TŞD 12-Tanışma

896 27 4
                                    

   ...Kerem...

Yarım saattir arabada Sara Hanımın teşrif etmesini bekliyordum.

Sonunda kulağıma gelen topuklu seslerinden geldiğini anladım.Başımı kapıya çevirip çıkmasını bekledim.Kapı sanki ağır çekimdeymiş gibi açıldı ve içeriden yanıma doğru gelen asi bir melek çıktı.

Evet Sara asi bir kızdı ;oysa dışardan bakıldığında da bir melek kadar tatlı gözüküyordu.

Şu an giydikleride tam onu anlatıyordu.Siyah asi yanını pembe güler yüzlü melek yanını...

Ben ona ağzım açık ve salyalarımı akıtarak bakarken o arabaya bindi.

Kendime alttan bir yumruk atıp çekidüzen verdim.

Sonra da Sara'yı kızdırmak için ilk hamlemi yaptım.Onu kızdırmak çok hoşuma gidiyor.Neden bilmiyorum ama kızınca  diğer kızlar gibi ağlayıp sızlamıyor onun yerine kendini savunup sataşıyor bu da bence onun ne kadar cesur olduğunun ufak bir kanıtı.

"Neredeydin ? Ağaç oldum burada kök saldım be!"diye çıkıştım.

Kızmak yerine gülmeye başladı.

"Tüh! keşke biraz daha gecikseydim.O zaman meyve de verirdin belki"

"Sen şimdi espiri yaptın! Ben ciddiyim babam bekletilmekten neffffret eder." Nefret kısmının üzerine basa basa söylemiştim.

"Geldim işte sevgilim"

Sevgilim kelimesi burada dalga amaçlıda olsa yumuşamama neden olmuştu ya.

Yol boyunca ikimizde sustuk.O yolu seyrediyordu.Bende göz ucuyla onu.

Güvenlikten geçip bahçeden garaja giderken bu sefer Sara'nın ağzı açık kalmıştı.

Onun bu haline gülümseyip"Evime hoş geldin sevgilim"dedim.

Arbadan inip kapısını açtım.Elimi inmesine yardım etmek için (!) uzattım.

Sara ise "Kendim inebilirim"deyip hızla beni itip indi.Önden yürüyüp bizi kapıda bekliyen Sevgi annemin yanına doğru gitti.Arkasından koşarcasına gidip elini tuttum.Şaşırıp elini çekmeye çalışınca kulağına yaklaşıp "Unuttun mu aşkım ; biz sevgiliyiz ve sen şu an annemlere buna inandırmak için burdasın."diye fısıldadım.

Sonra da itiraz etmesine fırsat vermeden elini bırakıp incecik belini kavradım.Artık ne kadar çırpınsada kurtulamazdı.

Yüzümde istemeden bir gülümseme belirdi.Onu kendime biraz daha sokup çilek kokusunu içime çektim.

Sevgi annemin tonton yanaklarına yayılan gülümseme oyunumuzu iyi oynadığımızın kanıtıydı.

Sevgi annem Sara'nın ceketini isteyince mecburen ayrıldık.

Sara , her ne kadar rahatlasa da bu ayrılık kısa süreli .

Sevgi annem annemlerin bizi yemek odasında beklediğini söyleyip gitti.Tabi Sara'yı bir güzel süzdükten sonra.

Ceketi çıkarınca upuzun boynu ve zarif omuzları iç yakıcıydı.

Yanlış anlamayın sapık biri değilim ama Sara gerçekten güzel.Şimdi diyeceksiniz ki ona aşık mı oluyorsun?

Hayır ona aşık olamam çünkü onun gerçek dünyasını tam anlamıyla tanımıyorum,bir erkek arkadaşı -gerçek bir sevgilisi- var mı bilmiyorum. Ki çantasını unuttuğu zaman arayan erkek sayısına bakarsak bu ihtimal oldukça yüksek.Ya da gerçek bir ilişki istiyor mu? Feminist mi? Platonik bir aşkı da olabilir mesala bu sorular uzayıp giderken yemek odasının büyük kapısının önüne gelmiştik ,tabi el ele.

Tut Şu DiliniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin