" Gittikçe büyüyordu bu sıkıntı. Nefesi kesiliyordu sanki o her düğümde. Kraliyet terzisi sanki Rose 'u öldürmek istercesine sıkıyordu korsenin iplerini. Lakin bu önemli değildi.Eğer bir IB prensesi iseniz zayıf,ince belli görünmeniz sizin canınızdan daha önemliydi. Fakat ne kadar daralmış olacak ki Rose terziye bağırarak
"Yeter ! Ne istiyorsunuz düğünümde ölü gelin falan olmamı mı ? Bugünlük bu kadar yeter çıkın dışarı ! "
Rose'un bu hareketi annesi dahil herkesi şaşırtmıştı. Kolay kolay bağırmazdı Rose . İyi kalpli biriydi. Terzi bu hareketin sağlıklı olmadığını düşünerek Kraliçeye baktı. Kraliçenin çık işaretiyle çıktı.Kraliçe sinirli bir sesle bağırdı.
"Herkes çıksın !!"
Hizmetçiler kraliçenin gazabından korktuğu için gelen emirle hemen yerinden fırladı.Kraliçe tek kaşını kaldırarak kızına baktı.Bu haliyle daha da sinirli duruyordu. Yaşlanmıştı. Gözlerindeki kırışıklar iyice derinleşmişti. Fakat hala alımlıydı. Vücudu gayet diri duruyordu. Daha sonra tek kaşını indirerek anaç bir tavır takıldı. Pahalı kumaşlarla kaplı koltuktan yavaşça kalktı . Kızına doğru yürüdü. Kızının son günlerde soluklaşan çehresini ellerinin arasına alıp alnına bir öpücük kondurdu. Ellerinde ıslaklık hissetti. Rose'un gözlerinden yaşlar süzülüyordü. Rose annesinin ellerini ani şekilde kenara etti. İçinde dinmek bilmeyen bir öfke vardı Rose'un . Kraliçe kızının bu hareketine çok sinirlenmişti.
"Amacın ne senin ha ! Nedir bu sinirin bu öfken. 2 aydır gelinliğinde bir gıdım ilerleme yok sen hala çocuk çocuk hareketler yapıyorsun. Bak Rose sen bir IB prensesinin ve bazı sorumlukların var mesela Hanemiz için kralının uygun gördüğü biriyle evleneceksin. Her prensesin yaptığı gibi. Alışacaksın bu duruma alışmak zorundasın ! O pislik Ateşlerden intikamımızı almak için su prensiyle evlenmek zorundasın . Ayrıca seni öyle yaşlı , şişko , çirkin ,kel bir adamla evlendirmiyoruz . Gayet yakışıklı, düzgün , kibar bir prens. Her genç kızın düşlerini süsleyen bir çocuk. Ne zaman görsem çocuğa soğuk davranıyorsun ! Ne kadar sürecek bu. Evlendiğinde aynı yatağı paylaşmayacak mısın bu oğlanla ? Çocukların olmayacak mı ? hı ? Artık büyüdün Rose . Bir şeyleri idrak etmen gerekiyor.Bak Abin Brandon ise hava prensesiyle nişanlı biliyorsun . Ama o gıkını çıkarmıyor.
Rose annesinin son sözüyle iyice sinirlenmişti.Sürekli abisiyle kıyas edilmekten nefret ediyordu.
"Öyle mi anne ? Aynı şey mi? Onun için ne var ki ha! Her çicekten bal alan bir oğlun var . Karısından veliahtlar yapar sonra gider şehrin diğer bütün kadınlarıyla gönül eğlendirir değil mi? "
"Haksızlık etme Rose ! Sana sadece otur kocandan çocuk yap diyen kim? Sen bir IB prensesin dört elementi bükme yeteneğine sahipsin . Bunun için çocuklara eğitim bile veriyorsun . Yoksullara ve muhtaçlara yardım edip onlarla ilgileniyorsun .Bunlara ileride daha da genişletebilirsin .Abin kral olucak ,kocan ise sağ kolu... Onlar idari kısma bakarken sen devletin sosyal ihtiyaçlaryla ilgileneceksin !
Zamanında ne kadar acılar çektiğimizi biliyorsun. Eğer yıllar önce o baskından kaçamasaydık şimdi IB ırkı niye bir şey olmazdı .Peki o baskını bize kim haber etti ?
Su krallığı ...
Adamlar Ateşlerden nefret ediyor .Onların boyundurluğu altında yaşamaktansa bizim bayrağımızın altında yaşamayı kabul ettiler ve hep yanımızda oldular .Onlara bir ödül vermek zorundayız. Abin babandan sonra kral olucak .Brandon hava prensesiyle evlenip havalarla ateşin aralarındaki müttefikleri bozucak. Kocan abinin sağ kolu olucak. Böylece Ateşlerin bizim üzerimizdeki tehdidi yok olucak .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IB
Science FictionAteş ,su toprak , hava. Dört büyük ,ulus dört büyük element. Yıllardır verilen savaş boşuna ! Artık sadece bir büyük var . DÖRT element BİR insan. Aşk, entrika, taht kavgası ... ""Elementlerin savaşı başlıyor""