dersler, iksirler, büyüler, düellolar ve Quidditch.

Quidditch, büyücü ve cadıların ortak olarak oynadığı bir spordu, kısaca özetlemek gerekirse süpürgelerinin üzerinde olan oyuncular takımlarına olabildiğince puan kazandırmaya çalışıyorlar, Altın Snitch'in yakalanmasıyla oyun sona eriyor ve en yüksek puana sahip olan takım rakibine karşı zafer kazanıyordu.

Hogwarts Express'in bir kompartımanında yeni yetme öğrenciler tanışıyorlardı.

"Merhaba, ben James. James Potter" diye kendini kısaca tanıttı karışık saçlı, ela gözlü, kuzguni saçlı çocuk. "Potter ha ben de Sirius. Sirius Black." diğer kıvırcık saçlı çocuk tanıttı kendini bu sefer. "Ben de Remus. Remus Lupin." en sona kalan çocuk konuştu.
***
Yolculuk sürerken üç çocuk heyecanla konuşuyorlardı. Birbirlerine kendilerini detaylı bir şekilde tanıtmış, hangi binaya girmek istediklerini konuşuyorlardı.
"Slytherin hariç hepsi olsun. Bütün ailem beni Slytherin'de ve hepsi safkan bozuntusu. Neymiş 'sakın bulanıklarla arkadaş olma' olsam ne olacak ki. Bence insanları kan durumundan yargılamamak gerekiyor." diye konuştu Sirius.
"Katılıyorum ama ben Gryyfindor olmak isterim." dedi ela gözlü olan James adlı çocuk. "Bence Ravenclaw'da fena değil. Ama seçme hakkım olsaydı ben de Gryyfindor derdim." diye kendi fikrini söyledi Remus.
***
Yolculuğun sona ermesine az kalmıştı. Sirius ve James Quidditch adı verilen spor hakkında konuşuyorlardı. Remus ise bir Muggle yazarın kitabını açmış okuyordu. Derken kapı açıldı. Kapıda büyük ihtimalle ilk sınıfa başlayacak olan bir çocuk vardı.
"Merhaba ben Frank Longbottom. Kurbağamı kaybettim de acaba gördünüz mü?" diye sordu kapı eşiğindeki çocuk. "Maalesef.. Ama istersen bir Çikolatalı Kurbağa alabilirsin." dedi ve bir Çikolatalı Kurbağa uzattı. Çocuk utanmış bir şekilde aldı. Teşekkür etti. Bu arada az kaldı isterseniz cübbenizi giyin. Birazdan varırız." dedi ve gitti.
Yolculuğun az kaldığını öğrenen çocuklar cübbelerini giydiler. Aradan az bir süre geçti, tren Hogsmede İstasyonu'nda durdu. Öğrenciler trenden indiler. Trenin dışında elinde bir lambayla bağıran dev gibi bir adam vardı. "Birinci sınıflar buradan.." onu takip eden birinci sınıflar bir süre sonra kayıkların olduğu yere gittiler. Her bir kayığa üç öğrenci oturuyordu. Remus, Sirius ve James bir kayığa bindiler. Birden yüzüne muzip bir gülümseme gelen James, cebinden çıkardığı bir küreyi ileri doğru gönderdi. Ne yaptığını soran Sirius'a, "Bekle birazdan görürsün." dedi. Anında aşırı yüksek bir patlama sesi geldi. Bu sesle irkilen çocuklardan birisi suya düştü. Dev, çocuğu sudan çıkardı ve kayığa tekrar koydu. Bütün çocuklar kimin sorumlu olduğunu anlamak istercesine birbirlerine bakıyorlardı. Sadece bir kayıkta gülen çocuklar vardı. Remus Lupin bile gülüyordu.
***
Herkes kayıktan o büyüleyici manzaraya bakıyordu. Hogwarts şatosu bütün ihtişamı ile önlerinde onlara bakıyordu. Kuleler, meşalelerin titrek ışıkları altında benzersiz bir güzellikteydi. Manzara karşısında dilleri tutulmuş öğrenciler, gözlerini büyükçe açan çocuklar vardı. Kayıklar ilerleleyerek bir tünele girdi.
***
Bütün birinci sınıflar Giriş Salonu'na doğru dev gibi adamı takip ederek yol alıyordu. Merdiveni çıkarken yukarıda onları bekleyen biri olduğunu fark ettiler.
"Birinci sınıflar Profesör McGonagall." dedi çocukların takip ettiği adam.
"Tamam Hagrid. Gerisini bana bırak."
dedi gözlüklü cadı.

Çapulcular ve Hogwarts:1  Dostluk BağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin