ÇATLAK SEVGİLİM

İLK KARŞILAŞMA

MULTİMEDYA:HANNE,SAĞ UST MERT SOL ÜST MERİÇ

Yeni bir güne anne aglamasıyla uyandım aman ne güzel insanlar yolculuğa cikacakken güzel kahvaltı kokusuyla uyanır ben anne aglamasıyla. Hemen aşağı inip anneme baktım
-Neden ağlıyorsun Melek sultan hem mutlu olsana bugun benden kurtuluyorsun. Dememle buruk bir sekilde gülümsedim. Doğru ya ben bugün gidiyordum hem de küçükken ki aşık olduğum çocuğu bir kez görebilmek. Bu düşüncelerimden annemin kısılmış sesi ile uyandım.
-Sus kız ben anneyim hem gülerim hem ağlarım demesiyle gözlerimi devirdim altı üstü Ankara'ya Mert'in(kuzenim) yanına gidecektim sanki evleniyordum.
-AAAA hadi ama kalk Melek sultan kızın daha Ankara'ya gidicek dememle başıma terlik yemem bir oldu. Ulan sırf annem ağlamasın diye terlik yedim ya benden iyi bir evladı ancak rüyasında bulur.
- Hadi sen çık hazırlan bende kahvaltı hazırlıyorum yapıp seni bırakırım havaalanına. Yanağına bir buse kondurup hemen yukarı çıktım merdivenleri zıplayarak. Annemin Hanne diye çığlığını duymazdan gelerek derken ayağım merdivenlere takıldı ve hop yere cumburlop cakılış. Siz siz olun anne sözü dinleyin öbür türlü Bu sefer de neden dinlemedin diye bağırıyorlar. Yerden ayağa kalkıp uzerimi degistirip hemen aşagi indim. Aşağı inerken annem beni sanki mezara koyuyormus gibi baktı of ya bu kadınlar böyle şeyleri ne kadar da çabuk duygusala bağlıyorlar ahey ahey. Hemen bu hüzünlü durumu dagıtmazsam annemin gondermekten vazgececegini düşündüğüm için hemen bir konu açtım.
-eee anne nasılsın?
Annem bana delirmisim gibi bakarken bende kendime içten içe kufrettim başka soracak soru yokmuş gibi. Kahvaltıda o soru üzerine hiç konuşmadık ve şimdi havaalanında uçağın kalkmasına 5 dk kala annem bana halen ogutlerini sıralıyordu yok Mertin yanından ayrılma falan hepsine evet diyip uçağa bindim. Yolculuk boyunca yatmayı düşünüyordum. Ki yattım da. Nihahaha benim için uyku önemli ben telefuste sırf 10 dk boşa gitmesin diye yatmış bir kız olarak uyku benim için önemli yani. Ne kadar uyudum bilmiyorum ama başımda kuzenim Mertin anırmasıyla uyandım. Benim uyandığımı fark edince hemen kendini toparlayıp bana sarıldı hem de en sıkısından zaten biz Mertle hep böyleydik yakindik iste ben mertin mert de benim olmayan kardeşimin yerini tutuyordu. Uçaktan inip hemen Mertin evine -villa- geldik. Benim için hazırlamış olduğu odaya geldik. Daha sonra da ben dinlenicegim diyip gitti öküz işte ne olacak insan bi ilk once evi tanıtır. Hemen üzerime pijamalarimi giyip kendimi yatağa attım yatak çok rahattı be orada onunla evlenebilirdim. Derken elim valide olan bir fotoğrafa gitti. Meriç ve benim çok küçükken-5. Sınıftayken- çektiğimiz bir fotagrafti. Içimden bekle beni çocukluğum diyip yavaş yavaş gözlerimin kapanmasına izin verdim. Sabah eşşek sesiyle uyandım nasıl mi benim biricik kuzenim telefonundan eşşek sesini açmış başımda kahkaha atarak uyanmamı bekliyor. Ben de sinirle ona bakıyorum derken elime geçen ilk şeyi yani yastığı ona firlatmamla yakalaması bir oldu zekinin Ben de yataktan homurdanarak kalkip uzerimi degistirdim. Aynaya gecip kendimi suzdum krem rengi bir sapka ve cizgili zarif sıfır kol dizlerime kadar gelen bir elbise giymistim aynadan kendimi suzup öpücükde attıktan sonra Mertin yanına indim. Üzerini giyinmiş kahvaltısını yapıyordu. Öküz ya insan bekler demi ama yok tescilli öküz. Neşeli sesimle
- Gunaydin Mert insan bekler demi. dedim sahte yakinmali sesle. Oda bana donup tam bitirmedigi ekmegiyle cevap verdi.
- Son bo ovon okonco sohoboson. Dedi yani bizim dilimizde sen bu evin ikinci sahibisin oluyor her neyse. Hemen bir şeyler yiyip yola koyulduk. Heyecanlanmamda iki neden vardı hem meriçi görecek olmam hem de yeni unuversite şeyi için. Mericeaşık mıyım diye soracak olursanız cevabım kesinlikle hayır zaten görmek istiyorum bir veya iki kez cunku size aptalca gelece ben olmeden önce yapmak istediklerinde ilgili liste olusturuyorum bu listede olan seyden biri ise bu yani durum bu. Mertin sesiyle geldiğimizi anladım ve araçtan indik. Dün merte meriçle ilgili birkaç soru sordum ve söylediğine göre iyi biriymiş fakat fazla kızdüşkünü biriymiş aman bundan bana ne yakınlığından çok ta fin yani bana sadece görmek yeter fazlasında gözüm yok. Içeriye çevreyi izleyerek girerken birden banklarda Meriç ve bir esmer meteoru gormemle olduğum yere çakıldım(Simdi siz diyeceksiniz hemem nasil tanidim facesine bakmistim) Aman Allah'ım çocukluk aşkım ne kadar büyümüş yanındaki de taş. Mert yanıma gelip:
- Bak ne kadar değişmiş oysa kim diyebilirdi ki o vakit ki sümüklüden böyle biri çıkacağı.
Demesiyle kahkahayı patlattım. Ben birazcıcık(!) yüksek sesle gulunce birkaç bakış bize döndü. Benim durmami sağlayan şey ise Mertten yediğim cimcik oldu uyuz işte ne olacak başkaları nasıl susturuyorken o beni döverek susturuyor(taam biraz abartmış olabilirim). Derken elimde bir sıcaklık hissettim. Kuzis elimi tutup kantine getirdi.
- Ben elini tutmasam bir yıl orada kalacaksın. Dedi bende tatlis tatliş gulumsedim. Sonra bir masaya oturdum.
Mert de gidip kahve alıp geldi. Oturup sessiz sessiz kahveleri içerken konuyu Mert açtı.
- Merice gidip kendini tanitacak misin?
Cevabı hiç düşünmeden verdim.
- Tabi ki hayır çocukken olan bir şeydi sadece bir dileğim vardı onu büyüyünce görmek istiyorumdum. Başka bir şey yok yani. Sohbetimiz zil sesi ile bölünmüştü. Mertin yanağına bir buse kondurup tam cikacakken aklıma Melis geldi.(Mertinki). Hemen ona dönüp ne zaman tanisacagiz diye sordum. Sormamla gozlerinin parladığını gormem bir oldu. Hemen cevap verdi bu akşam tanisacakmisiz. Sevinip yanından ayrılıp sınıfa girdim. Boş bir yere oturdum. Telefonla oyalanirken yanıma biri oturduğunu hissettim ve başımı kaldirmamla Meriçi gormem bir oldu. Bana bakıp sırıtıyordu. Sırıtması nedense sinir oldum. Çok yapma bir sekilde siritiyordu. Her neyse bana elini uzattı.
- Ben Meriç. Sen de şu kahkaha atan kızsın.
-Merhaba ben de Hanne dedim. Sohbete devam edemeden hoca geldi. Meriç defterine bir şeyler yazdı ve önüme koydu."İÇİMDEN BIR SES COK EGLENICEGIZ DIYOR UMARIM HAKLI CIKARIM" yazıyı okuyup Meriçe baktım ve göz kırptı...