Huzur Yok

HY-1

İyi Okumalar ^-^

Eve geldiğimizde Selin ona olan kızgınlığımı anlamış olacak ki "Ben gideyim annem eve bugün erken dönmemi istedi" dedi. Böyle bir şeyin olmadığını biliyordum. Hem olsa bile zaten gitmezdi ki. Onu bırakmayacaktım, bugün bestliğimizi güncellememiz lazımdı. "Tamam sen merak etme ben Yasemin teyzeyle konuşurum." dediğimde ısrar edemedi.

Eve girip, yerleşip yayıldıktan sonra söze girdim. "Kimdir? Neyin nesidir? İşi var mı? Seni sevdiğini nereden biliyorsun? Önceden çok manitası olmuş mu?" Tamam kabul ediyorum artık dalga havasındaydım. Selin hanım hemen somurtunca artık cidden merak ettiğim şeyleri sormaya başladım.

"Siz ne ara bu kadar yakın oldunuz?Yani anlarsın ya, içli dışlı diyorum, anlarsın bence diyorum."

"Tamam tamam anlatacağım. Evet, başlıyorum. Feza bana bir buçuk ay öncesinin son zamanlarında bir değişik davranıyordu. Yani arkadaştan öteydi. Ve beni bir gün sen olmadan baş başa bir akşam yemeğine götürdü. Tabi ben hiç bu gözle bakmıyordum ona. Akşam yemeğinde benden hoşlandığını söyledi. Ben ona anlamsızca bakarken benim ondan hoşlanıp hoşlanmadığımı sorduğunda bilmiyorum dedim. Yani anlayacağın her şey o gece başladı."

"E sen ondan hoşlanmıy-" Lafım kesilmişti. Zorlamadım kız gaza gelmiş anlatsın yani. Di mi?

"O geceden sonraki üç dört günüm bu konuyu düşünmekle geçti. Ve bir karar aldım. Ondan hoşlanmıyordum. Ama onu seviyordum. İyi çocuktu sonuçta. Arkadaşlığımızın bozulmasını istemezdim ama onu da üzmek istemiyordum. Her ne kadar içim rahat olmasa da ona yalan söyleyecek ve onunla çıkacaktım. İleride de ailesel bir durum uydurup ayrılacaktım. Ama öyle olmadı sevgililiğimizin 2. haftasında falan ona karşı değişik şeyler hissettiğimi fark ettim. Sanırım onunla sevgili gibi vakit geçirdikçe onun bu tavırlarına alışmıştım ve bu ilginç bir şekilde güzel geliyordu. Yani artık bende ondan hoşlanmaya başladım. O zamandan beri de çıkıyoruz."

Kızdaki zeka kalp ben şuan. Aslında mantıklı bir çözüm bulmuştu. İleride ayrılmak kötü olabilirdi belki. Ama sonradan tutulmak neydi yaa. Bir de bugüne kadar kendilerini nasıl tuttular, yanımda nasıl arkadaş gibi durdular hayret ettim. Vallaha helal!

"Size inanamıyorum.. E peki neden bana söylemediniz bunu?" dediğimde bir duraksadı.

"Iı şey şeyden ya o.. Hah, ben istemedim. Çünkü tam olarak emin olmak istedim. Bu yüzden Feza' da Duman'a söylemek için bekledi. Bir süre sonra aklımıza beraber buluşup size aynı anda söylemek geldi."

Bir şeyi anlamıyordum Duman'la Feza en iyi arkadaş mıydı? Yoksa Feza ona mı söylemek istemişti. Bunu ilerde anlayabilirim bence. "Hımm. Güzel hikaye beğendim." dedim ve güldü salak. Her şeye gül zaten.

Bir süre klasik kız sohbeti yaptık. Ama bir an "Bence Duman' la buluşursunuz, ha? Çıkışta baya numaranı istedi, yüzünü unutmayacağım dedi, ayrıca giderken göz kırptı. Ama sen hiç bir bok yapmadın. Minik öküzüm benim," deyince daha yeni içmeye başlamış olduğum kolayı tükürdüm. Ama bir tek o da değildi. Kolayı tükürürken hönkürdüm de. Eksik olmasın bu huyum. Normalde benim şu halim gören direk burayı terk eder ya da kusardı. Ama Selin alışık olduğu için kahkaha atıyordu. Onu şu gereksiz gülmelerine anlam veremiyordum. Lanet olası patates!

Kendimi temizledikten ve ortalığı toparladıktan sonra yine oturduk aynı pozisyonlarda. Benim müthüşüm yine söze girmeden ben konuşayım dedim.

"Güzel yavrum benim, şöyle şeyleri aniden söylemesen bak beni biliyorsun. Bir daha kine o kolayı üstünde bulmayasın diye söylüyorum ben. Yani seni düşünüyorum canım patatesim. Ayrıca o yüzümü gören kimse unutamaz, orangutanı herkes her zaman göremeyebiliyor sonuçta. Haklı çocuk."