Bir Berduş'un Öyküsü

İğrenç Gün

Masmavi gökyüzün arasındaki siyah bulutun dramı gibi uyandım sıcak ve minnoş yatağımdan. Dizilerde süper güzel ve iPhone den çalan dinlendirici müzikle uyanan kızlara hep özenmişimdir. Ben ise Nokiamdan çalan kafa ütüleyen bir müzikle uyandım. Aşağı indiğimde annem ve babam çoktan çıkmışlardı bile. Kahvaltımı yapmak için mutfağa girdim. ( bende çok anlarım yemek yapmaktan) Zil çaldı kapıyı açtığımda her sabah aynı suratı görüyordum. Bu benim canım kankam Handiş ' ti. Yani Hande... Tarz kıyafetleri ve elinde canım iPhone siyle beni almaya gelmiş. Bende güzel olduğunu düşündüğüm saçma salak kıyafetlerim ve nokiamla dışarı çıktım. Bizim mahallenin delisi Fadiş yani Fadime teyze her sabah aynı cırtlak ses tonuyla şöyle bağırdı:
- Kız berduşşş!! Okula mı gidiyon yine? Git git anam ama senden bişey çıkmaz!
"He Fadime teyze aynen." diyip Hande ile yürümeye devam ettik. Aslında adım Bade. Bana nedense Berduş diyorlar. Sonunda lanet olası okula gelmiştik. Salak suratlı arkadaşlarıma zorla gülen bir simâ ile baktım. Hande aslında çok tatlı, çok şeker bi o kadar da güzel bir kızdı (eee kime çekmiş) ama okula gelince çok terbiyeli ve disiplinli bir kız oluyordu. Sınıfa girdik. Hande sınıf başkanıydı. Sen gelmişsin lise sona hâlâ tahtaya konuşanları yazmak nedir ya?Matematik hocası sınıfa girdi ve yine saçma salak deneme sınav kâğıtlarını sıraya koydu. İlk soru: "12+7+8+-89(90)%56:573*757&6547%585+76= ?". Bu nedir aykü. Hocaya sövmemek için kendimi zor tuttum. Kağıt bana ben kağıda baka kaldık ders boyunca. Sonunda o kurtarıcı ses yani zil çaldı.  Hande ile okuldan dışarı attık kendimizi. Eve geldiğimde canım abiciğimin sesi geliyordu "of be hadi, abicim nasıl oynuyosunuz?, ben sizin **************. Tamam sizi abimin küfürleriyle boğmak istemem. Hemen kendimi odama attım ve yatağıma uzandım. Yatağa uzandığım gibi uyuya kalmışım.