Uçurum

59 2 3
                                    

'Sakın sakın yaklaşma bana seni de kendimi de vururum ' dedi Tuğçe . Silahı Berke'ye doğru uzattmisti. Berke yaklaştıkça Tuğçe geriye gidiyordu. Korkuyor muydu? Ah hemde fazlaca . Geri gider miydi? Asla ,asla geri gitmezdi. Hem suçlu taraf o değil di ki suçlu olan Berke'ydi. Uçurumun ucunda olan Tuğçe'ydi. Bir adım sadece tek bir adım her an atlayabilir. Ya da vurabilir Berke'yi. Ama kararı kesindi vurmicak aşağı atlar ama vurmazdi kiyamazdi ki ona . Nasıl kıyar sevdiğine? Hem o karnında ki bebeğin babasıydi. O Defne'nin babası. Kızını babasız bırakmaz kendi gibi bırakmaz. Tuğçe silahı uçurumdan attı Berke'ye bir adım attı zaten aralarında fazla bir mesafe yok. Bir adım daha attı. Gözlerinin içine baktı. Ağlıyor muydu Berke? Berke Altın ağlıyor muydu? Komik. Farkında değildi ama kendi de ağlıyordu Tuğçe Gedik ağlıyordu.
'Beni iyi dinle Berke Altın. Seni öldür muyuyorsam karnımdaki bebek için . Anladın bay Altın? O bebek babasız kalmasın diye benim gibi olmasın diye yoksa gözümü kırpmadan vururdum. Anladın mı bay Altın? Ne servetin ne de ailen umrumda . Benim umrumda olan tek şey bebeğim. '
Ağlıyordu Tuğçe bildiğimiz ağlıyordu. Susamiyordu . Istiyordu fakat olmuyordu. Berke de ağlıyordu. Iyice yaklaştı Tuğçe ye anlini anlina yasladi. Kollarını beline sardı. Kaçmaya çalışıyordu Tuğçe ama kacamiyordu . Aslında istemiyordu kaçmak özlemişti onu . Biricik eşini özlemişti. Keşke yapmasaydi Berke. Bunu ikisine de yapmasaydi. Sahi yapmış mıydı? Aldatmis mıydı yoksa Tuğçe mi yanlış anlamisti? Kafa karışıklığı. Berke Tuğçe 'nin kulağına eğilip
'Bak kuşum yapmadım öyle bir şey anlıyor musun yapmadım. Yapmam da zaten senin gibisini bulmusum bırakır mıyım? Ama dersen inanmıyorum sana bunu kanitlarim o kızı bulur getirim karşına '
Anlamıyordu Tuğçe. Neden biri yapsın ki böyle birşey? Ağlamaktan gözleri şişmişti Tuğçe 'nin direnemiyordu artık zaten hamileydi. Başı dönmeye başlamıştı elini anlina koyup avuşturdu. Bacakları artık tutmuyordu ve Berke de bunu anladığı için hiç sormadan Tuğçe 'yi kucağına aldı. Nazlanmaya bile hali yoktu artık. Berke Tuğçe'yi karavana koyduktan sonra o da öne geçip sürmeye başladı. Aklını kurcalayan bir sürü soru vardı ama önce doktora gidip karısının ve bebeğinin durumunu öğrenmesi lazım. Belki bu çocuk onlara uğur getirirdi . Tuğçe ayağa kalkıp öne oturdu o da düşünüyordu karşısında 3 senedir deli gibi sevdiği adam ve karnında 1 aylık bebeği. Ama onun aklını asıl kurcalayan Berke aldatmışmıydı? Ama yapmazdi emindi Tuğçe. O zaman niye kızdı? Ona kim demişti ki aldattı diye? Tabii ya Eda . Bütün suç onundu. Zaten hep kıskanmıştı onları. Pişman olmuştu Tuğçe ama emin değildi hala Berke ye döndü ağlıyordu bu çocuk bu gün niye bu kadar çok ağladı ki.

"Neden ağlıyorsun? " dedi Tuğçe. Sesi titrememisti. Şaşkındı çünkü sesi umduğundan emin ve özgüvenli çıktı. Berke arabayı durdurup gözünün içine baktı
"Çünkü şuan yapmadığım birsey yüzünden karımdan uzak duruyorum, bebegimden uzak kalıyorum. Tuğçe kokunu özledim, dudagini,saçını,gözünü, yemek yiyisini, uyuyuşunu, nefes alışını özledim. Sana yemin ederim ki yapmadım. Ama kanıtlıcam"
Hersey karıştı ve keşke olmasaydı.

1 sene önce

Tuğçe'nin ağzından

"Berke in artık. Hangimiz kız belli değil ya" anlamıyorum bu çocuğu altı üstü sahile incez ama bu sanki düğüne gidermis gibi hazırlanıyor.
"Geldim geldim"
"Ooo sonunda!"
"Abartma ya"
"Ne abartma lan. Ben üstümü giyindim , çantami hazırladım, yemek yaptım,onları çantaya koydum, Buse ile konuştum Arda'yı ikna ettim ama sen yeni indin. "
"Haklısın hayatım hadi gidelim"
"Tabi haklı olcam. Sözleri yemekleri sen yapicaktın "
"Bende akşam yaparım hayatım. "Dedi Berke ellerini belime koyup kendine yakınlaştırdı anlımı öptü
"Dayan hayatım az kaldı sadece 4 ay kaldı "dedim Berke'ye gözleri çok güzeldi yeşildi ama orman yeşili hele sinirlenince yeşilin en koyu haline dönüyor. Berke'nin tam dudağına yaklaştım ki kapı çaldı. Ve tahmin edin kim? Tabi ki Buse . Allah Arda'ya sabır versin. Kapıyı açmam ile 2 tane sinirli göz ile karşılaştım

"Ya kaç saat oldu nerdesiniz? Ağaç oldum ayaklarım şu topladı kızarmış tavuğa döndüm. Zaten Arda beyde gelmedi henüz gelsin ona da hesap sorcam . Zaten bu çocuk beni ar-" demesi ile Arda'nın Buse'yi kendine çevirip öpmesi bir oldu . Biz kahkaha atarken onlar yiyişmeye devam etti fakat uzun sürmedi çünkü içeri Burak ile Eda girdi ve Buse bunu fark edince ayrıldı çünkü utandı sonuçta kuzeni karşısında. Ama Arda susmadı

"Kızım manyak mısın ben sana aşığım aşık nasıl sevim seni he ben senin çenene aşığım " diyip elinden tutup çıkardı ardından hepimiz evden çıktık. Herkes arabalarına binerken biz eşyaları Buse'leron arabaya yerleştirip yürümeyi tercih ettik. Zaten uzak değildi.
Berke'nin elini tutup yürümeye başladık . Berke birden durdu ve beni kucağına aldı sonra kullağıma yaklaşıp "Seni seviyorum Gedik"diyip döndürmeye başladı bağırmaya başladı "Seni seviyorum " diye o bağırınca bende bağırdım sonra dudaklarına yapıştım kızardığımı fark ettim ama yine de öptüm.

Merhaba arkadaşlar uzun bir aradan sonra yazmaya karar verdim. Aslında yazmayacaktım fakat mesaj gelmeye başladı ve bu beni mutlu etti bu yüzden yazdım. Yorumlarınızı bekliyorum...

(Not:Bu bir bölüm değil sadece başlangıçtır.)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 19, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Seçim SeninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin