KOÇ: Her şeyi denemeye, her şeyi anlamaya, her aleme akıp, kirlenmeden çıkmaya, hayatın kibar hırsızı olmaya pek özenir :) Aklına geleni içinde tutamadığı ve kendine - bir yerden sonra - hakim olamadığı için, epey bir çılgınlık da yapar! Ama onun istediği, kekin tadına bozmadan bakmak, ardında faili meçhul vakalar bırakmaktır... Ne var ki Koç'un antin kuntin işlerdeki en büyük zaafiyeti, kendine duyduğu AŞIRI güvendir! Bir iki kayıt dışı vukuat yapıp, çaktırmamayı becerince, üstüne bi rahatlık gelir... Deryayı sessiz sedasız geçmekle övünürken, diz boyu suda mahcup olur :))) Eh tabii işin esrarı kaçınca, Koç'un dümeni de bozulur ;)
BOĞA: Ay şöyle bir genişş, rahaat, başına buyruuukkk ... ne biliyim işte gönlünce yaşayan bir insan olmak ister! Atıp sırtına bi küçük çanta, geçirip ayağına bir şort mort, memleket memleket gezmenin hayalini kurar. Gelgelelim iş plan yapmaya gelir! E canım, tabi yapıcak aaa... Sorucak soruşturucak... Mümkünse tanıdık birilerinin yerini bulacak ki, rahat etsin! Hayır yani beklenmedik bir şeyle karşılaşıp tadımız kaçacağına... Ah ulam, işte Erdek'te annemlerle hep gittiğimiz moteli yıkmasalardı anasını satiim offf yaaa :))))
İKİZLER: Ciddiye alınmak, sözünü geçirmek, itibar sahibi olmak ister! Sürekli insanlarla arasına biraz mesafe koyacağından, artık eskisi gibi içli dışlı muhabbetlere sıcak bakmadığından, sadece "belli bir takım kişilerle" görüşüp, geri kalanlara bir had bir sınır çekeceğinden filan bahseder :)) Ama işte nedense olmaz! Bi kere, insan insana muhtaç... Hem sonra olan bitenden de uzak kalmamak lazım dimi ama :))) Eskileri uzak tutsan, yenileri eksik olmuyor böyle cevval cabbar insanın etrafından... Yaw sonra öööle kukumav kuşu gibi de yalnız yalnız yaşanmaz ki canım dimi aaa :)))))
YENGEÇ: Zekası, entellektüel birikimi ve hayatı ciddiye alan, nitelikli tavrı ile bilinmek, yani az bişi COOL olmak ister :)))) Hayır zaten kimsenin onlara aptal maptal dedii de yoktur! Ama işte Yengeç kendine bi türlü bi güvenemez ... gereksiz kasar :))) Böyle feysbuklarda meysbuklarda bi ciddi, bi oturaklı paylaşımlar yapar, bi toplumsal içerikli twitler atarlar ki, gören onları hiç bi kerem bile lahmacun yeyip kokmamış, 9-8'lik bişey duyunca gerdanını kırıp göbek atmamış sanır :))) Ama işte sonra bi gün bir yüzyüze gelinir... Hayat hikayeleri bi ortaya saçılır... Ve anlaşılır ki, bizim kıskaçlı entel, bildiğin mahallemin insanı :)))
ASLAN: Gönül insanı olmasıyla bilinmek ister! Yani öyle kiiii, herkesler onun adına andığında göz kenarcıklarında bi damla yaş belirsin... Dudakları şööle bi titresin... Ve derin bir iç çekişle denilsin ki; "Bi eşi bi benzeri yoktur! İnsanın dibi, meleğin kanatsız gezenidir! Yani öyle hassas bir yüreği vardır ki ... anca o kadar olur!" Ama tabi böyle bir "çelebi insan" tiplemesiyle gezmenin de belirli katma değerli vergileri vardır. Aslanın iyi zamanı iyidir de, tersi de işte biraz terstir :))) Yani nihayetinde kendini dünyanın merkezi zanneden, iktidarına ve rahatına düşkün bir insan! Sürekli anlayışlı ol, sürekli alçak gönüllülük et, dert dinle, herkese eşitin muamelesi yap filan... Ama yani nereye kadar :)))
BAŞAK: Arada bir de "BANA NE YA!" demek, sıkıldığı yerde durmamak, spontan kararlar alıp cart diye uygulamak, arkamı kim toplayacak diye bir dert sahibisi olmamak ister! Başak... Yani Başaktan söz ediyoruz burda :))) Hani ne dersiniz sizce olabilir mi :)))) Kendi kendine izin vermeyi ve onu bunu sallamamayı bırak! Etrafındafındakiler " Ay Anacım boşver yaaa taam biz hallederiz!" deseler, Başak'ın içi rahat eder mi? Gitse de aklı geride kalmaz, eli ikide bir telefona gitmez, geride kalanlara ahret sualleri sorup "yaparız" dediklerine pişman etmez mi? OFFFF Kİ NE OFFF :))))))
TERAZİ: Yani aslında Terazi hep nerede durduğunu bilmek ve zamanını, parasını, aklını, gönlünü, en mantıklı, efendime söliim en verimli... en istikrarlı şekilde kullanmak ister! Sorulduğunda, tutarlı ve yükselen bir çizgi gösteren bir kariyer ister... Arzu ettiği partner, güvenilir, hayatta bir yönü yolu olan, kendisine destek verebilecek tarzda bir insandır. Ama şu deli gönül yok mu şu deli gönül :))) O ne hercaidir ooooo :))) Yani işte bir yerden aklını karıştıran bir şeyler olur... Terazi yine gider, MUTLU olacağı bir işte çalışır ya da mutluluğunun peşine takılıp kariyeri filan boş verir ... Kalbine yıldırım düşmüş gibi nefesini kesen bir serseriye kapılır... Ay aman işte, naapsın onu da yaratan böyle yaratmış :)))
AKREP: Onu bağlayan hiiiç bişeycik olmasın, hayat onun babasının bağı olsun o da kafasına göre bi girip bi çıksın... Hesap vermesin... Önüne engel konmasın... Ay işte öyle aklına eseni yapacak maddi ve manevi özgürlüğe sahip olsun ister! İster de... Şimdi biliyormusunuz bu Akrepler aslında sevilmek, bakılmak, hatta yani çocukluklarında görmedikleri şefkati - gördülerse de daha fazlasını - görmek, kucağa, sıcağa doymak, hatta sıkılmak baymak... Şikayet edip hırtlık çıkartmak ama yine tıpış tıpış kürkçü dükkanına dönmek isterler :))) Aslında onlar yine ne isterlerse onu yaparlar da.... işte Allah o sıcak kucak rolünü üstlenene ganiii ganiii sabır ihsan eylesin :)))
YAY: Yaw aslında bu Yaycıklar da herkes gibi güvenli, sakin, huzur ve edep dairesinde cereyan eden sıradan hayatlar yaşamak, evlerinin yollarını, eşlerinin huylarını, çocuklarının dönem ödevi konularını filan bilmek isterler... Ama işte çoook zor bişeydir biliyormusunuz bu teslimiyet! Yani öyle seni sarıp sarmalayan hayatlar, insanlar, komşular filan kalmadı artık... Hani en azından bu şehir hayatında böyle birşey yok! Naapmak lazım biliyormusunuz abi... Bakir bi toprak bulacaksın memleketin birinde... Şöyle kafa insanlarla bi komün kuracaksın... Böyle paylaşımcı filan... Çocuklar hepimizin çocuğu olacak... İşler hepimizin... Yemekler ortak... Sonraa.... :)))))
OĞLAK: Haahh :)) İşte geldik Zodyak'ın Kemalettin Tuğcu hikayesineee... Şimdi bu Oğlak böyle dışardan dipçik gibi görünür ya... Aslında buncaazların bütün istediği SEVİLMEK'tir. Oğlak kısmı genelde çocukluğunu yaşayamaz! Ortada illaki erken sorumluluk alması gereken bi durum... kendi derdine düşmüş ve agucuk gugucuk yapmayı unutmuş bir ebeveyn... Ve kendini "ötekiler kadar sevilmiş" hissedemeden geçen bir ergenlik olur. O yüzden Oğlak hep bir gün çoook sevilmek, herkesten önce düşünülüp, pamuklara sarılmak ister. Ama... ama kimsenin onu kendisi için sevemeyeceğine inanmıştır bir kere... O yüzden hep güçlü, hep bi işe yarayan, hep akıl veren, hep - evet maalesef hep - sanki sevilmeye hiiiç ihtiyacı olmayan görünümündedir! Amaaan dedim ya... çok acıklı işte :))))))))
KOVA: Ya inanırmısınız... Kova'nın bütün istediği sağlıklı olmak, düzenli, aklı başında, işinde gücünde bir hayat sürmek ve toplumda belli rol bir üstlenip onun hakkını vermektir. VALLA YA CİDDİYİM BAK:)) Yani aslında ideal bir vatandaşın kalbine sahiptir! Ama o aklı yok mu o aklı... İşte her derdin başı çok ve derin düşünmekten geçer Anacım :)))) Hayır düşünüyorsun bari zırt fırt konuşma dimi... Yok işte Kova durmaz! İlle birşeye bi itiraz eder. Bir fırlamalık yapıp gerçek rengini belli eder... Eh, ondan sonra kim tutar seni Dersaadetteki memuriyetinde? Hangi kız babası sana evladını verir? Hangi erkek böyle yola düze gelmeyen bir kadın ister? Dimi ama efendim :)))
BALIK: Güvenilen ve akıl danışılan biri olmak ister :))))) Bi gülmeden dinleyin şunu yaa... Böyle bi garip derin ve gayet sezgisel oldukları için, bazen olmayacak - ve tercihan ağza da alınıp anlatılmayacak - tecrübelerine dayanarak, bazen de içlerinden gelen nokta atışı bir yönlendirmeyi dışa vurarak, çok yerinde saptamalar da yapabilirler. Ama tabii insanın kendine örnek almak konusunda "uygun" bulduğu bir insan tipi vardır! Ay elbette insanların gereksiz şablonları var... Ayrıca "normal" ne demek! Kim koymuş öyle bir ortalamayı... Ama hani bu kadar da "kendine özgü" ne biliyim sanki ortalama mantığı reddeden bir tarzda şeyttirince insan kendi hayatını... Ama bakın kıymeti bilinmeye başladı bu insan tipinin de! Var şimdi dizilerde öyle güvercinci filan... ya da ne biliyim balıkçı malıkçı insanlar. Ağır abiler gidip onlara dert anlatıp vicdan dersleri alıyorlar... Kim veriyor bu kişiliklerin ilhamını ha? Kim :))))