Innocent...《One Shot》

Masum

-Sen hiç bebeklere neden masum denildiğini düşündün mü?

Halbuki masum olduğunu düşündüğümüz bebeğin bile suçları vardır mesela; belki bütün gece ağlayıp annesini uyutmadı yada iki dakika önce annesinin kırk zahmetle yedirdiği yemeği babasının üzerine kustu bunu bilemeyiz.

Yada kartaneleri, onların masum olduğu ne malum. Belki az önce kafasını havaya kaldırmış bir çocuğun gözüne girdi yada pantolonunun kayışı bol geldiği için pantolonu habire düşen bir adamın poposuna deyip ona afrika dansı yaptırdı ve herkesin onunla alay etmesine sebeb oldu.

Suçlu olmak buna denmez suçlu olmak bunları bilerek yapmaya denir ama ben hiçbir şey yapmadım tek suçum sana aşık olmaktı. Emin ol bunuda bilerek yapmadım, duygularıma yön veremedim, yapamamda duygularım benim kontrolümde değil. Çok özür dilerim sana aşık olduğum için ama ben masumum hepsi kalbimin suçu.

Dedim zorlukla, bana soğuk soğuk bakan sevdiğimin gözlerine bakarken.

-O zaman söyle o kalbine bana aşık olmasın!

-Neden? Neden sana aşık olmama izin vermiyorsun? Ezik olduğum için mi? Giyiniş tarzım yüzünden mi? Değişebilirim. Sıkıntı erkek olmamsa senin için kız olurdum ama param yok çok üzgünüm.

-Sorun ikiside değil lanet olası ben bu güne kadar erkeklerden hoşlanıyorsun diye seni dövdüm mü? Yada çirkin giyiniyorsun diye bir şey dedim mi, sana kötü davrandım mı?

Hayır anlamında kafamı iki yana salladım.

-O zaman sakın kız olmak için ameliyat olmaya yada tarzını değiştirmeye kalkma!

-O zaman sorun nerde neden beni sevmiyorsun Lee Taeyong?

-Seni sevmediğimi söyleyen mi oldu?

Sorduğu soru karşısında afalladım beni reddeden kendisiydi.

-Beni reddettin ya.

-Reddetmek ile sevmemek aynı şey mi?

-Evet genelde sevmediğin kişileri rededersin.

-Yada sevipte zarar görmesini istemediklerini...

-Nasıl yani?

-Boşver anlamazsın.

Çatının kapısına doğru yönelmiş gidiyorduki ona seslendim;

-Hayır anlayabilirim.

Sinirle bana döndü üzerime doğru yürümeye başladı elini duvara koyup beni duvarla kendi arasında sıkıştırdı.

-Sen neyi anlayabilirsin ki? Dur ben cevap veriyim; HİÇ BİRŞEY!  Sen piskolojik olarak hasta olmanın ne demek olduğunu, o hastalığın yüzünden sevdiğin kişiye seni seviyorum diyememek nedir biliyor musun?! Bilmiyorsun bu yüzden çeneni kapat anladın mı?! Kim Doyoung!

Deyip elini duvara vurdu korkmuştum fazlasıyla, ağlamak istiyordum.

-A a anladım

Dedim sesimin titremesine engel olamayarak.

-Güzel

Dedi sinirle, yürüyürek uzaklaşırken. Bende arkasından bakarken gözlerimin dolmasıyla yetindim ve omzunda ağlıyacağım kimsem yoktu...

Ne demişti o piskolojik hasta? Neyi kastetmişti? Lanet olsun yine soramamıştım yine korkmuştum.

Kendi kendime kızarken çatının kapısına yöneldim. Yavaş yavaş merdivenlerden iniyordum tam sınıfın olduğu kata geldiğimde gülerek sınıftan çıkan Ten ve Johnny ikilisini gördüm sinirle Ten'e bakmaya başladım içimden ona saydırmaya devam etmeyi unutmuyordum tabi onun bundan haberi bile yoktu.