5.bölüm

25 5 9
                                    

-kuzey

Sesim çok aciz çıkmıştı irite olup  gözlerimi kapadım düştüğüm duruma karşımdaki adama baktım kesintisiz bana bakmaya devam ediyordu

"özür dile"

Özür dilemek mi ölürdüm ama dilemezdim taa ki alnıma silah dayanana kadar

Bu konumda herşey değişiyodu bu zamana kadar ilk defa böyle birşey yaşamıştım karşımdaki adamla iyi tanışmadık iyi de devam etmiyoruz hatta iyinin yanından bile geçemiyoruz.Belki başka bir şekilde karşılaşsaydık bu konumda olmayacaktık. Nedensizce bi hüzün çöktü üstüme omuzlarım düştü sonra da sol gözümden bi damla uzun zamandır gelmeyen bu damlaya çok uzaktım hele de böyle bi durum yüzünden gelen bir damlaya çok uzaktım. Çenemde hissettiğim elle kafamı geri çekmeye çalıştım ama izin vermedi

"Ahh Hira keşke bu kadar zor olmasaydın"

Parmaklarını çenemden çektiğinde kafamı kaldırıp yüzüne baktım.Gözlerini dikmiş bana bakıyordu

"Özrünü bekliyorum.Artık sabrım tükenmek üzere"

Bir yanım bir özürle ölmezsin derken diğer yanım bir ömür diline düşüceğine öl daha iyi diyordu.İkinci yanım şeytanın himayesi altında galiba.
Şeytana uyup ayağa kalktım arkamı dönüp yürümeye başladım tam hiç hareket yok diye sevinirken silahın patlama sesiyle olduğum yere mıhlandım.Bir el duvara ateş etmişti

"Sınırlarımı zorlama hira özrünü dile oyun bitsin"

"Ya ben oyunun bitmesini istemiyorsam"

Nerden geliyo bu lanet cesaret ağzımı dikicem kapalı duramıyo

"Tamam.O zaman oyunu hareketlendirelim...
Odan nerede"

Gözlerim pörtletilmekten bedenimden ayrı bağımsızlık kurduğunda "Neden" diye mırıldandım.

"Sürpriz"

Benim bildiğim sürprizlerin sonu iyi biter ama...Silahı tekrar bana doğrultup hadi dedi mecburen itaat ettim.Elinde silah var borumu

"Ani bir hareketinde beynini dağıtırım misal demin yaptığın"

"Ta-tamam"

Kekelemesem iyiydi.Lanet olası adam iki günde bana neler yapmıştı böyle arada insan olmuştu ama arada...Ben onu bu hale sokmuştum yada o hep böyleydi. Yaptıklarım film şeridi gibi gözümün önünden geçerken  fazla abarttığımın farkına vardım.Ben yaptım okeyde o da aşağı kalmadı hani.
Odamın önüne geldiğimizde elim bir türlü kulba gitmiyordu.Sonuç olarak sürprizlerin ne olduğunu bilemeyiz

"Aç şu kapıyı"

Deyince yavaşca kulbu çevirip içeri girdim sanki gömülmeye hazırlanan ölü gibiydim öyle ruhsuz öyle sakin.Ölüm sessizliği ortama hakimdi çok yavaş olan adımlarımızın sesi duyulucak derece sessizdi ortam.
Hayatımda yaşamadığım bu duygu seli sanki uçsuz bucaksız bir nehirde sürükleniyormuş hissi yaratıyodu öylece pes ettim oluruna bıraktım ölürüm yada ölmem arafta bir yerdeyim içimde belirsiz bir huzursuzluk var onu bile hissedememek koyuyo açıkcası.Şuan düşündümde ben hala 18 olmadım yani çocuk sayılırım ölsem arafamı giderim?Şu durumda bile saçmalıyorumya vallahi bana helal olsun ha herkes yapamaz.Ben pes etmek nedir bilmiyordum seninle tanışana kadar ölesiye nefret etmek nedir bilmiyordum yine seninle tanışana kadar...Çok güzelde edebiyat yaptım artık hazırım öldürebilirsin.Allahım piskolojim hiç mi hiç iyi değil

Kendi dünyamda boğulmaya yüz tutmuşken kuzeyin seslenmesiyle ona döndüm

-gerçekten sadece koltuktan düşürdüğüm içinmi böyle davranıyosun

Kızgın Kül Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin