Az önce aradı beni...
Adımı söyledi, yutkundum. Kelimeler kurşuna dizildi sanki boğazımda, konuşamadım.
Nasılsın diye sordu sonra, iyi olduğumu söyledim. Sesim titredi konuşurken, iyi değilsin dedi.
"Sen aramadan önce iyiydim" diyemedim.
Neden aradığını sordum, sadece nasıl olduğunu merak ettim dedi. Sanki kendi bıraktığı acıya merhem olacakmış gibi.
Sustuk sonra... Biraz o sustu, biraz da ben.
Görüşürüz dedi. Lütfen dedim. Lütfen bir daha görüşmeyelim, çünkü ben seninle tekrar görüşmeye hiç hazır değilim.
Kim kapatacak diye tartışmadık bu defa, sustuk sadece... Bir süre sonra kendiliğinden kapandı telefon.
O ne yapıyor şimdi bilmiyorum ama, ben hıçkıra hıçkıra ağlıyorum burada.
Allah'ım; madem onu bana yazmadın, madem ki o değil kaderim, ne diye çıkarıyorsun karşıma?
Eğer ki bir sınavsa bu; başka türlü ver belamı, razıyım cezama. Beni onunla sınama, kaybediyorum...