Hayal kırıklığı ile dolan bir ruh, hayal kırıklığı ile sarmalanmış bir beden. Ben bundan ibaret değildim. Yaşadığım yıllar boyunca hayal kırıklığı peşimi bırakmazdı. Fakat her hayal kırıklığımın ardından parçalanmış bedenimi sadece küçük bir beden giderebiliyordu.
Ben çocuklara aşık biriydim. Bunun en büyük örneği kardeşimdi.
Hayatım kasvetli bir hava gibiydi. Nereye bakarsanız bakın ruhunuz bunalırdı ama ben buna mecburdum. Hiç bir şekilde beni bu hale sokanlara hesap soramazdım. Çünkü onların tek düşündüğü kendileriydi. Hesap sormaya kalksam bile kendilerini düşündükleri için hemen üste çıkmaya çalışırlardı.
Alışmıştım.
İsteğim dışında gerçekleşen olaylara.
Benim haberim olmadan, benim adıma verilen kararlara.
Ve en önemlisi de aşık olduğum adamla değilde ailemin istediği bir adamla evlenmeye.
21 yıldır hayatım hakkındaki kararlara hiç bir şekilde karar veremiyor sanki bir kuklaymışcasına annem beni yönetiyordu. İplerim annemin elindeydi ve ben o ipleri kesmek, özgür olabilmek için uğraşıyordum.
Ailem ile aramın pek iyi olduğu söylenemezdi. Elbette onları seviyordum çünkü ne olursa olsun bunca yıl bana bakmış, büyütmüş kişilerdi. Fakat bir hareketleri bile artık bana itici geliyordu. Onları seviyordum fakat benim çektiğim acıları,üzüntüyü çekmelerini istiyordum. Onları yüz üstü bırakıp bu dünyadan gitmek istiyordum ama yapamazdım.
Hayalimi gerçekleştirmeden ölemezdim.
Sevdiğim adam ile ölmeyi tercih ederdim. Onun kollarında huzurlu ve mutlu bir şekilde ölmek isterdim. Beni öpmesini, kollarıyla bedenimi sarmalamasını, her fırsatta beni sevdiğini söylemesini isterdim.
Belkide küçükte bir bebeğimiz olurdu. Bu düşünceyle gülümsedim.
Ben yıllardır sevgiye aç büyümüştüm. En tok olduğum duygu ise sevilmemekti. Sevilmeme duygusunu o kadar çok yaşamıştım ki. Alışmışlık hissi vardı. Biri gelip yüzüme karşı benden nefret ettiğini söylese hiç bir tepki vermezdim. Çünkü ben böyle yetiştirilmiştim.
Herkesin beni sevmediğine, nefret edildiğine inandırılmıştım ama ben onlara karşı saygılı ve terbiyeli ayrıca güler yüzlü olmalıymışım. Kim sevmediği birine bunları yapardı? Ben. Yıllarca bana eziyet eden kişilere böyle davranmıştım. Daima güler yüzlü ve saygılı.
Şimdi ise benden istenilen şey ölmem için bir sebepti. Ailem evlenmemi istiyordu. Artık benden kurtulmak istiyorlardı. Düşünmeliydim. Belki bu da benim onlardan kurtuluşum olurdu. Belki gerçekten aşık olurdum. Sadece gerçekten aşık olmayı umdum.
Yürüyordum bilinçsizce. Adımlarım beni sahile yönlendiriyordu. Dalgaların her kayaya çarptığında çıkardığı ses ruhumu ferahlatıyordu. Bulduğum boş banka ilerledim ve oturdum. Rüzgardan dolayı sağa sola savrulan saçlarım beni rahatsız etse de ellerimle geri düzeltiyordum.
Deniz masmavi rengi ile her insana huzur veriyordu. Deniz olmak isterdim bende. Her insanın huzur bulmasını ve beni sevmesini sağlamak isterdim tıpkı denizler gibi. Tanrı benim böyle yaşamamı isteyecek kadar, ona ne yapmıştım? Elbette sorgulamak bana düşmüyordu fakat ailem dahil beni kimse sevmiyordu, herkes tarafından itilen biriydim ve yönetiliyordum. Bunları yaşayacak kadar ne yaptığımı merak ediyordum. Derin bir nefes aldım ve gözlerimi kapatarak başımı geriye yasladım.
Huzur istiyordum. Aşk istiyordum. Sevilmek istiyordum ve birde küçük bir bebek istiyordum.
İstediklerim normal bir insan için kolay şeylerdi fakat benim için değildi. Yapayalnızdım ben. Her ne kadar etrafım dolu gibi olsa da onlar benim için hiç bir şey ifade etmiyordu. Boş dolulardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you dont own me // malik
Fanfiction" Sen, " dedi Zayn ellerimi sıkıca tuttu. " Hiç tanımadığın bir adama ve küçük bir kıza sevgini gösterdin. Her türlü zorluğa karşı dik durdun ve ne olursa olsun yanımdaydın. Şimdi söyle bana, bu adam sana nasıl aşık olmasın? " 06.07.2016*