Kaçıyordum.. yine ve yeniden...kendimden kaçıyordum yada korkuyordum. Evet korkuyordum..Kendimden korkuyordum...Yine boka bakmaktan yine zarar vermekten yine canavar olmaktan...Öldürmekten... Bu en kötüsü.
Başka bir yer yeni hayat yeni dostlar felan filan . Artık boş geliyor hepsi.Gördüğüm tabelayla irkiliyorum. Hadi ama bu küçük kasabada ne işim var benim. Boğucu havada öylece devam ediyorum tabeladaki yazı gülümsüyor bana ''Bournemoth'' İngiltere'nin en sicak eyaleti...Hayatımın şimdiden berbatlaştığını hissetsem de gelebileceğim tek yer burası..Teyzemden kalan köşk küçük bir bahçe.. ve yeni temkinli yaşam.. Yaklaşık 300 km yi koşarak gelsemde yorgunluk belirtisi yok. Buda avantajı heralde..yani şeyin..benim değimimle Canavarlığın.. Vampir de olur. öyle daha havalı duruyor..
Ve köşke vardım sonunda ..Karşımda yıkık dökük bir yer görünce hayal kırıklığına uğrasamda..Burnuma dolan o müthiş kokuyu duyunca gülümsedim birden.Hadi ama ben buraya sakin bir hayat için gelmiştim daha 1. saniyeden kontrolden çıkmak için değil.. Kokunun geldiği yönü takip etmeye başladım. Valizleri bahçedeki devasa kapının yanına bırakıp ilerledim ilerledim ve güm ..Tam karşıda işte küçük sevimli bir köpekle oynuyor . Aslında hangisi daha sevimli diye sorsanız ben o derim. evet 'o' adını bilmediğim inanılmaz ela gözler,upuzun kirpikler ve müthiş gülüşe sahip çocuk..Kendi kendime düşünüyorum bu tatlı manzarayı izlerken. Yanına gitsem Konuşsam onunla o tatlı bakışlarını banada atsa sonra tadına baksam..Dişlerimi damarına geçirsem.. kalbinin atışı kesilene kadar içsem.. Buyum ben işte bu. Düşündüklerim için kendime içten içe küfrediyorum. Düşüncelerimi O bölüyor. o işte Bay mükemmel .. evet bu isim ona cuk oturdu..
'MERHABA''