21S/1

48 5 0
                                    

Evet gençler birinci bölüm ile karşınızdayım umarım beğenirsiniz

Multimedya bu bölümde geçen Kygo - Fragile ve Gece'nin göz dönüşümü var iyi okumalar.

Not: Gece'nin gözlerinde önce ortadaki çizgi oluşuyor sanradan göze gri renk geliyor.

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

Ne zaman kapadığımı hatırlamadığım gözlerimi açtığımda bir şey görme umuduyla etrafıma bakındım.Fakat her yerin beyaz olması işimi kolaylaştırmıyordu.Daha az önce annemlerin odasında annemin makyajını yapmasını izlerken ne zaman ve nasıl buraya geldiğimi anlayamıyordum. Bukleler halinde önüme düşen sarı saçlarıma bir süre baktıktan sonra yavaşça beyaz yastığın üzerinden kalktım . Bakacak başka hiçbir şey olmadığından kahverengi botlarıma bakarak yürümeye başladım . Bembeyaz odada kendini belli eden kırmızı renk dikkatimi çekti, beyaz kapının üzerine yapıştırılmış üç şerit kırmız ize doğru yürüdüm. Bu sefer gözlerimin odağı botlarım değil kan kırmızı şeritlerdi. Kapıyı açmakla açmamak arasındaki o ince çizgide dolaşırken cesaretin beni itmesiyle elimi kapının koluna koydum ve bütün bedenimi kullanarak kapıyı dışa doğru ittim . Kendimi kapının açılan o küçük kısmından dışarı atmamla yüzüme çarpan temiz hava kolumdaki ufak tüylerin kalkmasına sebep olmuştu . Bir çocuk olarak ilk dikkatimi çeken her renkte oyuncağın bulunduğu park olurken o sırada nedense gökkuşağı renkleri değil de soluk ve cansız yeşil tercihim olmuştu. Yaklaşık on metre sağımdaki oyun parkında dönen ayaklarımı önümdeki sonsuz yeşile yönlendirdim . Orman beni ben metal o mıknatısmışcasına kendine çekiyordu . Bu çekilme o kadar yoğunduki sanki yürümeyi bıraksam yinede ormana doğru gidecekmiş gibiydim. Ormanın çekimine ayak uydurarak adımlarımı biraz daha hızlandırdım. Ağaçların sıklaştığı yerde kalbim küçük bedenimi sarsmaya başlamıştı. Geri dönmek istedim ama vücudum benim kontrolüm dışında ağaçların arasına doğru ilerliyordu. Yürüdüm, yürüdüm ve yürüdüm . Artık korkum neredeyse hiç denilecek kadar azalmıştı fakat kalbimin atışlarının sorumlusu korkum değilmiş gibi küçük bedenim hala sarsılıyordu. Yeşillerin arasında biraz daha yürüdükten sonra ilk dikkatimi çeken saf beyazdı. Her ne kadar beni korkutsa da ona doğru ilerlemeyi hiç kesmedim. Kesemedim. En son aramızda tahmini bir metre varken durdum . İstemsizce yaptığım bir hareketti bu. Kafamda bir ses bana gözlerimi kapatmamı söyledi . Her ne kadar istemesem de sese uydum. Perde yavaşca görüşümü keserken  ruhumu iblise satmışım hissi içimde yer edinmişti . Ardından birkaç yaprak hışırtısı ve rüzgar tüylerimin daha büyük bir ürpertiyle havaya kalkmasına sebep olmuştu. Tam gözlerimi açma isteğiyle dolup taşarken kolumda hissettiğim yumuşak dokuyla gözlerimi daha sıkı yumdum. Kalbim göğsümü, dışarı çıkmak için yırtmak ister gibi zorluyordu. Bir, iki, üç, dört, beş ... Saniyeler uzarken gözlerimi açma isteğim nüksetti. Bu isteği görmezden gelemeyerek yavaşça göz kapaklarımı yukarı kaydırdım . Gözlerimdeki perde aralanmaya başladığında gözüme ilk çarpan omuzumdan biraz aşağıda duran ince beyaz kuyruktu. Ensemdeki hareketlenme bir anda kesilince kalbim çığlıklarını en tiz halinde devam ettirdi. Vücudumda gezen yumuşaklığı görmek için kafamı sağa çevirişimi sola çevirmem takip etti. On bir ,on iki ,on üç,on dört ...Göremediğim için güçsüz hissettiğim yumuşaklık beni tedirgin etmişti. Sanki hepsini kafamda kurgulamışım gibi . Ama az önce hissettiğimin gerçek olduğundan emindim. Sonuç almayan görme çabalarımı kesen ilk seferdeki gibi çıkan yaprak sesiydi. Kafamı yavaşça önüme çevirdiğimde beş parmak mesafedeki gözlerini üzerindeki ince bir tabakadan dolayı göremediğim yılana çevirdim. Beyaz bu kadar asil olabilirdi. Geçen saniyeler bana yıllar gibi gelirken gözlerini görmemi engelleyen deri tabakası yavaşça yukarı kaydı. İnce mavi çizgi benim nefesimi keserken bir çığlık duyuldu. Yılan demeye utandığım kadar asil olan canlı bana yaklaşırken olduğum yerde heykel gibi duruyordum . Ama asıl sanat eseri ben değildim. Oydu. En sonunda o kadar yakındık ki gözlerini tek görüyordum . Bir anda kuyruğuyla iki bileğimi sarmasıyla bakışlarımı aşağıya çevirdim tekrar gözlerine bakmak için başımı kaldırdığımdaysa maviliklerin yerini kırmızı kan almıştı. Gördüğüm son şey bu olurken kulağımın dibinden ölüm dediğine emin olduğum bir tıslama duyuldu. Yirmi ,yirmi bir .

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 28, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

21 Saniye Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin