HAYAL Mİ GERÇEK Mİ?

53 8 9
                                    


Bugün hava çok sıcaktı.Yiğit'le ben limonatayı buz kalıplarına koyup dondurucuya koymuştuk.Sıcak havalarda buz yemekten daha keyifli ne olabilir ki?Bu sırada Yiğit benim ikizim.Yani çift yumurta ikiziyiz.Ben de Sezen.Annem Sezen Aksu'yu çok sevdiği için bana onun ismini koymuş.

Annem, ekmek yapıp satar.Anneannemle o koca fırında ekmekleri yaparlar.Kasabalılar annemin ekmeklerini çok lezzetli bulurlar ve ekmeği hep ondan alırlar.

Limonatalar donana kadar Yiğit'le dışarıda oyun oynuyorduk.Yiğit'le oyun oynamayı çok seviyordum.Oyuncaklarımız çok kısıtlıydı.Bu yüzden biz daha çok hayal dünyamızdaki oyuncaklarla oynamayı seviyorduk.Dev tanklarımız,gemilerimiz ve balta girmemiş ormanlarımız vardı bizim.Zavallı tavuklar!Tavuklar bizim düşmanlarımızı temsil ediyordu ve biz düşmanlarımızı korkusuzca kovalıyorduk.

Evet, bugün de düşmanlarımızı topraklarımızdan uzaklaştırmayı başarmıştık.Ödül olarak dondurmalarımızı yeme sırası gelmişti.Eve girdiğimizde bir ağlama sesi duyduk.Annem babamın fotoğrafına bakarak çok içten bir şekilde ağlıyordu.Babam öleli 5 yıl olmuştu.Annem babam hakkında tek kelime etmezdi.Anneannem ise babamın işe yaramaz, vaktini boşa harcayan, tembel bir adam olduğunu söylerdi.Çalışıp ailesini bakmaktan aciz bir insan olduğunu söylerdi.Annem göz yaşlarını sildi ve yine bize hiçbir şey söylemeden odadan dışarı çıktı.

Dondurmalarımızı yerken kardeşimle sohbet ediyorduk.

-Şu garajda ne var çok merak ediyorum.Niçin giremiyoruz?

-Orda paslı hurdadan başka bir şey yok.Annem de bunun için girmemize izin vermiyor.

-Sadece bir kere girsek.Paslı eşyalara da dokunmayız.Zaten bir şey yoksa geri çıkarız.

Bu fikir benim de hoşuma gitmişti.Çünkü ben de merak ediyordum orayı.Kimseye gözükmeden garaja girdik.Garajın içinde tahmin ettiğim gibi paslı hurdalar vardı.Hiç birine dokunmadan gezmeye devam ettik.Yiğit seslendi "Bu da ne?" elinde çok eski bir defter vardı.İçeride yeterli güneş ışığı olmadığından yazılanları okumak için dışarı çıktık.Bu babamın günlüğüydü.İçerisinde kocaman bir poster katlanmış şekilde duruyordu.Posterde ilginç bir makine çizimi vardı.Yiğit bunu bir tank olduğunu söyledi.Bana göreyse ufoya benziyordu.Önce defterde yazılanları okumaya karar verdik.Akşama kadar hiç elimizden bırakmadan okuduk.Babamı tanımak o kadar güzeldi ki.Okumamız bittikten sonra ikimizde göz yaşlarımızı tutamadık.Meğer babam şizofreniymiş.Bu hastalığı ilk defa duyuyordum.Gerçek ile hayalinde olan şeyleri ayırt etmekte zorlanıyormuş.Babam makine mühendisiymiş.Ama hastalığından dolayı hiçbir işte çalışamıyormuş.Kimse onu işe almak istemiyormuş.Annemin hem bize bakıp hem de evi geçindirmeye çalışması onu çok üzüyormuş.Bir karar almış ve garajı kendi iş alanı yapmış.Gece gündüz çalışıp yeni araçlar geliştiriyor ve bunları anlaştığı bir firmaya sunuyormuş.Karşılığında da iyi bir miktar para kazanıyormuş.Tabi bazı icatları beğeniliyor, bazıları kullanışsız bulunuyormuş.Aklında binlerce proje varmış.Bunları heyecanla anneme anlattığında annem ona acıyan gözlerle bakıyormuş.Yardıma muhtaç bir kedi yavrusunu okşar gibi başını okşuyormuş .Babam annemi ve bizi çok seviyormuş.Ama sevgisini göstermeyi bile beceremiyormuş.Annemin halen onun yanında olması, anneannemin tüm çabalarına rağmen onu bırakmaması babamı duygulandırıyormuş.Anneme kendini ispatlamak için öyle büyük bir icat yapacakmış ki hem de kendini aciz hissetmekten kurtulacakmış.Bu icat küçüklüğünden beri hayalini kurduğu zaman makinesiymiş.Sürekli bu projesi için garajda çalışıyormuş.Kış gelmiş ama babam halen projesini tamamlamak için çalışıyormuş.Annem ona yalvarırmış "Ne olur gitme garaja, üşütüp hasta olacaksın" diye.Babam ise çok kararlıymış.Bu icadı yapan insan o olacakmış.Hem işine o kadar konsantre oluyormuş ki soğu hissetmiyormuş bile.Bir gün babam çok şiddetli soğuk algınlığına yakalanmış.Doktor hastalığının zatürree olduğunu ve çok ilerlediğini söylemiş.İlaçları kullanıp yatağından hiç kalkmaması gerektiğini belirtmiş.Annem sürekli onun başındaymış.Yemeğini yedirip ilaçlarını içiriyormuş.Ama babamın icadını tamamlamasına çok az kalmış.Heyecandan gözüne uyku girmiyormuş.O gece annemde uyurken babam yine garaja gidip icadını yapmaya devam etmiş.Sabah annem uyandığında babamı yatağında göremeyince telaşlanmış.Garaja girdiğinde babam yerde titreyerek yatıyormuş.Annem doktor çağırmış.Ama artık çok geçmiş.Babamın ciğerlerini iltihap sarmış ve artık tedavi edilemeyecek durumdaymış.Babam birkaç gün içinde dünyaya gözlerini kapatmış.

HAYAL Mİ GERÇEK Mİ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin