rain vs. sun ‧ chanbaek

1.0

✦ baekhyun's pov

⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯

bakışlarımı dolabımda gezdirmeye devam ederken,
beyaz üzeri baskılı sweatshirt'ümü ve yırtık kot pantolonumu yatağa fırlattım.
banyoya girip kısa bir duş aldıktan sonra vanilyalı vücut kremimi sürdüm. yatakta duran kıyafetlerimi alıp, üzerime geçirdikten sonra odamda duran boy aynasından kendime göz attım.
saçlarımı kurutmazsam hasta olacağımı bildiğim için aceleyle kuruttum. masada duran saat gözüme ilişti, hâlâ 2 saat vardı.
eyelinerımı çekip, dudak nemlendiricimi sürdüm. kuruyan saçlarıma şekil verdim ve kendime bakmaya devam ettim.
hazırdım sanırsam?
şimdi sadece beklemeliydim.

beklerken oyalandığım telefonu cebime atıp dışarı çıktım. beyaz spor ayakkabılarımı giyip kenarda duran anahtarımı aldım ve parka doğru yola koyuldum.

geldiğimde sen hâlâ gelmemiştin. daha 5 dakika vardı.
telefonumu çıkararak mesaj attım.
⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯

rainbyun: gün ışığı?
geleceksin değil mi?
beni burada bekletip gelmezsen sonu hiç iyi olmaz.

sunday: ah, baekhyun..
tabii ki geleceğim.
belki erken gelmişimdir ve şu an seni izliyorumdur?

rainbyun: yanıma gel.

sunday: 1 dakika var. telefonu bırak ve beni bekle.

⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯
dediğini uygulayıp telefonu cebime koydum. en yakınımdaki banka oturup beklemeye başladım.
arkamdan gözlerimi kapatan bir çift el hissettiğimde yüksek sesle çığlık attım.

"sakin ol, yağmur kokulum."

ellerini çekip yanıma oturdu,

"chanyeol..? sen?"

gülümsedi.

"evet, ben?"

şaşkınlığımı hâlâ üzerimden atamamışken konuştum.

"gün ışığı, sen miydin?"

"bendim."