Sarılamıyorum gökyüzüne, yıldızlara..

52 8 9
                                    

Kalmadı içimde. O değil, sevgim değil. Kırılmadık bişey kalmadı. Olanlar.. bu kelimeden sonra susup içimin yanmasının, gözlerimin dolmasının bir miktar hüznün yüzüme vurmasının geçmesini bekliyorum. Göğsümde bir sıkıntı var ki, ne yapsam da sonuç yine aynı. Bazen, sadece bazı zamanlar Allaha döküyorum içimi ve bir süre sakinleşiyor bedenim, duygularım, düşüncelerim. Yapamıyorum diyemem. Bal gibi oluyor işte. İstemesemde olmasada oluyor. Evet güçlüyüm. Çünkü zorundayım. Güçlü olmak zorunda olmak.. bu da biraz acıtıyor. Herşey acımın üstüne acı katıyor. Ama asıl acı ne biliyor musun. Asıl acı bazı şeylerin olamaması. Herşeye rağmen çekip gidersin ya. Bunun olamaması işte, olamayacağı. Cesaret meselesi değil. Gereklilik. -olmamak zorunda- olmak. İşte bu acıdır. Birçok gerçek acı var olabilir. Bu acı da onlardan bir parça. Çok acı. Anlatılamıyor ki. Ahh içimin eksikleri. Ahh şarkılar. Ben sustum siz konuşun. Ne hissettiğimi yazamıyorum bazen. Mesela şimdi. Yazamıyorum. Tam anlamıyla olmuyor hiç. İfade etmek çok zor. Bir ağrı var işte. Acının olduğu yerde bir ağrı, bir sancı. Burda çok yıldız var. Onlara baktıkça çocuk gibi gülüyorum. Acılarımla birlikte onlara bakıyoruz, baktıkça bir iki dakikalığına herşeyi unutup musmutlu gülüyoruz. Kalbim hızlı atıyor biraz. Kıpır kıpır oluyor içim. Kollarımı havaya kaldırıp sarılıyorum gök yüzüne, yıldızlara. Sarılamıyorum gök yüzüne, yıldızlara. Ruhum bi bırakıp beni, yükselip, gök yüzünün ve yıldızların bütün güzelliğini toplayıp gelse ya. Ahh ne iyi olurdum. Ne iyi olurdum! Kötü değilim yahu! Bazı geceler eziyor insanın yüreğini. Bazı geceler kalbini avuçlarının içine alıp son damlasını akıtana kadar kanının, sıkıyor. iyi olman için. O geceden sonra sabah kalkıp tedavi olduğunuzu görüyorsunuz. Gecenin sabaha bir hediyesi oluyor. Güzel gülüşler. Kırık ama güzel gülüşler. İçinizdeki burukluksa havada kalmış. İçerde bir yerlerde ama dokunmuyor. Gece iyi biri onu söylüyorum. Karanlığından korkmaya ne hacet. Dememiş miydik iyki seni koruyan karanlıklar diye. Seni koruyup kollayan ve aynı zamanda yaralarına merhem olan gece. Çok seviyorum be. Geceyi de gündüzü de yıldızları da ayı da bulutları da güneşi de ah ve tabiki yağmur. Yağmur yağacağı zamanki bulutların dolup taşmamış bir ikindi vakti grisi. Ve bir temmuz mavisi. Temmuz mavi değildir tabi. Ama temmuzun gök yüzü berraktır. Şimdi bir temmuz gecesi. Galiba bu geceye bir temmuz bir kalem bir kağıt yetermiş. Ah ve birde yıldızlar tabi. Unutmamak lazım. Onlar gecenin en güzel yanı...

İyi geceler....

-5 temmuz 2016-

Senden Başka Herkes Okuyor SeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin