Sadece Bir Dilek Hakkı

239 2 0
                                    

Toplum... Toplum farklı bir insan bulduğunda sanki onu da kendine benzetmek istiyordu. Herkesin düşüncesinin aynı olmasını istiyordu. Ama Renesme her zaman onlardan farklı olduğunu, özel olduğunu hissediyordu.

İşte o gün yine her zaman olduğu gibi kendini yalnız ve toplum tarafından dışlanmış hissediyordu. Sanki herkes ona karşıydı. Süslü bir partiye gitmişti ya da daha doğrusu zorlanmıştı arkadaşları tarafından. Orda o kadar sahte insan vardı ki... Hepside toplum tarafından kabul görme çabalarındaydı. Oysa bu hayatımızı ele geçiren, her zaman onlar tarafından sevilmeyi hedeflediğimiz toplumda kimdi, neydi? Başkalarını düşünmekle mi yaşamak zorundaydık? Sadece kendimiz olunca, o kalıplaşmış çirkin insanlardan farklı olunca neden kimse bizi sevmiyordu ki! Renesme onlardan farklıydı. Zengin olmasına rağmen hiçbir zaman bununla gurur duymazdı. O her zaman merhametliydi ve insanlara yardım ederdi. Çevresindeki diğer zengin ve bencil insanların bunu salaklık olarak adlandırmasına rağmen... Her zaman iyilik yapıp denize atardı yani yaptığı iyiliği kimsenin gözüne sokmazdı. Burada daha fazla dayanamadı ve kendini arabasına attı ve doğruca boş, hiçbir zaman kimsenin olmayacağı evinini yolunu tuttu. Sonunda eve adımını atabildi. Evde ayak seslerinin yankılarını duydu. Ama bütün ses bu değildi. Bir uğultu bütün evi dolaşıyordu. Yüksek duvarlara çarpıp koskocaman tavana vurup buz gibi zemine düşüyor ve o zemini okşuyordu. Renesme bu uğultunun açık bir pencereden içeri giren rüzgâr olduğunu anladı. Kocaman evde hiç kimse yoktu. Pencereye yöneldi Renesme. Yavaş yavaş attı adımlarını ama buna rağmen her yerde ayak seslerinin yankısı duyuluyordu. Açık pencereden giren hava evi soğutmuştu. Camı kapattı ve kimsenin ona zarar veremeyeceği yere, odasına gitti. Ailesi zengindi fakat mutlu değildi. Her şeye sahipti aslında ama eksik olan tek şey ailesiydi. Onlar sadece kendi işleriyle ilgileniyordu ve Renesme'ye hiç vakit ayırmıyorlardı. Upuzun koridorda tek başına sakın ve sessizce yürüdü. Odasının kapısını araladı ve içeri girdi. İçeride de yine soğuk hava hakimdi. Süslü parti giysilerini çıkardı ve yavan pijamalarını giydi. Artık çok daha rahattı.Geniş odada her yer sevdiği şehirlerden alıntı resimlerle ve eşyalarla doluydu. Resim ve posterlerden aralık görünen yerlerde ise odasının duvarlarının mor olduğu görünüyordu. Siyah, mor ve kırmızının hakım olduğu bir odası vardı. Rahat yatağına uzandı ama bu çok uzun sürmedi. Kalktı ve aynanın karşısına geçti. Sapsarı saçlarını yavaşça taradı. Sadece aynada güzelliğine bakıyordu fakat kendini güzel hissetmiyordu her zaman olduğu gibi. Bir süper kahraman olmak oysa ne de güzel olurdu... Keşke tek bir tek dilek hakkı olabilseydi.Hiç düşünmeden o dileğini süper güçler için kullanırdı.Aynada gözlerinin içine baktı ve "Evrene sesleniyorum!Duyun beni!Bu b*ktan hayatı ben seçmedim.Bana secim hakkını verseydiniz böyle olmazdı.Mutlu olurdum.Şimdi sizden sadece bir tek dilek hakkı istiyorum.Beni bu sıkıntılı hayattan kurtarabilecek sadece bir dilek hakkı.Ve dileğim kimsede olmayan eşsiz güçlere sahip olmak.Diğerlerinden farklı olmak."dedi ve ağlamaya başladı.Aniden ışıklar gitti.Neye uğradığını anlayamadı ve kafasına bir darbe yedi. Gözlerini açmaya çalıştı ama çok zorlandı.Birden yerden birkaç santimde olsa yükseldiğini, vücudunun yerden kesildiğini hisseti ve aynada gördüğü yansımada gerçektende havada süzülen bir kız vardı. Bir an için buna inanamadı. Bu kısa sürdü çünkü gözleri bir anda başka şeyler görmeye başladı sanki gözleri baktığı yere bakmıyordu onun normalde görmemesi gereken şeyler görüyordu. Oysaki uykuda bile değil ki! Yani bir rüya olması imkânsızdı. Gözlerinin önünden bazı resimler geçti. İyide bu nasıl olabilirdi. Kendini biraz daha zorladı ve o resimleri tekrar gördü. Hepsini beyninde tek tek inceledi. Annesini görmüştü. Kapının önündeki kaleme basıyordu ve düşüyordu. Canı acıyordu. Renesme'ye kızıyordu. Ve ilk önce evin kapısının açılma sesi bütün evde yankılandı. Daha sonra bir gürültü koptu. Renesme koşarak odasından yani gizli sığınağından çıktı. Gerçektende annesi düşmüştü ve canı yanıyordu aynı zamanda Renesme'ye kaleminin neden burada olduğunu bağırarak soruyordu. Renesme afallamıştı. Tüm bunlar gerçek olabilir miydi? Renesme'nin çok büyük bir hayal gücü vardı ve beklide bunlar onun hayal gücünün bir oyunuydu. Böyle bir şey daha önce hiç olmamıştı. Bir an rüya olduğunu düşündü fakat bu rüyada değildi. Bu olanlara bir anlam dahi veremiyordu.Belkide cidden ona kimseye verilmeyen ,herkesin hayalini kurduğu bir dilek hakkı verilmişti ve o bu saçma şeyi dilemişti. Renesme bunlara bir anlam verememesine rağmen uyuması gerektiğini düşündü. Beklide bunlar gerçek değildi. Uyuyup uyanınca geçecek bir şeydi. O bal rengi gözlerini kapattı ve derin bir uykuya daldı.

Sadece Bir Dilek HakkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin