Giriş

44 5 6
                                    

Zeynep

Oturduğum yerden doğrulurken annemin heyecanına şaşırıyordum. Neydi bu heyecanı, sadece bir arkadaş için? Sezen ayaklarını sehpaya uzatmıştı ki, annemin zoruyla küçük bir kavga yaşadıktan sonra çekti ayaklarını sehpadan. Sonra bana 'Anneme ve oluyor ?' der gibi baktı. Omuz silkip ayağa kalktım. Annen kıyafetime tekrar göz gezdirirken.

"Bu üstünüzdekiler ne? Gidin güzel bir şeyler giyin." dedi. Anneme göz devirdim. Abartıyordu... Sadece bir yemekti nasıl olsa.

"Anne, bak bu adam özel biriyse de değilse de adamı kandırma. Kiminle uğraşacağını bilsin, bizi tanısın. Gidip elbise falan mı giymemizi bekliyorsun?" Dedim.

Annem tam ağzını açmıştı ki kapı çaldı. Annem heyecanla,

"Ay, geldiler." dedi.

Annem kapının olduğu tarafa giderken Sezene bakıp,

"İçimden bir ses bunun sadece bir yemek olduğunu söylemiyor..." dedim.

Sezen ayağa kalkıp yanıma geldi. "Banada öyle geliyor. "Dedi sakince.

Kapıdan içeri annemin yaşitlarinda bir adam girdi. Ve arkasından bizden az büyük yada yaşıt olduğumuz beli bir erkek. Sezen yüzünü buruşturup,

"Hiç yakışıklı değil." Dedi.

Yavaşça koluna vurup kıkırdadım. Sezen erkekleri sevmezdi. Ama kesinlikle bir lez değildi. Sadece feministti... Annem adama bir şey söyleyip mutfağa geçtiklerinde Sezen kendini koltuğa attı. Bende onun gibi yapamadan gözlerim kapıya yaşlanmış bana bakan çocuğa takıldı.

Sezen

Annem bugün bize bir arkadaşının yemeğe geleceğini söylemişti. Ve çok heyecanlıydı. 'Yoksa bu özel bir arkadaş mı?' Diye düşünmeden edemedim. 'Salla, Sezen,' diyerek kendimi koltuğa attım. Annemin etrafı düzenlemesini izlerken ayaklarımı sehpaya doğru uzattım. Annemin gözü ayaklarıma takıldı.

"Kaldır şu ayaklarını masadan. Geldiklerinde tek bir küfür edersen, ederseniz fena olur. Anlaşıldı mı?" Dedi bana ciddiyetle bakarak. Ayaklarımı sehpadan kaldırdım ve doğruldum.

"Duruma bağlı anne. Beni sinirlendirirse altta kalmam bilirsin." Dedim sinirle bakarak.

"Bilmezmiyim. Hele bir şey söyle-" Derken lafını kestim.

"Naparsın? Bir bok yapamazsın. Kulağımı boşuna yorma."

"Tamam annecim, sen merak etme bir şey olmayacak." Dedi Zeynep aramıza girerek 'Ne oldu bu kıza?' Derken arkasını dönüp bana göz kırptı. Bende yamuk bir sırıtış sergiledim. Annem kendi kendine söylenirken, 'Anneme ne oluyor?' Der gibi baktım Zeynep'e. Oysa omuz silkti.

"Bu üstünüzdekiler ne? Gidin güzel bir şeyler giyin." Dedi üstümüze bakarak. Zeynep göz devirdi.

"Anne, bak bu adam özel biriyse de değilse de adamı kandırma. Kiminle uğraşacağını bilsin, bizi tanısın. Gidip elbise falan mı giymemizi bekliyorsun?" Dedi Zeynep. İşte benim kardeşim.

Annem ağzını açmıştı ki, zil çaldı. Tabi bir panik oldu.

"Ay, geldiler."

Annem kapının yanına doğru ilerledi. Zeynep bana döndü. "İçimden bir ses bunun sadece bir yemek olduğunu söylemiyor.." dedi. Ayağa kalkıp yanına gittim.

"Bana da öyle geliyor." Dedim sakince.

Annem kapıyı açtı. İçeri annemin yaşlarında bir adam ardından da bizim yaşıtlarımızda bir erkek girdi.

"Hiç yakışıklı değil." Dedim yüzümü buruşturarak. Zeynep yavaşça koluma vurup kıkırdadı. Erkekleri sevmezdim. Lez değilim elbet, feministim sadece.

Annem adama bir şeyler söylediğinde mutfağa geçtiler. Bende kendimi salondaki koltuğa attım. Zeynep'i de yanıma gelmesi için çağıracakken çocuğun kapıya yaslanmış Zeynep' e baktığını gördüm. Zeynep'te kaşları çatık bir şekilde ona bakıyordu...

Zeynep

Annem kapımızı tıklatırken Sezene baktım. "Lütfen sakin ol.Onunda mutlu olmaya hakkı var." Her ne kadar sinirli olduğunu bilsem de başını salladı.

"Efendim anne." dedim. Annem yavaşça kapıyı araladı.İçeri girmek için izin ister gibi bakıyordu. Annem yani ne kadar anne desem de çok genç ve bakımlı bir kadındı. Anneme burukça gülümseyip yanımızda oturması için yanımı gösterdim.

Annem yavaş haraketlerle bizi yaklaşıp.

"Özür dilerim..." dedi sessizce.Sonra yanımıza oturdu." Eğer siz istemiyorsanız bu evlilik olmaz cidden hemen şimdi hayatımdan çıkartırım." Gözümüze beklentiyle bakan anneme sarıldım.

"Sakın öyle bir şey yapma." dedim. Sezen hayla sinirli gözüküyordu. Onları yalnız bırakmam gerektiğini düşündüm. Sezene bakıp annemin görmeyeceği bir şekilde."Sakın üzüleceği bir şey söyleme." diye ağız oynatım. Başını hafifçe salladı.

"Anne." dedim kısık bir sesle. "Siz konuşun.Hem misafirlerimiz yalnız kalmamış olur." Odadan hızla çıkıp,yemek odasına doğru ilerledim. 

Masada eski yerimi alırken. Yalçın abiye gülümsedim. Oda annem gibi genç ve karizmatik biriydi.

"Her şey yolunda mı ?"

Başımı hafifçe salladım.Gülümsedi. "Sizi de anlıyorum birden bire..." Sözünü nazikçe kesip.

"Aslında iş yemekleri,gece geç gelmeler pekte birden bire olmadı." dedim hafifçe gülümseyerek. Bana karşılık gülümsedi.

Sesiz geçen bir kaç saniyenin ardından. "Buda oğlum Nart..." dedi Eliyle tam karşımdaki çocuğu göstererek. Çocuğa bakıp."İsmin değişikmiş."dedim. Çocuk cevap olarak. "Benim gibi." dedi. Sesi çok erkeksi çıkıyordu. Kafamı yalnız gelen anneme kaydığında."Sezen ?" dedim.

"Resim çiziyordu." dedi. Dudak büzdüm.

Kafasını ne zaman dağıtmak istese bunu yapardı çünkü. Hah bide müziği vardı onuda unutmayayım. Annem Yalçın abiye dönerek."Özür dilerim." dedi. Elime su bardağını alıp tam içerken Yalçın abi annemin elini tutup."Sorun değil hayatım." dedi. Ve ben ağzımdaki tüm suyu karşımda oturan Narta püskürtüm. Çocuk üstüne bakarken utancımdan yerin dibine girdim.

Birden ayağa kalkıp. Elimdeki peçeteyle çocuğa yaklaştım. "Çok çok özür dilerim. Ya ne düşünüyordum ki." diyip Nartın su gelen yerlerini silmeye çalıştım. Baklavalarına dokunmadım bir kere.

Nart bileğimi tutup ana bakmamı sağladı."Sorun değil." dedi. Bu ilk defa  soğuk bakışlar yerine böyle bakıyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 17, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Oh May Bad Boy ( OMBB) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin