Multi media da Damla var.
Ben Damla. 18 yaşında ,aşkı arayan bir kızım. Aşk benim kapımı hiç çalmadı. Ben aşk'tan uzakdım. Aşk ise bana yakın.
Evet çok çabuk geçmişti günler. Çok hızlıydı kalp atışları. Her şey aceleye gelmişti. Bunların sebebi üniversite.
İnanamıyordum. Üniversiteli olmuştum.Okuldaki ilk günüm ve ben her zamanki gibi gecikdim. Geç kalmayı sevmiyordum. Sınıfa girince herkes bana bakacakdı.
Siyah bir kot ve mavi bir t-shirt geçirdim üstüme. Makyajımı ve saçımı da yapdıktan sonra çantamı kapıp aşağıya indim. Annemin hazırladığı omletten bir ısırık aldım.
Annem ile arabaya doğru yol aldık. Arabaya bindik ve annem radyodan müzik açtı. Şarkının sözlerini duydukça kahkaha atıyordum.
(Kış,kış cinler kış,kış. Yallah cinler yallah.)
Okula gelmiştik. Annemi öptüm ve sarıldım. Arkama baktığımda çoktan gitmişti. Önce müdürün odasına gittim. Vay be ilk günden geç kağıdı almıştım.
Müdür bana gıcık gıcık bakıyordu. Geç kağıdını alıp sınıfıma gittim. Tahmin ettiğim gibi herkes bana bakmışdı.
Hocanın bağırmalarının ardından tek boş olan yere geçdim. Yanımdaki kız çok tatlıydı ve sessizdi.
Dersin ardından tenefüse çıkdık. Bir sonraki ders 12:00'da başlayacakdı. Saate baktığımda 10:00'dı. Eve uğramak için bir taksi tuttum. Eve geldiğimde parayı taksiye verip kapıyı çaldım.
Bir kaç kez çaldım ama biri açmayınca anahtarımla açıp içeriye girdim.içeride kimse yoktu. İşe gitmişleridr deyip odama çıkdım. Terlemiştim. Üstümü değiştim ve yeniden taksi tutup okula gittim.
Okula geldikten 10 dakika sonra ders başlamıştı. Ders bittikten sonra yürümek istedim eve.
Eve doğru yürürken bir park farkettim. Parka gittim ve salıncağa bindim ama sallanmıyordum. Sadece oturuyordum. Düşünüyordum. Herşeyi,herkesi,kendimi ve hayatı.
5 dakika sonra sallanmaya başladım ama ben sallamıyordum. Arkamı döndüyümde benim yaşlarımda bir çocuk beni sallıyordu.Bana bakıp gülümsedi. O kadar içten gülümsedi ki kendimden geçecekdim orada. Ona bakmaya devam ettim o ise hala sallıyordu. Bana dönüp "sallayacak biri olmayınca neye yarar salıncak. " dedi.
Susmuştum. Sadece salıncak ile birlikte havada süzülüyordum.
Çocuk salıncağı durdurdu. Önüme geçti ve elini uzattı. Elini tuttum ve beni ayağa kaldırdı. Bir bankın oraya gittik ve oturduk.
Çocuğa bakıyordum o da bana. Daha ismini söylememişti. "Adın ne?" Diye sordum. " adım jenk " dedi.
Ne garip isim cenk olsa anlarım ama jenk nedir ya? Aklımda deli sorular.
Saate baktığımda baya geç olmuştu. Eve gitmek için ayağa kalktım. Jenk kolumdan tutup beni oturturdu.
"Sen ne tür birisin?" Dedi bana jenk.
Neyim varmış benim normal bir insanım. En azından senin gibi anormal bir ismim yok JENK.
Diyesim geldi ama tabikide demedim."Neden? "Dedim.
" kızlar asla yanlız bir şey yapmazlar. Hep yanlarında biri olur. Salıncakda yanlız başına sallanmazlar. Eve yanlız gitmemek için yalvarırlar ama sen normal değilsin. "
" normallikle ne alakası var. Normalim. Sadece diğer kızlar gibi değilim. "
"Peki ya nasılsın? "Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİZ BUNA AŞK DESEK
Randomİsmini bilmedikleri bir şey arayan iki çift. Sonunda o şeyi buldular. Adını da aşk koydular.