Yine yeni bir gün . Yine yeni acılar , yeni mutluluklar, yeni aşklar ... Belki yeni sınavlar , yeni deneyimler , yeni kazanımların olacağı bir gün . Kimsenin tahmin edemeyeceği şeyler yaşayabileceği bir gün , bazı insanların ölümden döneceği bir gün, çoğu insanın yalnız kalacağı bir gün. Ama bu günün kesin olan tek şeyi bir sonraki günü olacağıydı.
Bir esinti geldi , Renesme’nin güzel yüzünü okşadı ve irkilerek açtı bal rengi gözlerini.Belli ki yine penceresini açık bırakmıştı.Doğa çoktan uyanmıştı. Kuşların o büyüleyici sesleri , bahçedeki koskocaman fıskiyedeki su sesleriyle ahenk içindeydi.Renesme yatağından hiç kalkmak istemiyordu.Sanki üstünde binlerce ton ağırlık vardı.Çünkü yaşanacakları biliyordu.Yine her zamanki gibi okula gidecekti.Derslere girip hep başarılı olacaktı.Öğretmenleri tarafından gözde birisi olacaktı ama bütün arkadaşları onun başarısını kıskanacaktı ve her zaman onun canını yakmak isteyeceklerdi.O her zaman güçlü görünüyordu fakat … Fakat o hiçte güçlü değildi.O içinde çok yumuşak bir kalbe sahip olan bir insandı.Arkadaşları onunda bir kalbi olduğunu incineceğini umursamadan kazığı geçiriyorlardı.Düşmanları her zaman onu en yakınından vuruyordu.Oysa Renesme kimseye zarar vermemişti bu öfke ne içindi ? Sadece kıskançlık mı!?Artık kalkma vakti gelmişti.İyi öğrenciler ne olursa olsun okuluna gider ve derslerini aksatmazdı.Büyük ihtimalle ailesinden yine kimse evde değildi.Sadece birkaç hizmetçi vardı.Her sabah olduğu gibi kalktı ve banyoya yöneldi soğuk zemine aldırmadan.Yüzünü yıkadıktan sonra dün gece olanlar geldi aklına.O süper miydi? Asla! Yoksa ? Yoksa gerçekten de evren ona bir dilek hakkı mı vermişti?Sonra kendini bunların hepsinin bir rüya olduğuna inandırdı.O umursamaz değildi ama artık yapması gerekenin bu olduğunu düşünüyordu.Havalı okul formalarını giydi çantasını aldı ve odasından çıktı.Yürürken ayakkabılarından çıkan sesin evde yankılanmasından nefret ediyordu.Kahvaltı yapmadan bahçeye çıktı.Araba ve şoför hazır bir şekilde onu bekliyordu.Hiçbir şey söylemeden arabaya bindi.Araba harekete geçti hemen okula vardı.Renesme arabadan indi.Önünde koskocaman bir dünya vardı.Tabii önce okula uğraması gerekiyordu.Sınıfına girdi.Herkes çoktan yerleşmişti.Sınıfa son gelmenin rahatsız olduğunu düşünürdü hep. Çünkü bütün gözler ona bakardı bir anda.Bulduğu boş bir yere oturdu.Bayan mükemmel hemen arkadaşlarıyla Renesme’yi çekiştirmeye başladı her gün olduğu gibi.Ve ders başladı.Tüm dikkatini derse vererek dinliyordu Renesme.Zaten neredeyse sadece o dinliyordu .
Ve sonunda öğretmen bir soru sordu:
“Evet çocuklar ayıların göz rengi nedir?Bilen yok mu ? Renesme?”
Ama Renesme’nin cevap vermesine fırsat vermeden Alex (namı değer bayan mükemmel) atıldı:
“Renesme’nin gözlerine bakmanız yeterliydi.” dedi ve arkadaşlarıyla gülüştüler
Fakat Renesme çok sinirlenmişti ve sıraya bir yumruk attı.Attığı yumrukla beraber sıra ikiye ayrılmıştı.Bütün gözler Renesme’ye cevrildi.Çünkü o sıranın insan gücüyle kırılması imkansız gibi bir şeydi. Renesme:
“Üzgünüm ama ben ayna değilim!Bana bakınca senin gözlerin görünmez” dedi. Meraklı ve korkmuş gözlere aldırmadan sınıftan çıktı .Koridorda yürüyordu .Ders vakti olduğundan kimse yoktu. Acilen dışarı çıkması gerektiğini düşündü.Ardasından koşan bir gölge gördü ve bu onu korkutmuştu. Bir hısımla koşmaya başladı.Birden yüzüne normalde olması gerekenden daha fazla rüzgar çarptığını hisseti , durdu ve gözlerini açtı bu imkansızdı çünkü evine gelmişti .Arabayla bile bu kadar hızlı bir şekilde eve gelemezdi. Afallamış bir şekilde eve girdi.Onu kimse görmeden odasına geçti.Formalarını çıkardı ve kulaklıklarını takıp düşüncelere daldı. Renesme uzaylı mıydı? Başka bir boyuttan mı geliyordu? Yada tüm yaşadıkları hayal gücünün bir oyunu muydu ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Bir Dilek Hakkı
Science FictionSadece bir dilek hakkınız olduğunu düşünün. Ne dilerdiniz? Veya bu dilek hakkını yanlışlıkla boşa harcasanız napardınız ?