[2]

344 35 37
                                    

''Eviniz çok güzelmiş'' dedi Nanami-san, çayından yudumlarken.

Evet 'Nanami', ona ismi ile hitap etmemi söyledi. Uzun ve düz koyu kahverengi saçlı, benden biraz daha uzun, makyajsız hali ile de güzel ve ilginç bir kişilikti. Ağabeyim ile aynı yaştalar. Evden bilgisayar üstünde çalışıyormuş. Ve yeni bir işe girmiş, çalıştığı yerin iki yıllık birikmiş işi ona bırakılmış ve o bu işi bir ayda tamamlamış. İş sıkıcı olduğu için daha fazla uğraşacağı bir iş bulmuş, işine daha yakın diye de buraya taşınmış. Böyle bir insanı görünce insan cidden hırslanıyor ve sempatik biri.

''Çok teşekkürler Nanami-chan'' dedi Annem tatlıları getirirken. Annemle çok iyi anlaşmışlardı. Aklımdan bir zahmet diye geçiriyordum. Hepimizin onu sevdiğini eve girip bizi selamlamasından anlamıştım. Haylaz biri olabilirim ama saygıya değer veren bir ailede büyüdüm ve kesinlikle önem veririz. Nanami-san ise mükemmel bir örneğiydi.

Annem gelinine bile bu kadar yakın hissetmemişti kendisini sanırım. Hatta Nanami-san ağabeyimin resimlerine bakınca ne kadar yakışıklıymış dedi ve annemin cevabı ''Keşke evlenmeden önce karşımıza çıksaydın'' olmuştu.

Ağabeyim bir sene önce evlenmişti. Yengem çok güzel bir kadındı ama bende onu pek sevmemiştim, hala da sevmiyorum. Annemin cevabına katılmadım değil. Zaten ağabeyim uzun bir süredir onula anlaşamıyordu, boşanmayı düşündüğünü söylemişti. Ama daha emin olamadığı için sadece ben biliyordum.

Yediğim tatlı tabağını aldım ve bulaşık makinesine yerleştirip geldim. O sırada annem beni gördüğü an gülümsedi ve konuşmaya başladı.

''Haruki sana yardımcı olur.'' dedi annem. Nanami-san'ın gözlerinin içi parlıyordu.

''Ne?'' dedim sadece, tek kaşımı kaldırıp.

''Nanami-chan'ın evini düzenlemesine yardımcı olabilirsin, biz yaşlandık ama sen taş gibisin.'' dedi annem. İkisininde gözleri parlıyordu ve bana doğru küçük küçük adımlarla geliyorlardı.

Küçük küçük adımlarla geri geri gittim, ben gittikçe onlar yaklaşıyor ve güçlü bir baskı kuruyordu. Bunu eskiden annem ile ağabeyim yapardı ama şimdi Nanami-san ile yapıyordu. Son geri adımımda duvara yapıştım. Babama yardım etmesi için baktım, babam bizi izleyip koltuğunda rahatlığıyla gülüyordu. Bu işe ben son vermeliydim. Tam konuşacakken babamın sesi ile sustum.

''Nanami-san, bir odanı bilgisayar ve oyun odası yapacağını söylemiştin, değil mi'' dedi babam. Nanami-san ona döndü.

''Evet, oyunlar falan çok fazla orayı en son düzenleyeceğim'' dedi Nanami-san.

''Nanami-san!!!! Bana oyunlarını göstersene.'' diye bağırdım. Oyun dendiği zaman deliye dönüyordum, bilgisayar oyun odası demek.. Daha da deliye dönüyordum.

Nanami-san önce tepkime şaşırdı arkasından güldü. Babamla göz kırptılar, annemde gülüyordu. İşin nereye gittiğini anlamıştım.

''Tabi ki de gösteririm ama öncelikle evi yerleştirmem gerekiyor. Bir kişi yardım etse fena olmazdı'' dedi dertli.

''Cevabı biliyorsun zaten'' dedim gülerek.

''Biliyor muyum acaba? Evet, sanırım biliyorum.'' dedi ve güldük.

Ona almak istediğim hatta satımı durdurulan oyunları bile sorduğumda hepsinin olduğunu söyledi ve kocaman bilgisayarları, televizyonu oyun konsolunu anlattı. Her geçen saniye heyecanlanıyordum. Zaman gitmeye gelince hiç gitmesini istemedim. Daha ilk günden komşumu sevmiştim. Yaşına rağmen iyi anlaşmıştık. Sadece ben değil annemde çok sevmişti babamda memnundu. Ben havalarda uçuyordum.

Gitmeden önce annem 'yatağın geldi mi?' diye sorduğunda tökezledi. Kendisi biraz temizlik ve düzen problemi varmış ve yorganları koyduğu kutuyu hatırlamıyormuş. Bu yüzden bende odamda kalmasını teklif ettim. Ağabeyimin odasını maalesef uzun bir zaman önce kaldırmış küçük bir oturma odası yapmıştık. Ve oyunlarımı falan orada oynuyordum. Bu yüzden benim odamda kalmasını söyledim. Nanami-san çok teşekkür etti.

Annemin verdiği yeni çarşafları ve yorganı alıp yatağa yerleştirdim.

''Vay be, ne erkek!'' dedi gülerek, bir taraftan odamı inceliyordu.

''Küçüklükten beri'' dedim yatağın üstüne oturarak.

Odamdaki eşyaları inceledi, sonra masama geldi ve durdu. masamda duran çerçeveyi eline aldı. Masama bakmayalı o kadar zaman olmuş ki o çerçeveyi unutmuşum.

''Bu kim?''

''Şu ben'' dedim parmağımla göstererek, ''Şu da ismi lazım değil çocukluk arkadaşım'' dedim kaşlarımı çatarak.

''Bu resmi küçükken parkta çekmişlerdi. Onunla o kadar resmim vardı ama bu en sevdiğimdi. Diğer resimlerde ya o somurtup ben gülüyordum, ya da ben ağlayıp o sadece bakıyordu. İkimizinde güldüğü tek fotoğraf bu. Doğum gününde özenle seçip bu resimden iki tane çıkartmıştım. Bir tanesini ona diğerini de kendime alıp masama koydum. Onunda odasında bir yerdeydi, ama şimdi nerededir bilmem.''

''Ne zamandır aranız kötü?'' diye sordu üzgün bakışlarla.

"Bilmiyorum. Liseye başaladığımdan beri bana soğuk davranıyor. Ona her yaklaşmaya çalıştığımda benden uzaklaşıyor" dedim boynum bükük. "Ama yapabileceğim bir şey yok istemiyorsa onu zorlayamam"

"Güçlü bir çocuksun" dedi ve saçlarımı karıştırdı.

Birbirimize iyi geceler dileyip içerideki koltuğa uzanıp uyudum. Yarın haftasonuydu ve Nanami-san'ın evini düzenleyecektim. Ama en önemlisi, oyun odasıydı...

Eskisi Gibi (Yaoi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin