2.

2 0 0
                                    

14 ağustos 2010
Bugün belki yaşayabileceğimiz en zor günlerden birini yaşadık.Verdiğimiz kararların,üniversite tercihlerimizin açıklandığı,kimin başka şehirlerde hayallerine devam edeceğini öğrendiğimiz gündü aslında.Ama bizim için zor olan bu değildi,aslında olması muhtemel olan bişey olmuştu ve istanbul üniversitesini kazanmıştım,ilk tercihim değildi ama böyle bişey beklemiyo da değildim.Tam 5 kere aradı Ali.kimseye söylemedim,istanbulu kazandığımı bilmesi imkansızdı.Hiç bi çağrısına dönmedim,dönemezdim,en azından bugün.Çünkü ben onun İstanbulu kazanamadığını biliyodum,Ankara da kalacaktı,bende onun geldiği şehre gidicektim.belkide şuan mutluydu,çünkü istediği üniversitenin mühendislik fakültesini kazanmıştı.Telefonu açıp ne diyecektim,"ben gidiyorum 7 sene sonra belki sana kart atarım"

Çok geçmedi evimin önüne geldi,ailem onu tanıyo ama benim anlattığım kadarını tanıyolardı ve daha önce hiç görmemişlerdi,o yüzden eve girmeye cesaret edemedi ve sadece kapının önündeyim,dışarı çık diyebildi.
Dışarı çıktım ve kapının önünden uzaklaşalım diyebildim sadece.
Uzun süre yürüdük ve ikimizden de hiç ses çıkmıyodu.En sonunda durdu ve bana doğru döndü.
-Neresi? dedi ama Ankara olmadığından emindi ve yemin edebilirim daha önce onu hiç öyle görmemiştim.sesi titredi ve sorusunu tekrarladı.
Gözlerim doldu ve o yaş gözümden akmasın diye gözlerine bakmadım.
-İstanbul dedim.der demez o akmasını istemediğim yaş gözlerimden engelleyemediğim bi şekilde akmaya başladı.
Yine uzun bi süre sessiz kaldık.Eve gitmem gerek dedim.
Tamam dedi,başka hiç bişey demeden geri döndü ve yürümeye devam etti.Ben orda öylece kalakaldım.Farklı şehirlerin onu bu kadar dağıtacağını düşünmemiştim.

24 aralık 2010
yılbaşı tatili için ,gri şehrime, Ankaraya tekrar dönmüştüm.Ankarayı özlemiştim ama gelmeyi çokta isteyemiyodum,çünkü olacakları az çok tahmin edebiliyodum.

Ayrı şehirler,mesafeler Aslı ve Ali'yi bitirememişti ama  yıpratmıştı.Devam edemediğini ikimizde görebiliyoduk,ama hala seviyoduk en azından ben bitirmek istemeyecek kadar çok seviyodum.Ama bazı ucuz romanlar vardır ya sonu baştan belli olan.İşte bizim sonumuzu da aslında İstanbula geldiğim günden beri ikimizde biliyoduk,ama vazgeçmeyi hiç düşünmemiştik.
Ankara'ya geldiğim ikinci gün Ali'yi aradım ve Ankarada olduğumu görüşebileceğimizi söyledim.
Sevincini sesinden bile anladım,onu görebilceğim için ve yine ona sarılıp bütün dünyayı bi kaç saniyeliğine unutabileceğim için benimde içimde anlamsız bi mutluluk vardı.Ama onunla görüştüğümde diyeceklerimi aklımda planlayıp duruyodum,belkide hayatımın en zor konuşması olacaktı.

Görüşeceğimiz yere geldik,akşam yemeği ayarlamıştı fakat yiyemeyeceğimi söyledim.Yüz ifademden ve söylediklerimden aslında iyi şeyler söylemeyeceğimi anlamıştı.
-Sen iyi misin dedi.
hayır aslında hiç iyi değildim ve biran önce söze girmem gerekiyodu.aklımda onu kırmamak için bir sürü cümle kurmuştum ama hiç birini söyleyemedim.sadece "Ali devam edemiyoruz bunun farkındasın değil mi" diyebildim
-Farkında değilim çünkü hala seni seviyorum dedi.Sinirlendiğinde sol elinin dört parmağını sağ elinin içine alır ve sıkmaya başlardı ve yine aynı hareketi yapmaya başladı.
-Sevmekle bunun bi alakası yok,sevmek seni yanıma getirmiyo dedim.Elini daha sert sıkmaya başladı.
-başka biri mi var dedi,ama derken yüzüme bakmadı.
-saçmalama
-bitmesini mi istiyosun Aslı?
-seni seviyorum Ali,bu bütün gerçeklerden daha gerçek ama yapamıyoruz bunu sende görüyosun.
-bitmesini mi istiyosun?
-ben istediğim için bitmiyo Ali.Böyle olması gerek.
-Başka bişey diyo musun? dedi ve cevap vermemi beklemeden masadan kalktı,kapıdan çıkarken son bi defa oturduğum yere baktı,onu en son o kapıdan çıkarken gördüm.Bi hafta sonra istanbula tekrar döndüm.
Sağ yanımı,hayallerimi,en güzel günlerimi,kuğuludaki o parkımızı,sevdiğim adamı Ankarada bırakarak döndüm.
İkimizide başka hayaller ve başka hayatlar başka insanlar bekliyodu.

Yanımda KalWo Geschichten leben. Entdecke jetzt