Merhaba,
bunları karanlıkta,kararsızlıkla ve yalnız başıma kaleme alıyorum.
Ben Aslı şuan 25 yaşındayım fakat hayatımı kararsızlığa sürükleyen adamı tanıdığımda 18 yaşındaydım.bir eylül akşamı..19 eylül 2010
8 buçuk egosuna yetişmem gerekiyor bu yüzden okuldan çıktıktan sonra dersanede derslere girmeden sadece etüdlerimi yazdırmak için bi saattir yoldayım,içimden keşke bi arkadaşıma yazdırsaydım diye söylenerek dersaneye girdim,hocanın odasından içeri baktım,birileriyle konuşuyodu,kapının önünde beklemenin daha doğru olduğunu düşündüm ve beklemeye başladım
bi süre bekledikten sonra salak gibi boşuna gelmiyim bari dedim ve derse girmeye karar verdim.
sınıfa girdim,arkadaşımın yanına oturdum,naber diye sormak için ağzımı tam açıcaktım,sözcükler böyle ağzımın içinde kaldı.sınıfımıza yeni biri gelmişti ama herkesten başka bi havası vardı,arkadaşıma dönüp oha lan dedim,galiba biraz yüksek sesle demişim ki çocuk kaşlarını hafif kaldırarak bana doğru bişey mi var der gibi baktı,o anı kurtarmam gerekiyodu çünkü çocukla göz göze gelmiştik,arkadaşıma tekrar dönüp oha lan ders yine mi matematik dedim.
o anı hiç unutmuyorum daha adını bile bilmediğim çocuk yanıma geldi dalga geçer gibi bi ifadesi yoktu yüzünde ama hafifçe yandan güldü " ders matematik değil" dedi.o günden sonra gözümü kapattığımda sürekli o çocuk geliyodu gözümün önüne,ama artık adını öğrenmiştim,adı Ali'ymiş.İstanbuldan bu sene gelmiş ve sezenler lisesine kayıt yaptırmış,okuluna en yakın dersaneyi istemiş olacak ki bizim dersaneye kayıt olmuş.
sosyal hesaplarından takip etmeye başladım hemen.Takipe karşı takip yaptı sağolsun ama hiç bi mesaj veya bildirim göndermedi.Biran önce haftasonu gelsin ve onu görüyüm istiyodum fakat arada kendime "acaba hoşlandım mı ben bu çocuktan" diye soruyodum ve cevabını da hep" hayır tabiki saçmalama Aslı" olarak veriyodum,
Nihayet haftasonu geldi,ilk ders sabah 8 de olduğu için derste gözüm kapanıp duruyodu en son dalmışım heralde,hoca yanıma geldi "kahvaltı yapmadın mı tenefüste kahvaltı yap ayıl" dedi.tamam falan diye geçiştirdim ve dersin geri kalanında da uyku uyanıklık arası yaşadım.
Zil çaldı,ben sınıfta kim var kim yok diye bakıyodum ki Aliyle göz göze geldik-ders matematik,geçen oha ders yine mi matematik demiştin,galiba matematikten çok hoşlanmıyosun,hocanın dediği gibi kahvaltı yapmalısın,yakınlarda güzel bi yer var istersen bu ders oraya gidebiliriz? dedi
matematiği aslında gerçekten seviyodum fakat tabiki bu teklife hayır demicektim.
-yakındaysa olabilir dedim
neyse yola çıktık gerçekten de yakında bi yerdeymiş,boş bir masaya oturduk,sipariş verip kahvaltımızı yapmaya başladık,yerkende onu tanımak için ona soru soruyodum o da cevapladıktan sonra bana soruyodu,birbirimizi az da olsa tanımıştık.aslında hiç göründüğü gibi soğuk ve havalı biri değilmiş,nasıl desem insanın tanıdıkça tanıyası gelen bi insanmış.
Bi ay sonra,okul çıkışına geldi.
önce ona neden bana sormadan okul çıkışına geldiğini sorup kızma niyetim vardı,ama onu görünce bütün sitemim gidiyordu o da bunu biliyodu.İkimizin bildiği bişey daha vardı,biz ne sevgiliydik ne en yakın arkadaştık,çok iyi anlaşan aslında birbirinden hoşlanan iki kişiydik sadece.Beni okuldan aldıktan sonra hiç bilmediğim bi yere götürdü,kendiside Ankaraya geleli yaklaşık 3 ay olmuştu ama Ankarada gidilecek yerleri benden daha iyi biliyodu.tepe gibi bi yere çıkardı, fakat manzara o kadar güzeldi ki bütün Ankara ayaklarımızın altındaydı.Burayı çok beğendiğimi söyledim,bana doğru döndü ve 1 aydır beklediğim an gelmişti,tabiki evlenme teklifi etmemişti,benimle birlikte olmak istediğinden bahsetti,ortada herhangi bi teklif bile yoktu,sonra benim duygularımı sordu,bende dürüst davranarak,gördüğüm ilk günden beri aslında ondan hoşlandığımı söyledim,o da aslında bunu bildiğini söyledi,ama bu sene son senemiz olduğu için böyle konuların çok üstüne gitmediğimi bildiğini söyledi.
Artık her buluştuğumuzda kuğuluda ki parka gidip çimlere yatıp hayal kuruyoduk,orda bizim yerimiz bile vardı,hep orda oturup,orda onun dizine yatıp,ona bütün dertlerimi anlatabiliyodum.Biz artık birbirimizin her şeyi olmuştuk,birbirimizin ailesi.Çünkü annesi ve babası ayrıydı ve bana "benim ailem sensin " derdi.Hani bazen işte bu kişi doğru kişi dersin ya işte ikimiz birbirimizin en doğru insanıydık.En azından o zamanlar hiç ayrılmayacağız sanıyoduk.Evi uzak olmasına rağmen her buluşmamızda mutlaka kapımın önüne kadar gelir hatta bazen uzun uzun beklerdi.
Bu senenin sonunda üniversite sınavına girecektik ve ayrı şehirleri kazanma ihtimali hep aklımızdaydı ve bizi hep endişeye düşüren bi düşünceydi.Ama mesafelerin bizi bitirmesine ikimizde izin vermeyecektik,vermezdik zaten.Ben hangi şehirde olursam oluyum camdan baktığımda kapının önünde hala onu beklerken görücem sanıyodum.
DU LIEST GERADE
Yanımda Kal
Short StoryHala aklımdayken gitmek sayılır mı seninki? Aslı Ve Ali ye Sevgilerimle..